Bangladeş'teki Kutupalong mülteci kampından iş bulma umuduyla ayrılan ve insan tacirlerinin eline düşen binlerce genç Arakanlı Müslüman (Rohingyalar), aileleri ve yakınları tarafından aranırken, birçoğunun akıbeti belirsizliğini koruyor.

Kutupalong kampında yaşamlarını sürdüren Arakanlı Müslümanlar, AA muhabirine, kamptan iş bulma umuduyla ayrılan ve bölge ülkelerine gitmek isteyen gençlerin çoğunun ya öldüğünü ya da köle olarak satıldığını anlattı. 

Bölgede öğretmenlik yapan Zahid Hüseyin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Şimdiye kadar yaklaşık 10 bin kişi kamptan ayrıldı. Bunlardan 2 bine yakını hala kayıp" diye konuştu.

Cox's Bazar'da bir restoranda çalışan 17 yaşındaki oğlunun daha iyi iş imkanı için bölge ülkelerinden birine gitmek istemesinin ardından aracılara 100 bin taka (yaklaşık 3 bin 440 TL) ödeme yapan 50 yaşındaki Syed Alam, "Yaklaşık 5 ay önce bir telefon daha aldım ve bana oğlumun öldüğünü söylediler" diye konuştu.

AA muhabirine konuşan çok sayıda Arakanlı Müslüman, yakınlarının Bangladeş'ten ayrılmalarından aylar sonra, Tayland ya da Malezya ülke koduyla bazı numaralar tarafından arandıklarını ve telefondaki kişilerin 200 bin taka civarında fidye istediklerini söyledi.

Yakınlarıyla ilgili bilgi almak isteyen aileler, fidye için arayanlarla tekrar irtibata geçmek istediklerinde ise bu telefonlar ya kapalı oluyor ya da bu numaralara ulaşılamıyor. Eğer insan tacirleri daha fazla fidye isterse, ailelere o zaman tekrar dönüş yapıyor.

"Cehennemde gibiyiz, kurtar beni"

Murjina Begum, "İnsan kaçakçıları kocam için benden 200 bin taka istediler. O zamandan beri kocamla ilgili hiçbir haber alamadım" diye konuştu. Murjina, eşiyle en son bir ay önce konuştuğunu, kocasının ona "Cehennemde gibiyiz, kurtar beni" dediğini aktardı.

AA muhabirinin konuştuğu bir başka mağdur Shobika Begum ise kocası için istenen parayı bulmak için borç aldığını ve borcunu faiziyle ödemek zorunda olduğunu söyledi. Shobika, "Parayı nasıl ödeyeceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Çok çaresizim" ifadesini kullandı.

Muhammed Rafik ise 16 yaşındaki yakını için 200 bin taka topladığını ve bu parayı fidyecilere verdiğini belirtti. Parayı verdikten sonra, irtibatın tamamen kesildiğini anlatan Rafik, "Bir ay kadar sonra tekrar aradılar ve 30 bin taka daha istediler" dedi. Rafik, "Ne zaman ki kendisiyle telefonla ya da görüntülü konuşma yapmak istedim, o zaman bana eniştemin öldüğünü söylediler" diye konuştu.

Arakanlı Müslümanların insan tacirlerinin eline düşmesinin ardından tek sorunları art arda istenen fidyeler değil. Zira alıkonulan Arakanlı Müslümanlar büyük bir insan kaçakçılığı ağının içine düşüyor ve başka insan tacirlerine de satılıyor. 

Merkezi Bangladeş'te bulunan Kaladan Haber Ajansı'nın Editörü Tin Soe, "Yakını kaybolan o kadar çok aile var ki. Eğer fidyeciler, kaçırdıkları kişi için ailesinden ya da yakınından iki ya da üç ay gibi bir sürede para alamazsa, bu alıkoydukları kişileri, balıkçı teknelerine köle gibi satıyorlar" diye konuştu.

Tin Soe, "Eğer teknede köle gibi çalıştırılanlardan hastalanan olursa, o kişi denize atılarak, ölüme terk ediliyor" ifadesini kullandı.

Zahid Hüseyin, "Teknaf ile Cox's Bazar arasında yaya olarak seyahat eden herhangi bir Arakanlı Müslüman, kaçırılarak bir balıkçı teknesine satılabiliyor. Bu teknelerde köle gibi çalıştırılıyorlar" diye konuştu.

Bengal Körfezi ve Andaman Denizi civarında terk edilen göçmenlerin çoğunluğunu Myanmar'da gördükleri zulüm ve ayrımcılıktan kaçan Arakanlı Müslümanlar oluşturuyor. Ayrıca göçmenlerin arasında Bangladeş'in az gelişmiş kuzey ve güneybatı bölgelerinde yaşayan ve iş bulma umuduyla Malezya ve Tayland'a gitmek isteyen Bangladeşliler de bulunuyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Güneydoğu Asya'da açık denizde terk edilmiş teknelerde hala yaklaşık 2 bin Arakanlı Müslüman ve Bangladeşli göçmen bulunduğunu bildirirken, bölge ülkelerinin yaklaşık 4 bin göçmeni kurtardığı belirtiliyor.