1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. "10 Soruda Başkanlık Sistemi"
"10 Soruda Başkanlık Sistemi"

"10 Soruda Başkanlık Sistemi"

Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Recep Bozloğan yazısında, parlamenter sistemle de karşılaştırarak başkanlık sistemine dair soruları yanıtlıyor.

03 Nisan 2016 Pazar 22:48A+A-

10 Soruda Başkanlık Sistemi - 02.04.2016

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozloğan / Star

Türkiye’nin kalıcı siyasî istikrar arayışı, son iki yüzyılın başlıca gündem maddesidir. Osmanlı Devleti’nden itibaren yedi farklı hükümet modeli denenmesine rağmen, bu konudaki tartışmalar azalmak bir yana, artarak devam etmiştir. Osmanlı döneminde uygulanan “mutlak monarşi”, “kısmî parlamenter monarşi” ve “parlamenter monarşi” modelleri, nihayetinde ülkenin çöküşünü engelleyememiştir.

Millî Mücadele döneminde benimsenen “meclis hükümeti” modeli, cumhuriyetin ilanı sonrasında yerini “tek partili parlamenter sistem”e bırakırken, 1946 yılından itibaren uygulanmaya başlanan “çok partili parlamenter sistem” ise 1960, 1971 ve 1980 askerî müdahalelerinin gölgesinde gerçekleşen iki farklı model hâlinde günümüze kadar sürdürüldü.

1982 Anayasası’nın cumhurbaşkanını geniş yetkilerle donatması, cumhurbaşkanının 2014 yılında doğrudan halk tarafından seçilmesi ve yetkilerinin zaman içinde artırılması, Türkiye’de uygulanan parlamenter sistemi yarı-başkanlık sistemine yaklaştırarak karma bir hükümet modeli ortaya çıkardı.

Türkiye’nin sorunlarının siyasî, toplumsal, ekonomik ve askerî sebepleri olmakla birlikte, özellikle siyasî olanların üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Hükümet modelinin, bu tür sorunlar arasında önemli bir yer tuttuğu ve diğer sorunlara kaynaklık teşkil ettiği genel kabul görmektedir. Dolayısıyla, Türkiye’nin bugün ve gelecekte ortaya çıkacak ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir hükümet modelinin geliştirilmesi zorunluluk hâlini almıştır.

Ülkemizin son elli yılına bakıldığında üç farklı alternatifin ön plana çıktığı görülmektedir. Bunlardan ilki mevcut parlamenter sistemin sorunlu yanlarının giderilerek devam ettirilmesi, ikincisi yarı başkanlık sistemine ve üçüncüsü ise başkanlık sistemine geçilmesidir.

Parlamenter Sistemin Açmazları

Türkiye, parlamenter sistemin neredeyse her türünü denemiş bir ülke olduğu için, mevcut hükümet modelinin rehabilite edilerek devam ettirilmesine yönelik önerilerin, hedeflenen iyileşmeyi sağlaması şüphelidir. Yasama ve yürütme organları arasında kuvvetler ayrılığı ve kontrol-denge mekanizmasının yeterince etkili bir şekilde kurulamaması, karşılıklı fesih/görevden alma yetkilerinin siyasî süreci istikrarsızlaştırması, yürütmedeki çift başlılık ve parti disiplininin yol açtığı antidemokratik uygulamalar gibi sorunların önemli bir kısmı parlamenter sistemin doğasından kaynaklanmaktadır ve bu sistem içinde kalındığı sürece söz konusu sorunlar muhtemelen devam edecektir. Diğer yandan cumhurbaşkanının seçilmesi yetkisinin halktan alınarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne tekrar verilmesine yönelik önerilerin halk nezdinde kabul görme ihtimali de çok düşüktür. Ayrıca mevcut sistemde yasama ve yargı erklerinin güçlendirilerek yürütme erkinin zayıflatılmasına yönelik öneriler, kuvvetler ayrılığının ve kontrol-denge mekanizmasının tesis edilmesini sağlamaktan çok, yürütmenin yasama ve yargı erklerine bağımlı kılınarak 1961 Anayasası ile oluşturulan düzene benzer yeni bir vesayet düzeninin tekrar hayata geçirilmesine yol açacaktır.

Gündeme getirilen ikinci öneri olan yarı başkanlık sistemi ise “kuvvetler ayrılığı ve kontrol-denge mekanizmasının tesis edilmesindeki sorunlar, karşılıklı fesih/görevden alma yetkilerinin istikrarsızlaştırıcı etkisi, yürütmedeki çift başlılık ve parti disiplininin yol açtığı antidemokratik uygulamalar” açısından parlamenter sisteme benzer. Dolayısıyla yarı başkanlık sistemine geçmeye yönelik bir model değişikliğinin Türkiye’nin siyasî sisteminde hedeflenen iyileşmeyi sağlaması şüphelidir.

Sistemin Özeti

Son yıllarda siyasî gündemi meşgul eden başkanlık sistemi ise yoğun tartışmalara konu olmakta, niyeti ne olursa olsun merak konusu olmaktadır. Sistemin yapısı ve işleyişine dair birçok soru yöneltilerek olumlu veya olumsuz kamuoyu oluşturulmaya çalışılmaktadır. Ortaya atılan sorular dikkate alınarak başkanlık sisteminin özelliklerini, özetle anlatmak mümkün...

Soru 1: Başkanlık sistemi kuvvetler ayrılığı ilkesini ortadan kaldırarak bütün yetkilerin başkanda toplanmasına yol açar mı?

Başkanlık sistemi hükümet sistemleri içinde kuvvetler ayrılığı ilkesinin en sert şekilde uygulandığı modeldir. Bu sistemde yasama, yürütme ve yargı organları birbirlerinden net bir şekilde ayrılmıştır. Sistemin tabiatında var olan “kontrol-denge” mekanizması, yetkilerin tek elde toplanmasını engelleyerek kuvvetler birliğinin oluşmasını önler. Yine yasama ve yürütme organlarının doğrudan halk tarafından seçilmesiyle ortaya çıkan çifte meşruiyet olgusu, her iki organı birbirine denk kılar. Ayrıca hem “kontrol-denge” mekanizması hem de “çifte meşruiyet” olgusunun varlığı dolayısıyla siyasî kararların alınması sürecinde katılım ve uzlaşma girişimleri yoğunlaşır.

Soru 2: Başkanlık sistemi askerî darbelerin ve diktatörlüklerin sıkça yaşandığı ülkelere özgü bir model midir?

Başkanlık sisteminin eksik bir şekilde uygulandığı bazı ülkelerde çeşitli zamanlarda ortaya çıkan diktatörlerin büyük çoğunluğu, hem sistemin eksik uygulanmasının bir sonucudur hem de bu tür ülkelerde geçmiş dönemlerde yapılan askerî darbeler ile birlikte iktidara gelen asker kökenli devlet başkanlarıdır. Buna karşılık parlamenter sistem uygulayan ülkelerde de askerî darbelerin sık sık yapıldığı ve diktatörlerin ortaya çıktığı bilinmektedir. Sözgelimi Türkiye’de en son 1997’de, Pakistan’da 1999’da, Solomon Adaları’nda 2000’de, Bangladeş’te 2007’de ve Tayland’da 2014’te darbe yapılmış ve görevdeki hükümet düşürülmüştür.

Soru 3: Başkanlık sistemi, cumhuriyetten başka bir rejime geçişi gerektirir mi?

Dünya üzerinde başkanlık sistemi ile yönetilen 59 farklı ülkenin ortak karakteri, aynı zamanda cumhuriyet rejimine de sahip olmalarıdır. Diğer bir ifade ile başkanlık sistemi cumhuriyetle özdeşleşmiş bir hükümet modelidir. Buna karşılık parlamenter sisteme sahip 76 ülkenin 28 tanesi monarşi ile yönetilmektedir.

Soru 4: Başkanlık sistemine geçilirse, ABD’deki gibi eyaletler mi kurulacak?

Başkanlık sistemi bir hükümet modelidir, federalizm ise bir devlet modelidir. Dolayısıyla başkanlık sistemi ile federalizm birbirinden tamamen farklıdır. Başkanlık sistemini uygulayan ülkelerin büyük çoğunluğu üniter devlettir. Güney Kore, Kolombiya, Peru ve Şili bunlara örnek olarak verilebilir. Diğer taraftan parlamenter sistemi uygulayan, fakat federal devlet modelini benimsemiş ülkeler de vardır. Almanya, Belçika, Hindistan, Kanada ve Avustralya bunlara örnek olarak verilebilir. Bir ülke üniter yapısını koruyarak da başkanlık sistemini uygulayabilir.

Soru 5: Başkan, parlamentoyu feshedebilir mi?

Başkan parlamentoyu feshedemez. Ancak bazı ülkelerde istisnaî hallerde, başkana parlamentoyu feshederek erken seçime gitme yetkisi verilmiştir. Buna karşılık parlamenter sistem uygulayan ülkelerin tamamında cumhurbaşkanına, yarı başkanlık sistemi uygulayan ülkelerin tamamında ise devlet başkanına parlamentoyu feshetme yetkisi tanınmıştır.

Soru 6: Parlamento, başkanı görevden uzaklaştırabilir mi?

Başkanlık sistemini uygulayan bütün ülkelerde parlamento, anayasada belirtilen istisnaî (ağır cezaî sorumluluk gerektiren rüşvet, vatana ihânet, görevi kötüye kullanma vb. adlî bir suçun işlenmesi gibi) hallerde başkanı görevden uzaklaştırabilir. Bunun dışında parlamentonun, başkanı görevden uzaklaştırması mümkün değildir.

Soru 7: Başkan tek başına kanun çıkarabilir mi?

Başkanlık sisteminde kanun koyma yetkisi parlamentoya aittir ve bu yetki devredilemez. Bazı ülkelerde başkanın parlamentoya kanun teklif etme yetkisi dahi yokken, bazı ülkelerde başkan anayasa ile belirlenmiş sınırlar dâhilinde parlamentoya kanun teklifi sunabilir. Fakat başkan tarafından sunulan kanun teklifleri, ancak parlamentoda onaylandıktan sonra yürürlüğe girebilir.

Soru 8: Başkan tek başına kanun hükmünde kararname çıkarabilir mi?

Bazı ülkelerde başkanın kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi yokken, bazılarında başkan anayasada belirlenmiş istisnaî hallerde ve parlamentonun izni ile kanun hükmünde kararname çıkarabilmektedir. Parlamentonun onayı gerekli.

Soru 9: Başkan istediği kişiyi dilediği yere atayabilir mi?

Başkanlık sistemini uygulayan ülkelerde kamu bürokrasisindeki bütün üst düzey atamalar (valiler, büyükelçiler, komutanlar, müsteşarlar vb.) başkanın teklifi ve parlamentonun onayı ile gerçekleşir.

Soru 10: Başkan yargıya emir verebilir mi?

Başkanlık sisteminde yargı organlarının üyelerinin seçilmesinde yasama ve yürütme organları arasında denge sağlanmıştır. Başkanlık sistemini uygulayan ülkelerin neredeyse tamamında anayasa mahkemesi veya yüksek mahkeme üyeleri genel olarak başkan tarafından teklif edilir, parlamento tarafından onaylanır. Parlamentonun, yargı üyelerinin atanması konusunda bu şekilde yetkilendirilmesi, parlamenter sistem veya yarı başkanlık sisteminde genel olarak görülen bir durum değildir. Başkanlık sisteminde yargı mensuplarının atanması sürecinde nihaî yetkinin parlamentoda olması, yargıyı başkanın etkisinden büyük ölçüde kurtarmaktadır.

HABERE YORUM KAT