
"Allah, meleklerini, kalbleri ihya eden vahyi ile gönderir"
Allah, meleklerini, kalbleri ihya eden vahyi ile, kullarından dilediğine gönderir ve "Benden başka ilah yok. Ancak benden korkun." der.
يُنَزِّلُ الْمَلٰٓئِكَةَ بِالرُّوحِ مِنْ اَمْرِه۪ عَلٰى مَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ٓ اَنْ اَنْذِرُٓوا اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنَا۬ فَاتَّقُونِ ﴿٢﴾
2- Allah, Meleklerini, kalbleri ihya eden vahyi ile, kullarından dilediğine gönderir ve "Benden başka ilah olmadığını bildirir. Ancak benden korkun." der.
İşte bu, ilahlığın bir ve ortaksızlığıdır, inancın ruhudur, nefsin hayatıdır. İnsanı dirilten yöneliş ile yok edici yöneliş arasındaki yol ayırımıdır. Bir tek ilaha bağlanmayan bir nefis, bir ruh şaşkın ve yıkılmış bir ruhtur. Çeşitli eğilimler onu kendine çeker. Kuruntular onu etkisi altına alır. Çelişkili düşünceler onu paramparça eder. Tereddütler ve şeytanî telkinler kemirir onu. Bir bütün olarak derli toplu bir halde herhangi bir hedefe yönelemez!
Ayetteki “ruh” kavramı bütün bu anlamları kapsamına alıyor. Böylece Allah’ın tüm nimetlerinin ancak onunla ortaya çıkacağı anlaşılıyor. Gerçekten de bu en büyük niméttir. Bu nimet olmadan diğerlerinin hiçbir değeri yoktur. İnsanlığı diriltecek olan akide nimeti kendisine bahşedilmedikten sonra insanlık ruhu, yeryüzünün bütün nimetlerinden güzel şekilde yararlanma imkânını elde edemez.
FİZİLALİL KUR’AN
Bu, "Bir peygamberin hem sözle, hem de amelle görevini yerine getirebilmesi için ona bahşedilen 'peygamberlik ruhu'" anlamına gelir. Kur'an bu "Ruh"tan birçok yerde bahseder. Çünkü insanın ruhu ile fiziksel hayatı arasında nasıl bir ilişki varsa, bu ruhla peygamberin görevi ve onun ahlâkî hayatı arasında da aynı tür bir ilişki vardır. Bu bağlamda hıristiyanlar "ruh" kavramını yanlış yorumlayarak, "teslis" şeklinde sapık bir akide ortaya çıkarmışlardır.
Allah kullarından dilediklerine meleklerini indirir de onlardan şunu ister: Benden başka İlâh olmadığını insanlara bildirsin ve o insanlar yalnız Benim için muttaki olsunlar, yalnız Beni hesaba katarak bir hayat yaşasınlar, hayatlarında tek söz sahibi, tek Rab, tek İlâh Ben olayım. İşte yeryüzünde bunu gerçekleştirmek için Rabbimiz Ruhla, vahiyle meleklerini dilediği kullarına gönderir.
Bu ayet, peygamberlik "ruhu"nun özünü ortaya koymaktadır: İlâhlık sadece Allah'a mahsustur, korkutmaya layık olan da sadece O'dur. Bu yüzden Allah korkusundan başka toplumun ahlâkî sistemini ayakta tutacak bir dayanak noktası yoktur. Çünkü ancak O'nun gazabından ve cezasından veya O'na itaatsizliğin sonuçlarından korkma kişiyi dalâletten kurtarabilir. Bu nedenle insanlara "yalnız benden korkun" diye emredilmiştir.
TEFHİMUL KURAN
HABERE YORUM KAT