1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Amasya'da "Çeçenistan ve Kafkasya" Semineri
Amasyada Çeçenistan ve Kafkasya Semineri

Amasya'da "Çeçenistan ve Kafkasya" Semineri

Amasya Özgür-Der'de Çeçenistan ve Kafkasya konulu seminer Murat Özer ve Ömer Bezirgan'ın sunumuyla gerçekleştirildi.

28 Ocak 2013 Pazartesi 16:54A+A-

HAKSÖZ-HABER

Dernek Merkezinde 26 Ocak 2012 günü saat 19’30 da yapılan seminerden önce, Kafkasya’da İslami mücadelenin tarihini konu alan bir sine vizyon gösterimi yapıldı.

İlk sözü alan İmkan-Der Genel Başkanı Murat ÖZER, Çeçenistan ve Kafkasya’da İslami mücadele tarihi ve cihadın şu andaki durumu ile ilgili olarak özetle şunları söyledi.

Kafkasya dediğimiz coğrafyada her biri ayrı dili konuşan pek çok kavim bulunmakta olup, genelde putperest olan bu kavimler Türkler ve Kürtlerden neredeyse 1000 yıl sonraları, 1600 ile 1800’lü yıllar arasında Arap tüccarların ve Osmanlı Devleti’nin çabalarıyla İslamı kabul ettiler.

Kafkas kavimleri, İslami kabul ettikleri günden bu güne yaklaşık 350 – 400 yıldır kesintisiz bir şekilde Rus işgaline karşı cihat ettiler. Bu mücadelenin İmam Şamil ve İmam Mansur’la iyice yükselen ve belirginleşen süreci yaklaşık 250 yıldır devam etmektedir.

Bu cihadın ortadan kalktığı sanılan komünist Sovyetler Birliği döneminde bile dağlarda mücahitlerin bulunduğu bilinmekte olup, bu nedenle cihat kesintisiz devam etmiştir diyoruz. Kafkas halkları bu cihadın ilk gününden itibaren kavmiyetçilik – milliyetçilik davası gütmemişler, ümmetçi olmuşlar ve kendilerini Osmanlı Halifesine bağlı görerek cihadı sürdürmüşlerdir.

Kafkasya’ya hakim olmak isteyen Rusya ise, savaş ile boyun eğdiremediği bu halklara galip gelebilmek için, kavimler arasında etnik milliyetçiliği körüklemeye ve geliştirmeye uğraşmıştır.

Buna rağmen İmam Şamil ve İmam Mansur tüm bu Kafkas kavimlerini, Osmanlı Hilafeti şemsiyesi altında bir liderlik ve bayrak altında toplayarak, Birleşik İslami Kafkasya idealini oluşturabilmişlerdir.

İlk defa 93 harbi denen 1876 Osmanlı Rus Savaşında Kafkas halklarından olan Çerkezler başta Anadolu, Lübnan ve Suriye’ye olmak üzere Osmanlı topraklarına hicret etmek zorunda bırakılmışlardır. Bu hicretler neticesi bu gün Anadolu, Ürdün ve Suriye’de 4 milyon civarında Çerkez yaşamaktadır.

1918 ve 1919’da, Uzun Hacı Emirliğinde Kuzey Kafkasya Emirliği kurulmuş ve İslam şeriatı uygulanmıştır.  Bu yıldan sonra oluşan komünist Sovyetler Birliği döneminde Kafkasya halkları çok eziyet çekmişler, muhtelif zamanlarda Sovyetlerin dört bir yanına sürülmüşlerdir. 1944 yılında Kafkas halklarından olan Çeçen ve İnguşlar’ın tamamı Sibirya ve Kazakistan’a sürülmüşler, gayri insani şartlarda gerçekleşen bu sürgünlerde, çoğu yollarda olumsuz şartlar nedeniyle ölmüşlerdir.

1991 yılında komünizmin çökmesi ve Sovyetlerin dağılmasıyla, Gürcistan ve Türki cumhuriyetler gibi pek çok halkın bağımsızlık ilanı Rusya Federasyonunca tanınırken, Cevher Dudayev liderliğinde bağımsızlığını ilan eden Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanımadı.

Çünkü bağımsızlığını ilan eden Türki Cumhuriyetlerin yeni devlet başkanları ve yöneticileri genelde Sovyet Ordusu ve KGB mensubu olan laik ve Rus yanlısı ve aynı zamanda İslam düşmanı kişilerdi. Oysa Cevher Dudayev ve ekibi İslami kimlik ve dava sahibi idiler ve Çeçenistan’da İslami yönetim hedefliyorlardı.

Üstelik, Çeçenistan ve Kafkasya’nın Rusya’dan kopması ile, Rusya’nın Anadolu ve Ortadoğu ile karadan olan ilişkileri kesilecekti.

Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanımayan 250 milyon nüfuslu Rusya, 1994’te 500 bin kişilik bir ordu ile 1 milyon nüfuslu Çeçenistan’a saldırdığında karşısında 10 bin kişilik Çeçen mücahitleri vardı sadece. Buna rağmen ancak 2 yıl sonra Cevher Dudayev’inde kalleşçe bir tuzak neticesi şehit edilmesinden sonra Çeçenistan’ı tamamen işgal edebildi.

Bu savaşta adeta bir destan yazan Çeçenler, nüfuslarının dörtte biri olan 250 bin kişiyi kaybettikleri gibi, 350 bin kişide göç etmek zorunda kaldı. Bu savaşta orantısız gücüne rağmen savaşı kazanmakta zorlanan Ruslar, her türlü savaş suçunu işlemekten, kadınları ve çocukları katletmekten kaçınmadılar.

1996’da Çeçenistan’ın Ruslarca tamamen işgalinin ardından Çeçen cihadı, dağlarda kesintisiz devam etti ve halende devam etmekte olup, bir gevşeme yada gerileme söz konusu değildir. Halen Dokko Umarov liderliğinde devam etmekte olan cihad, şu anda sadece Çeçenistan değil, Dağıstan, İnguşetya, Kabardin-Balkar-Karaçay ve Nogay Steplerinden oluşan 5 vilayetli BİRLEŞİK İSLAMİ KAFKASYA EMİRLİĞİ hedefi ile tüm Kafkasya’da İslami bir devlet ideali ile sürmektedir. Tüm bu bölgeler halen Rusya’ın işgali altında olmakla beraber, tüm bu bölgelerdeki mücahitler, Dokko Umarov liderliğinde Birleşik İslami Kafkasya ideali için cihada devam etmektedirler.

Cihadın İslami hedefleri nedeni ile, ABD ve batı ülkeleri cihada destek vermek bir yana, mücahitleri terörist olarak görmektedirler. Rusya’dan çekinen Türkiye Cumhuriyeti’de cihada ve mücahitlere destek vermekten kaçınmaktadır.

Kafkasya’ya İslami yönetim ve cihad anlayışı, Arap ülkelerinde faaliyet gösteren İhvani Müslimin teşkilatlarının çabalarıyla Sovyetlerin son yıllarında gelmiştir. İhvani Müslimin teşkilatları Kafkasya’da Rusya’ya karşı cihadı oluşturup örgütlemiş; bu cihad esnasında Arap memleketleri ve Türkiye’den cihada katılan mücahitlerin etkisiyle, Kafkas mücahitleri ve cihat tevhidi bir kimlik kazanmıştır. Başlangıçta mevcut olan Çeçen milliyetçileri ve benzeri unsurlar, cihadın İslami ve ümmetçi yön kazanması neticesi tamamen cihat alanını terk etmiş olup, bu gün mücahidlerin tamamı tevhid ve ümmet bilinci ve hedefine sahiptirler.

Bilahare söz alan İMKAN-DER Genel Başkan Yardımcısı Ömer BEZİRGAN, derneğin kuruluşu ve faaliyetleri ile ilgili olarak özetle şunları söyledi.

İmkan-Der, Çeçenistan ve Kafkasya cihadı nedeniyle Türkiye’ye hicret etmek zorunda kalan mücahitlerin eş ve çocukları ile savaşamayacak derecede sakatlanan gazilere yardımcı olmak amacıyla 4 yıl önce kuruldu.

Devlet bu muhacirlere yardım etmek bir yana, daimi ikamet belgesi bile vermemekte, çalışma hakkı tanınmadığı gibi; muhacirler resmi kurumlarda ve özellikle İstanbul Kumkapı Yabancılar Şubesinde olumsuz ve hatta kötü muamelere tabi tutulmaktadırlar.
Derneğimiz muhacirlerin bu tür resmi işlemlerinde onlara yardımcı olmaya, devletin sağlamadığı barınma, beslenme ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadır. Bu meyanda halen 98 ev tutularak bu evlerde 150 ailenin barınma ve beslenme ile tüm giderleri karşılanmaya çalışılmakta, oluşturulan etüt merkezlerinde çocukların eğitimi sağlanmaya çalışılmaktadır.

Tüm bu faaliyetlerimize hiçbir kurum yada devletten bir yardım yapılması söz konusu olmayıp, faaliyetlerimizi duyarlı ve hayırsever halkımızın maddi ve manevi katkıları ile yürütmeye çalışmakta ve zaman zaman zorlanmaktayız.

Bu nedenle tüm duyarlı ve hayırsever halkımızı Kafkasya cihadı nedeniyle memleketimize hicret etmek durumunda kalmış KAFKAS MUHACİRLERİNE yardımcı – ENSAR olmaya davet ediyoruz.

Derneğimiz, faaliyetlerimiz, nasıl yardım yapılabileceği ile ilgili ayrıntılı bilgiyi “http://www.imkander.org.tr” internet adresinden edinebilirsiniz.

Konuşmaların ardından, Kafkas ve Suriye Cihadı ağırlıklı soruların cevaplandırılmasının ardından program sona erdi.

fotograf-001.jpg

fotograf-(1)-001.jpg

HABERE YORUM KAT

2 Yorum