
"Allah, her şeyin yaratıcısıdır ve O, tektir!"
Haksöz Haber tefsir incelemeleri Rad Suresi ile devam ediyor.
DE Kİ: "ALLAH, HER ŞEYİN YARATICISIDIR VE O, TEKTİR, KAHREDİCİ OLANDIR."
RAD SURESİ
قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قُلِ اللّٰهُۜ قُلْ اَفَاتَّخَذْتُمْ مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَ لَا يَمْلِكُونَ لِاَنْفُسِهِمْ نَفْعًا وَلَا ضَرًّاۜ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْاَعْمٰى وَالْبَص۪يرُۙ اَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُۚ اَمْ جَعَلُوا لِلّٰهِ شُرَكَٓاءَ خَلَقُوا كَخَلْقِه۪ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْۜ قُلِ اللّٰهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ ﴿١٦
16 De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tır." De ki: "Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremiyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti?De ki: "Allah, her şeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır."
İşte Allah'ın müşriklere bu tür sorular sormasını Rasulü'nden isteme nedeni buydu: "Göklerin ve yerin Rabbı kim? Kainatın rabbı kim? Hayatınızı idame ettiren şeyleri, rızkı kim sağlıyor size?" Bu sorulara herhangi bir cevap vermedikleri zaman da, Allah, Rasulü'nden cevaben "Allah" demesini istiyor ve peşinden şu delili getiriyor: "Madem Allah'tır niye o zaman ilahlar ittihaz ediyorsunuz?"
"Kör," kainatta gözünün önüne saçılmış, yayılmış olmasına rağmen, Allah'ın Birliğine delalet eden sayısız ayetlerin hiçbirini görmeyen kişidir. Öte yandan "gören" kişi, kainatın her zerresinde, bir çimen, bir ağaç yaprağında kendisini yaratanı gösteren ayetleri görendir. Böylece ortaya atılan soru şu anlama gelmiş olur: "Ey inkarcılar, eğer siz ayetler karşısında körseniz, onları görebilen kişi ne diye bir kör gibi davransın, niçin sizler gibi sağa sola toslasın?"
"Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti?"
Bu soru, müşriklerin şirk üzere yaşamalarının hiçbir geçerli sebebi olmadığını vurgulamak için zikredilmektedir. İlahlarının kainattaki tek bir zerreyi bile yaratamayacağını ve yaradılışa en küçük, en önemsiz bir katkısı bulunamayacağını bizzat kabul ederlerse bu konudaki zanlarını besleyecek hiçbir temel kalmayacaktır zira geriye. Peki, neden o halde birer vehimden ibaret olan tanrılarını Hakiki Yaratıcı'nın kudret ve haklarına ortak ediyorlar?
Arapça "Kahhar" kelimesi lugatta "Kendi hükmüyle herşeye hükmeden ve herşeyi tamamen kendi kontrolü altında bulunduran" anlamına gelir.
O'nun "Vahid'ül-Kahhar" olduğu gerçeği daha önce zikredilen "Herşeyin yaratıcısı yalnızca Allah'tır" gerçeğinden tabiatıyla çıkmaktadır ki, bu gerçek müşrikler tarafından da kabul edilmekte ve hiçbir şekilde inkar edilmemekteydi. Bu böyleydi çünkü, herşeyi yaratanın mantıki olarak tek olması gerekir ve O'ndan gayri olan herşey, her varlık zaruri olarak O'nun mahlûku olmalıdır. Demek ki, yaratıcısının mahlukat üzerinde kesin bir kudrete ve kapsayıcı bir kontrole sahip olması gerekir. Çünkü yaratıcının tamamen kontrol edemediği birşeyi yaratması düşünülemez. Şu halde Allah'ı Yaratıcı olarak kabul eden bir kimsenin yaratıcıdan başka herhangi birşeye tapınması, zorluklarının halledilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması için O'ndan başkasına dua etmesi için hiçbir sebep kalmamaktadır.
TEFHİMUL KURAN
Göklerin ve yerin tek Rabbi, tek yasa belirleyicisi vardır, O da Allah’tır. Çünkü her şey Allah’ındır. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Eh madem bütün kâinat Allah’ınsa o zaman siz kiminsiniz? Bütün kâinat O’nun mülküyse siz kimin mülküsünüz?
Öyleyse ey kâfirler, ey müşrikler sizler Rabb’inizin varlığını ve Ondan başka Rab ve İlâh olmadığını ispat eden göklerde ve yerde bu kadar âyete karşı kör ve sağır davranıyorsunuz diye onları gören peygamber ve onun yolunun yolcuları ne diye kör gibi davransınlar? Sizler mü’minlerin yoluna girip cennete gitmeniz gerekirken ne diye müminleri kendi cehenneminize çekmeye çalışıyorsunuz?
Evet, Allah gören ve bilendir. Allah bilgisi tam olandır. Allah hükmederken bu bilgilerle hükmeder, hâkimiyetini tam olan bilgisiyle gündeme getirir. Allah her şeyi bildiği için kullarından birini yargılarken ona onun hallerinden bazı ayrıntıların gizli kalması söz konusu değildir. Gizlide, tenhada işlediği amellerin ona gizli kalması gibi, ya da o amelleri işlerken içinden geçirdiği niyetinin Allah’a gizli kalması gibi bir şey söz konusu değildir. Çünkü Allah her şeyi bilendir. Ama sizin şu anda mâbud kabul ettikleriniz, İlâhlar kabul ettikleriniz, bu gizlilikleri asla bilemezler.
BASAİRUL KUR’AN
HABERE YORUM KAT