1. HABERLER

  2. HABER

  3. DÜNYA

  4. AB Ülkeleri Katalonya’nın Bağımsızlığına Neden Karşı Çıkıyor?
AB Ülkeleri Katalonya’nın Bağımsızlığına Neden Karşı Çıkıyor?

AB Ülkeleri Katalonya’nın Bağımsızlığına Neden Karşı Çıkıyor?

Katalonya’nın, bağımsızlık ilanını şimdilik askıya almasına rağmen Avrupa Birliği (AB) üyeleri, kendi ülkelerindeki bağımsızlık yanlısı hareketlerin canlanmasından korkuyor.

11 Ekim 2017 Çarşamba 14:58A+A-

AB’de Ayrılıkçı Hareketler Endişesi Bitmedi

Şerife Çetin / Anadolu Ajansı (AA)

İspanya’nın doğusundaki Katalonya Özerk Yönetimi’nin bağımsızlık ilanını şimdilik askıya almasına rağmen diğer Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içerisindeki ayrılıkçı hareketler, endişe yaratmaya devam ediyor.

Katalonya’daki yasa dışı bağımsızlık referandumu, bir yandan Belçika, Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerdeki ayrılıkçı hareketleri cesaretlendirirken diğer yandan bu ülkelerin yönetimini endişelendiriyor.

Katalonya’daki bağımsızlık referandumunun İspanya Anayasası’na göre yasa dışı olduğunu savunan Avrupa Birliği ülkeleri, olası bağımsızlık ilanını tanımayacağını vurgulamıştı.

Konuyu İspanya’nın içişleri olarak değerlendiren bu ülkeler böylece, kendi ülkelerindeki ayrılıkçı hareketlere gözdağı vermek suretiyle ayrılıkçıların cesaretlerini kırmayı hedefliyor.

Katalonya Emsal Olabilir

Katalonya özerk bölgesinin 2010 yılından bu yana artarak hız kazanan bağımsızlık taleplerinde, 1 Ekim’de gergin bir ortam ve ağır polis müdahalesine rağmen gerçekleşen referandum dönüm noktası niteliği taşıyor.

Özerk Yönetim Başkanı Carles Puigdemont, merkezi hükümetle diyalog sağlanabilmesi için bağımsızlık ilanını askıya aldıklarını açıklasa da referandumla “bağımsızlık hakkını kazandıklarını” savunuyor.

Toplumunun yüzde 95’inin Katalanca konuştuğu Katalanların bağımsızlık taleplerindeki temel itici gücün ekonomik nedenler olduğu değerlendiriliyor. İspanya’nın en varlıklı bölgelerinden biri olarak bilinen endüstri ve yatırım zengini Katalonya’nın ileride bağımsızlık kazanması durumunda, İspanya Gayrisafi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) yüzde 25 oranında kayba uğrayacağı tahmin ediliyor.

Basklar Tetikte Bekliyor

Katalonya’nın bağımsızlık girişimini en yakından takip eden kesimlerden biri, İspanya’nın Bask özerk bölgesi olarak öne çıkıyor. Katalonya’ya kıyasla ekonomik olarak daha az gelişmiş bir bölge olan Bask, İspanya hükümetinden bağımsız vergi sistemi yürütüyor.

Bu bağlamda, 2011 yılında silah bırakan ve 50 yılda 800’den fazla kişinin ölümüne yol açan ETA terör örgütü için Bask bölgesinin bağımsızlığı, hala öncelikli konu olmayı sürdürüyor.

İspanya’da 1939-1975 yılları arasındaki Franco diktatörlüğü döneminde ezildiğini iddia eden Bask halkının, Katalonya’daki gelişmelerden cesaretlenerek tekrar bağımsızlık için harekete geçmesi durumunda, İspanya’nın aşılması zor bir krizle karşı karşıya kalacağı düşünülüyor.

Birleşik Krallık’ta Ayrılıkçı Hareketler Güç Kazanıyor

Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma kararının ardından (Brexit), İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’dan oluşan ülkede ayrılıkçı hareketlerin güç kazandığı belirtiliyor.

Özellikle 300 yıldır Birleşik Krallık’ın parçası olan İskoçya’daki ayrılıkçı kesimdeki hareketliliğinin, Katalonya’daki gelişmelerden sonra hız kazanması bekleniyor.

2014 yılında gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumundan sonuç alamayan İskoçların, AB’de kalma yönünde oy kullandığını ifade eden İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri Nicola Sturgeon’ın 2018’de tekrar bağımsızlık referandumu düzenleyeceği yönünde işaretler yaygınlık kazanıyor.

Kuzey İrlanda’da yıllardır İrlanda’yla bütünleşme ve Birleşik Krallık’ta kalma taraftarları arasındaki bölünmüşlüğün, Brexit ve Katalonya’daki gelişmeler sonrasında daha da derinleştiği gözlemleniyor.

Kuzey İrlanda’da Birleşik Krallık’tan ayrılma taraftarı Sinn Fein partisinin son gelişmeler ışığında sesinin daha güçlü çıktığı görülüyor. Kuzey İrlanda’nın AB’den ayrılmak istemediğini belirten parti lideri Michelle O’Neill, Brexit’in bir felaket olacağını belirterek, “İrlandalıların birliğini sağlamak için acil referandum düzenlenmesi” çağrısında bulunuyor.

Bir taraftan Brexit’in siyasi, ekonomik ve sosyal etkilerini göğüslemekte zorluk çeken Birleşik Krallık’ın diğer taraftan ayrılıkçı dalgalarla başarılı bir şekilde baş etmesi zor görünüyor.

Belçika Flamanlarının Bağımsızlık Hedefi

Katalonya’daki gelişmeleri yakından takip eden bir diğer ülke ise 3 toplumlu Belçika. Fransızca konuşulan Valonya, Flamanca konuşulan Flamanya, her iki dilin konuşulduğu Brüksel ile Almanca konuşulan doğudaki küçük bir bölgeden oluşan Belçika’nın bütünlüğünü Flamanya’nın ayrılıkçı istekleri tehdit ediyor.

İktidarda koalisyon ortağı olan Yeni Flaman İttifakı (N-VA) partisi, nihai hedefini “Flamanya’nın bağımsızlığı” olarak tanımlıyor.

Öyle ki parti lideri ve federal hükümetin İçişleri Bakanı Jan Jambon, Katalonya’daki tartışmalı bağımsızlık referandumunun ardından “Şu anda gündemde olmasa da partimizin uzun vade hedefinde Flamanya’nın bağımsızlığı var. Benim kalbim Katalanlarla.” açıklamasında bulundu.

Flamanya’daki ayrılıkçı kesimin cesaretlenerek uzun vade hedeflerini yakın zamanda harekete geçirmeye çalışması durumunda nüfusunun ve ekonomik faaliyetlerinin yarısını kaybedecek Belçika’nın, bir ülke olarak varlığını sürdürmekte güçlük çekeceği düşünülüyor.

İtalya’da Olası “Veneto” Bölgesi

Tüm Avrupa’yı sarsan ekonomik krizin yansımalarıyla halen boğuşan İtalya da ayrılıkçı hareketlerden etkilenen ülkeler arasında yer alıyor.

AB’de Yunanistan’dan sonra en fazla borcu olan ülkenin endüstri ve bankacılık merkezi olan kuzeyi, İtalya’nın GSYH’sine en fazla katkıyı sağlayan bölge olarak ön plana çıkıyor.

Bu bağlamda Veneto bölgesi 22 Ekim’de daha fazla özerklik elde etmek için referandum düzenlemeyi planlıyor. Veneto’nun yanı sıra kuzeyde Alto-Adige ve Lombardiya bölgeleri bağımsızlık taleplerini dile getiren bölgeler olarak dikkati çekiyor.

Halihazırda finansal konularda elde ettiği yetkiyle yetinen kuzeyin 1990’lı yıllarda, “İtalya’nın güneyini beslemekten” bıktığını belirterek, “Padanya” adı altında bağımsızlık talep etmesi, önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.

Fransa’nın Korsika Geçmişi

Katalonya’da olası bir bağımsızlık ilanını tanımayacağını açıklayan ilk AB ülkelerinden Fransa’nın da kendi içinde Korsika Adası’nda olası ayrılıkçı talepleri önlemeye çalıştığı görülüyor.

Geçmişte ayrılıkçı hareketlerin düzenlediği saldırılardan büyük sıkıntı çeken Fransa, olası bir ayaklanmaya karşı sert bir tutum alırken, Korsika dilinin Fransızcanın yanında resmi dil olması talebini duymazdan geliyor.

Korsika’daki ayrılık yanlısı Ulusal Özgürlük Cephesi (FLNC), 2014 yılına kadar Fransa’nın Korsika halkının ulusal haklarının tanınması ve bağımsızlık talebiyle çalışma yürütmesiyle biliniyor.

Halihazırda Fransa meclisinde 3 Korsika milliyetçisi milletvekili bulunuyor. Korsika bölge yönetiminin özerklik statüsüyle yetinebileceğini belirtmesine rağmen bağımsızlık taleplerinin tekrar canlanabilme ihtimali de iyiden iyiye ortaya çıkıyor.

Bavyera’da Bağımsızlık Yanlıları Artıyor

Almanya da bağımsızlık hareketlerinden etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Yakın zamanda yapılan bir anket, Bavyera eyaletinde her üç kişiden birinin Almanya’dan ayrılmak istediğini gösteriyor. Bu oranda geçmiş yıllara göre ciddi artış olması dikkati çekiyor.

Ancak Almanya Anayasa Mahkemesi, olası bir Bavyera referandumunu yasaklıyor.

AB içinde bağımsız Bavyera için mücadele eden Bavyera Partisi, bölgenin statüsünün mahkeme kararı ile tespit edilemeyeceğini, Bavyera halkının bağımsızlık iradesinin neticede belirleyici olacağını savunuyor. Avrupa genelinde ayrılıkçı hareketlerdeki canlanmayı memnuniyetle karşıladığını belirten parti, bağımsızlık için mücadele etmeye devam edeceğini vurguluyor.

Danimarka’da Anayasa İçin Referandum

Danimarka’da ise Grönland ve Faroe Adaları’nda bağımsızlık talepleri dikkati çekiyor. 1948 yılından beri kısmi özerk statüye sahip olan bu bölgelerde, ayrılıkçı hareketlerin canlandığı gözlemleniyor.

Nisan 2018’de yeni bir anayasa için referandum yapacak olan Faroe Adaları’nda, bağımsızlık için de referandum düzenleyeceği tartışılıyor.

Bölünme Korkusu Yayılıyor

Mevcut tablo, AB üyelerinin Katalonya’nın bağımsızlık girişimine neden karşı çıktığı ve İspanya anayasasına uyulması çağrısını sürekli yenilediğini daha net açıklıyor.

Bu ülkelerin, Katalonya’nın bağımsızlık girişiminin başarılı olması durumunda, kendi ülkelerindeki ayrılıkçı grupların cesaretlenmesinden korktuğu görülüyor.

Katalonya’da referandum gününde polis müdahalesinde yüzlerce kişinin yaralanması karşısında bile sessiz kalan AB kurumları ve ülkeleri, Katalonya’nın kendi ülkelerinde örnek teşkil ederek bölünmeyi teşvik etmesinden kaçınıyor.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum