1. YAZARLAR

  2. Dr. Sivilay Genç (Abla)

  3. WikiLeaks’ten sonra ilk karşılaşmalar
Dr. Sivilay Genç (Abla)

Dr. Sivilay Genç (Abla)

Yazarın Tüm Yazıları >

WikiLeaks’ten sonra ilk karşılaşmalar

09 Aralık 2010 Perşembe 20:49A+A-

WikiLeaks’te ortaya dökülenlerden sonra bu insanlar birbirlerinin yüzüne nasıl bakacak çok merak ediyorum? İlk karşılaşma anlarını görmeyi çok isterdim. Durun! Derin uzgörümle size birkaç ilk an tahmini yapayım.

“Erdoğan’dan hazzetmiyorum” diyen İlham Aliyev ile Erdoğan’ın ilk karşılaşması oldukça eğlenceli geçer.

Aliyev: Gardaşş, Bizim Azerice de “hazzetmiyor” yahşidir. Mesel, siz uçak inir dirseniz, biz düşer diriz.

Erdoğan boş bir yüz ifadesiyle cevap verir: Muhakkak.

Davutoğu, kendisi için çok tehlikeli diyen Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ü asansörde tek başına sıkıştırır, Gönül’ün gözünün içine baka baka elindeki çakmağı yakıp söndürür.

Kendisine “teflon” diyen Amerikalı ile ilk karşılaşmasında Merkel krizi fırsata çevirir: Bana kapak olmak ister misin yakışıklı?


Wiki wiki dansı

WikiLeaks’de çıkan belgelerde Tayyip Erdoğan için karizmatik, merhametli, zeki şeklinde övgüler sıralanıyor. ABD politikalarından bağımsız hareket ettiği manasına gelen yorumları bizzat Amerikalıların ağzından duyuyoruz. Ancak Erdoğan, Türkiye’de en yaygın kullanıma sahip İsviçre Bankalarında hesabı olmak efsanesinden öyle bir alındı ki WikiLeaks’e küstü. Hatta WikiCHP diyerek bu hazineyi CHP’nin kucağına bıraktı.

Erbakan ve arkadaşları; Susurluk kazasından sonra devletin kirli işlerini protesto etmek için başlatılan ışık açma-kapatma eylemine “mum söndü oyunu”, “Gulu gulu dansı” diyerek ilgileri olmadığı halde Susurluk skandalında suçlulara arka çıkmıştı. Böylece ışık eylemi de bir anda Susurluk’ta kamyona çarpan, aynı zamanda hükümeti devirmek isteyen gücün kontrolüne geçmişti.

Eyyy Erbakan ruhu, her neredeysen Erdoğan’ın peşini bırak.


Waka-i Wikwikiye ile ilgili kısa kısa..

Skandalın büyüğü ortaya dökülen bilgiler değil, hepimizin zaten bunları bildiğimizi, artık diğerimizin de bildiğini bilmek.

Dünya’da o kadar da büyük oyunlar, büyük aktörler yok. Aslında esas olan insan ve ilişkiler de insani. Stratejistleri işten atın.

WikiLeaks sahipleri için ciddi bir reklam geliri elde etme şansı doğdu. Araya reklam amaçlı belge sıkıştırabilirler. Bir kriptoda şöyle bir ifade geçse fena mı olur? “Serdar Ortaç’ın yaptığı müziğin küçük Asya’da sıkışıp kalmış olması, Ortaç’tan habersiz okyanusun diğer ucunda paslanan kulaklar için büyük bir kayıp. İstihbaratımız bu büyük değeri Amerika’ya kaçırmanın bir yolunu bulmalı.”

Amerikalılar, Amerikan filmlerindeki gibi konuşuyor. Bol sıfat tamlaması, nereye bağlanacağı kestirilemeyen uzun cümleler, didaktik espriler.


Parlamento

Soru: Sevgili Sivilay Abla, milletvekilleri neden parlamentoya yani işlerine devamsızlık yaparlar? Seçilmek için bu kadar gayret edip sonra işe gitmemeyi aklım havsalam almıyor. Devamsız vekilin milletine yardımcı olursanız çok sevinirim. (Gaye Filiz)

Cevap: Sevgili Gaye, milletvekillerinin devamsızlık yapmak için pek çok haklı gerekçeleri var:

a) Parlamento İtalyancada “parlare” fiilinden türemiş bir sözcük. “Parlare” konuşmak demek oluyor. Haliyle parlamento da “konuşulan yer” anlamına geliyor. Türkiye’de parti genel başkanlarının hep birbirleriyle konuşmadığından yakınılır durulur. Konuşacakları zaman bütün Türkiye bu âna kilitlenir. Tüm kanallar canlı yayın yapar. Borsa iner-çıkar. Peki, sorarım sana, konuşulan yer manasına gelen ve Allah’ın her günü konuşmaya açık olan parlamentonun baş üyelerinin birbirleriyle konuşması neden bu kadar heyecan yaratır? Çünkü liderler parlamentoyu konuşmak için kullanmaz. İmam konuşmazsa cemaat niye konuşsun. Demek ki bizim parlamentoda konuşmak itibarlı bir şey değil.

b) Seçmen baskısı da etkili olan bir diğer faktör. Halkımız bir televizyon kamerası gördüğünde ilk söylediği şey “Bizim vekil seçimden seçime mahallemize uğruyor. Gelsin halimizi görsün”dür. Yahu bir milletvekili yılda bir kez bir mahalleye gitse zaten başka bir şey yapamaya zamanı kalmaz. O kamera zaten senin halini göstermek için orada. Millet, vekilini parlamentoda değil, sokağında, kahvesinde görmek istiyor.

c) Son olarak Ankara o kadar iç karartıcı bir şehir ki; İstanbul’dan, Anadolu’nun güzel şehirlerinden vekil olup Ankara’ya gidenler, Ankara’da durmak istemiyor. Biraz İngilizce bilen kendisini uluslararası komisyonlara, dostluk gruplarına atıyor, yılın yarısı yurtdışında geziyor. Diğerleri de; cenazeydi, düğündü, küskünleri barıştırmaktı deyip memleketlerine kaçıyorlar.

Sonuç; boş koltuklar.

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon
Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil
Hastalıkları Mütehassısı

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT