1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Akit Yazarı İbrahim Karataş Taşı Gediğine Koymuş: Dünyadan Bir Zalim Eksildi!
Akit Yazarı İbrahim Karataş Taşı Gediğine Koymuş: Dünyadan Bir Zalim Eksildi!

Akit Yazarı İbrahim Karataş Taşı Gediğine Koymuş: Dünyadan Bir Zalim Eksildi!

İbrahim Karataş, “Halep Kasabı” lakaplı General Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesini değerlendirdiği yazısında “Dünyadan bir zalim eksildi” diyor.

06 Ocak 2020 Pazartesi 12:38A+A-

İbrahim Karataş’ın Yeni Akit’te yayımlanan yazısı (06 Ocak 2020) şöyle:

Dünyadan Bir Zalim Eksildi

ABD Cuma günü Kudüs Güçlerinin lideri Kasım Süleymani ile Haşdi Şa›bi lideri Ebu Mehdi El Muhandis’i Bağdat’ta öldürdü. Öncelikle şunu belirtmeli ki; bu ikilinin kendilerini gizlemeden ortalıkta dolaşması kendilerine olan özgüven ve Amerika’nın büyükelçilik saldırısından sonra önceki gibi sessiz kalacağına inanmalarıdır. Ama öyle olmadı. ABD bir-iki günlük takipten sonra her ikisini de öldürdü.

Ölmeleri ümmet için iyidir. O Süleymani ki bugünkü Suriye iç savaşının en önemli figürlerinden, katliamların sorumlusu ve Ortadoğu’da Şii yayılmacılığının başaktörüdür. Saldırı sonrası kopan elinde bebeklerin kanı vardır. Allah onunla ilgili adaletini ahiretten önce bu dünyada tecelli ettirdi.

Başında bulunduğu Kudüs Güçleri İran’ın vekil (proxy) örgütlerinin çatı örgütüdür. Onlarca örgütten oluşan Kudüs Güçlerinin farklı ülkelere yayılmış 150 bin militanı var. Örgütler arasında Hizbullah ve Haşdi Şa’bi gibi birer ordu büyüklüğünde olanlar da var. İran yayılmacılığı bu örgütler üzerinden yapılır. İran bu sayede sorumluluktan kaçtığını düşünür. Çünkü her seferinde örgütlerle olan bağlantısını inkâr eder. Fakat bu şark kurnazlığı her zaman işlemiyor. Hem artık nelerine güveniyorlarsa örgütlerin arkasında olduklarını gizlemiyorlar. Ortadoğu’da askeri üniformalarla gezip, biz işin içinde değiliz gibi bir yalana kimse inanmaz ve inanmadılar da.

Cay-ı dikkattir ki Süleymani’nin ölümünden sonra mezhepçi yerli İrancılar karalar bağladı. Hatta utanmadan bu katilin ölümüne sevinenleri mezhepçilikle suçladılar. Kimse Süleymani’nin ölümüne Şii olduğu için sevinmiyor. Sebep; onun raydan çıkmış Şiilik denilen tehlikeli anlayış uğruna bebekleri bile öldürmesidir. O Şiilik ki baş düşman olarak ne Hristiyanları ne de Yahudileri görür. Baş düşman Sünnilerdir. Gelmesi beklenen son İmam bile gayrimüslimlere karşı değil Sünni Müslümanlara karşı savaşacaktır. Kehanetlere kendilerini o kadar kaptırmışlar ki Evangelistler bile onlar kadar radikal değiller. Neyse ki Süleymani’nin ölüm emrini Evangelist Trump verdi. Sünni bir ülke verse İmam Mehdi gelmeden büyük savaşı başlatırlardı. Başarılı olmaları zor ama Sünnilere olan nefret ve Mehdi’nin gelişini hızlandırmak amacıyla bunu yaparlar.

Amerika’nın Süleymani’yi vurmasına Müslüman kimliği ve penceresiyle bakılmamalı. Amerika’nın İslam düşmanlığı ve Müslümanlara ne kadar zulmettiğini hepimiz biliyoruz. Lakin Müslümanlar içinde de Müslümana zulmeden ve hatta bunu ibadet sayan zalimler var. Kasım Süleymani ve çeteleri buna örnektir. Onlar Suriye’de bir Kur’an ayetini değiştirerek “veqtul f’eqreb” (öldür ve (Allah’a) yakınlaş) gibi fetvalar uydurup Müslümanları öldürüyordu. Öldürdükleri yüzbinlerce insan içinde zalim gayrimüslimlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu tür zalimlerin başka bir zalim tarafından öldürülmesine Kur’an-ı Kerim fetvayı vermiştir. En’am Suresi 129. ayette “İşte böylece kazanmakta oldukları (günahlar) yüzünden, zâlimlerin bazılarını bazılarına musallat ederiz” buyurulur.

Bu meselede esas olan kimin öldürdüğü değil kimin öldüğüdür. Eğer öldürülen bir zalimse bırakın Amerikalılar öldürsün. Bu vesile ile İranlılar Müslümanlarla uğraşmak yerine Amerikalılarla uğraşırlar. Eğer mesele Süleymani’nin Müslümanlığı ise (nasıl bir Müslümanlıksa artık) o zaman FETÖ’ye, PKK’ya, Esed’e ve Şebbihalarına Müslümanlar diye merhamet mi gösterilmeli? O FETÖ’cü teröristler ki 15 Temmuz’da Türksat’ın kapısındaki güvenlikçiyi öldürüp sonra da Sünnet diye suyu yere oturup içmişlerdi.

Hasıl-ı kelam İslam âlemi büyük bir zalimden kurtuldu. Belki bu vesile ile İran da kabuğuna çekilir. Ya da aşırıya gider de başı daha büyük bir belaya girer. Müslümanların huzuru için itikadında sapma olan radikal Şiilik ve Selefilik gibi grupların pasifize edilmeleri elzemdir. Bu örgütler hem İslam’a zarar veriyorlar, hem de zarar verenlere taşeronluk yapıyorlar. Bunların ortadan kalkmasına vesile olana değil neticeye bakalım.

 

HABERE YORUM KAT