1. HABERLER

  2. HABER

  3. DÜNYA

  4. “Almanya’da Başörtülüler Ayrımcılığa Uğruyor”
“Almanya’da Başörtülüler Ayrımcılığa Uğruyor”

“Almanya’da Başörtülüler Ayrımcılığa Uğruyor”

Almanya hükümetinin Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Christine Lüders, başörtülülerin hayatın farklı alanlarında “ayrımcılığa” uğradığını söyledi.

04 Mayıs 2017 Perşembe 15:22A+A-

Almanya hükümetinin Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Christine Lüders, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi’ne 2006’dan itibaren 300’den fazla başörtülünün başvurduğunu, kurumlarında toplam 21 bin “ayrımcılık” başvurusu konusunda çalışma yapıldığı düşünülürse, başörtüsünden dolayı müracaat edenlerin çok yüksek bir orana karşılık gelmediğini belirtti.

Ancak bu başvuruların “ayrımcılığın” gerçek boyutunu yansıtmaktan uzak olduğunu vurgulayan Lüders, çok sayıda kişinin haksızlığa karşı sesini çıkarmadığından veya nereden destek alabileceğini bilmediğinden dolayı mağduriyeti sineye çektiğini ifade etti.

“Değişik Şekillerde Ayrımcılık Tecrübesi Yaşıyor”

Lüders, “Başörtülü müslümanlar değişik şekillerde ayrımcılık tecrübesi yaşıyor. Mağdurlar, iş veya staj yeri için yaptıkları başvurularda iş piyasasında haksızlığa uğradıklarını anlatıyorlar. Başka kadınlar konut bulma konusunda zorluk çektiklerini veya başörtüsünden dolayı spor salonlarına kabul edilmediklerini bildiriyorlar.” şeklinde konuştu.

İşverenlerin başörtülü kadınları işe almamasının veya staj imkânı tanımamasının bir gerekçesi olamayacağını ifade eden Lüders, bir iş için müracaat eden adayın niteliğinin dış görünüşüne veya hangi dine mensup olduğuna bağlı olmaması gerektiğini kaydetti.

“AB Adalet Divanı’nın Kararını Eleştiriyorum”

Ancak AB Adalet Divanı’nın en son aldığı kararda işverenin genel bir “tarafsızlık” tutumunu gerekçe göstererek başörtüsünü yasaklamasına izin verildiğine işaret eden Lüders, “Ben bu kararı eleştiriyorum ve işverenlerin bu kararı uygulamaya koymamalarını diliyorum.” dedi.

Lüders, birçok işverenin, çeşitliliğin kendi çıkarlarına olduğu ve insanların dışlanmaması gerektiğini bildiği için bu kararı zaten uygulamadığını kaydetti.

“Neden Bir Öğretmen Kipa, Haç veya Başörtüsü Takmasın?”

Almanya’da bazı eyaletlerde var olan “tarafsızlık yasasından” dolayı başörtülü öğretmenlerin derslere girmesine izin verilmemesine ilişkin bir soruya cevap veren Lüders, “Anayasa Mahkemesi, tarafsızlık yasasının okulda uygulanıp uygulanmamasını eyalet yönetimine bıraktı ve tüm dini sembollerin yasaklanmasına iyi bir şekilde sebep gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Bu çok önemli bir madde, çünkü sadece başörtüsü hakkında konuşmuyoruz ve bu konuda Almanya’da sorun görüyorum. Neden bir öğretmen kipa, haç veya başörtüsü takmasın? Genel olarak Almanya’da dindarlığa karşı bir tutum sergilendiğine şahit oluyorum. Benim açımdan insanlar başkalarının dindarlığını söz konusu etmesi kabul edilmez. Her yahudi öğrencinin korkusuz bir şekilde kipa takarak okula gitmesi lâzım, aynı şekilde bu başörtülü müslüman kız öğrenciler için de geçerli.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu konuda Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi’nin mağdurlar için ücretsiz hukuki mütalaa yaptığını belirten Lüders, “Ekibimiz, Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi açısından konunun bir ayrımcılık olup olmadığını inceliyor. Ayrıca şirketlerden veya spor salonlarından görüş alıyoruz. Çoğu olayda bu bile etkili oluyor. Eğer etkili olmazsa mağdurlar dava açabiliyor. Maalesef Almanya hukukunda, ne bize ne de başka derneğe mahkemede bu kadınların yanında bulunma imkânı verilmiyor.” şeklinde konuştu.

Saldırıya Maruz Kalanlar Ne Yapmalı?

Lüders, “Müslüman dernekler tarafından Almanya’da normal hayatta da, sokakta başörtüsü takan kadınlara yönelik saldırılar yapıldığı aktarılıyor. Bu tür olaylar size de yansıyor mu?” şeklindeki soruya “Münferit olarak evet, aynı şekilde yahudi düşmanlığı saldırılar da. Mağdurlara bu konuda ivedilikle savcılıklara başvurmalarını öneriyoruz. Her tür şiddet olayı suçtur ve hızlı bir şekilde suç duyurusunda bulunulması lâzım.” ifadesini kullandı.

Bu tür olayların meydana gelmemesi için toplumda neler yapmak gerektiği konusunda da Lüders, “Tavsiyeler konusunda çok dikkatliyim, çünkü çoğu zaman politikacılar insanları kışkırtıyor. Siyasetçilerin kendi inancının veya kendi ulusunun başkalarınkinden daha iyi olduğunu düşündüğü Avrupa’daki yeni bir popülizmi endişeyle izliyorum.” dedi.

Lüders, insanların bunun arkasındaki art niyeti görmelerini ümit ettiğini sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT