
Almanya Başbakanı Merz'in akıl yürütme ve sorgulama arasındaki bulanık ayrımı
Batılı liderler uzun süredir İsrail'i insani yardım kartını oynamalarına izin veren parametreler dâhilinde destekliyormuş gibi davranmaya devam ediyor.
Ramona Wadi’nin MEMO’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, bu hafta Lahey'de düzenlenen NATO zirvesi öncesinde salı günü Federal Meclis'te yaptığı konuşmada birçok çelişkiye yer verdi. Almanya'nın “devlet aklının”, “İsrail devletinin varlığını savunmak olduğunu” söyledi. Ancak, “Gazze'de bir ateşkes imzalanmasının zamanı geldi” diye de ekledi.
Merz, Almanya'nın “İsrail'in Gazze Şeridi'nde hangi hedefe ulaşmak istediğini eleştirel bir şekilde sorgulayacağını” söyledi.
Eğer Almanya'nın “devlet aklı” İsrail'i desteklemekse, o zaman Almanya İsrail'i yerleşimci-sömürgeci, soykırımcı bir girişim olarak destekliyor demektir. İsrail'in tüm varlığı etnik temizlik, mülksüzleştirme ve yerli Filistinlilerin yerine uluslararası bir yerleşimci nüfus yerleştirme üzerine kuruludur. İsrail'i destekleyen diğer tüm ülkeler gibi Almanya da ciddi uluslararası hukuk ihlallerini ve savaş suçlarını desteklemektedir.
Bu açıkça tanımlanmışken, Almanya İsrail'in Gazze'de ne yapmak istediğini nasıl eleştirel bir şekilde sorgulayacaktır? Merz sadece İsrail'in söylemini dikkate alırsa, nihai hedefin Gazze'deki tüm Filistinlileri ortadan kaldırmak olduğu açıktır. Bazı İsrailli yetkililer de bunu doğruladı ve daha önce sızdırılan, Filistinlilerin gönüllü göç kisvesi altında -sözde insani amaçlarla- zorla nakledilmesi planları da bunu gösteriyor. Merz'in İsrail'e verdiği destek eleştirel düşünceye dayanmıyor. Yerleşimci-sömürgeciliği desteklemeden İsrail'i desteklemek mümkün değildir.
Batılı liderler uzun süredir İsrail'i insani yardım kartını oynamalarına izin veren parametreler dâhilinde destekliyormuş gibi davranmaya devam ediyor. İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırım, insani felaketle başa çıkmaya bile yetmeyen insani paradigmanın başarısızlığını gözler önüne sermiştir. Bu sadece İsrail'in sömürgeciliğini ve soykırımını destekleyen hükümetlerin çıkarlarına hizmet etmektedir, çünkü uluslararası toplum uzun zamandır Filistinlileri diplomatik amaçlarla insani yardım söylemine zorlamaktadır. İsrail'in UNRWA'nın işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet göstermesini yasaklamasından bu yana hükümetlerin müdahale etmemesinin nedeni de budur. Şimdi dünya yardım dağıtım merkezlerinin katliam alanlarına dönüştüğüne tanıklık ediyor, ancak Merz hala Almanya'nın İsrail'in varlığını destekleyeceğini belirtmeyi uygun görüyor.
Merz, İsrail'i destekliyorsa, “Gazze'de ateşkes sağlanmasının” mantığı nedir? Sanki Filistin halkı için ateşkes sağlamak için daha iyi bir zaman yokmuş gibi “zamanı geldi” diye mi nitelendiriliyor? Bunun nedeni diplomatların ateşkes yapmama politikasının artık kendi çıkarlarına hizmet etmeyeceğini düşünmeleri mi?
Merz, bu tür çelişkilere düşen tek devlet başkanı değil kuşkusuz ama bu tür siyasi ikiyüzlülüklere seyirci kalan kitle giderek daralıyor. İnsanlar soykırıma son verilmesi çağrısında bulunurken, hükümetler hala insani yardımı tartışıyor ki bu elbette gerekli ama İsrail'in soykırımını sona erdirecek bir araç değil.
Diğer dünya liderleri gibi Merz'in açıklaması da Filistinlilerin, topraklarını çalan ve onları yerinden edip öldürmeye devam eden sömürgeci bir varlığa karşı meşru bir şekilde direnen insanlar olarak değil, yalnızca insani yardım ve ateşkes merceğinden görülmesi gerektiğini ima ediyor. Almanya soykırımı sorguluyor mu? Dağıtım bölgelerindeki katliamları? Merz, İsrail'in Gazze'de ne elde etmek istediğini eleştirel bir şekilde sorgulayan kendi ifadesini sorguluyor mu? Eğer sorguladıysa ve cevap Filistinli nüfusun soykırım yoluyla ortadan kaldırılmasıysa, Almanya şimdi kendisini nasıl tanımlıyor?
* Ramona Wadi, bağımsız bir araştırmacı, serbest gazeteci, kitap eleştirmeni ve blog yazarıdır. Yazıları Filistin, Şili ve Latin Amerika ile ilgili çeşitli temaları kapsamaktadır.








HABERE YORUM KAT