1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Veyis Ateş'in bu tatili biraz farklı galiba
Veyis Ateş'in bu tatili biraz farklı galiba

Veyis Ateş'in bu tatili biraz farklı galiba

Usulsüz yol ve yoldaşlarla deruhte edilen burjuva hayat tarzına ulaşmak için sarf edilen mesailerin hemen hemen tamamı utanç verici bir finalle son bulmaya devam ediyor. Peker’in hakkında çeşitli iddialarda bulunduğu Veyis Ateş'in izne ayrıldığı öğrenildi

09 Haziran 2021 Çarşamba 15:43A+A-

HAKSÖZ HABER

Sınıf atlama hırsı, jet sosyeteye karışma hülyaları öylesi derin şaşkınlık ve sapmalara sebebiyet veriyor ki günün sonunda ne ilahiyat fakültesi mezunu olmanızın ne de yıllar yılı kaldığınız yurtlarda hıfzetmeye çalıştığınız Kur'an-ı Kerim'in nasihatleri size bir fayda veriyor.

Sedat Peker, 6 Haziran Pazar günü yayınladığı 9. videoda Veyis Ateş hakkında, "Bodrum’da Paramount Otel var. Sahibi Sezgin Baran Korkmaz. Bu arkadaş Türkiye’de de aranıyor ABD’de de aranıyor. Otelinde kimler var? Veyis Ateş. Sizin aranan adamın otelinde ne işiniz var? Sizin maaşınız kaç para? Hani fatura? Bu bile suç. Daha da çıkacak. Veysi. Senin kayıtlar da çıkacak. 28 Aralık’ta operasyon yapılıyor. 29 Aralık 45 milyon doların ödenmesi gereken tarih. Sezgin Baran’ın karısını gözaltına alıyorlar. Bu Veysi. Ben olayı toparlayayım diye arayan bu Veyis. Aranan adamın oteline gidiyorsun, kalıyorsun, on binlerce yüz binlerce avro hesap ödemiyorsunuz. Sonra da adamı gasp ediyorsunuz. Kayıtlar var." ifadelerini kullanmıştı.

Veyis Ateş, Sedat Peker'in iddialarına henüz bir yanıt vermezken, hafta içi her gün Habertürk TV'de 17.00'de ekranlara gelen Akşam Haberleri'ni sunan Veyis Ateş'in ekranlara çıkıp çıkmayacağı merak konusu olmuştu. Habertürk yönetimi, Sedat Peker'in hakkında birçok iddiayı ortaya attığı Veyis Ateş'i ekrandan alarak izne gönderdi.

Ateş'in yerine Akşam Haberleri'ni Ceren Bektaş Atuk'un sunmasına karar verildi. Ceren Bektaş Atuk'un sunduğu programın açılışında da Ateş'in yıllık izne çıktığı ifade edildi.

Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz da Veyis Ateş ile yaptığı görüşme sonrası: “Ateş'in 2005-2006 yılında Mehmet Ağar, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı iken, DYP’nin İstanbul İl Başkan Yardımcısı olduğunu” ve “Erdal Aras‘la da Mehmet Ağar‘la da, Süleyman Soylu‘la da doğal bir bağlantısı var" dedi. Saymaz ayrıca, "Sonradan basın dünyasına katılmış öyle anlıyorum" dedi.

İsmail Saymaz, Sedat Peker’in ikinci adamı olarak bilinen DYP içerisinde aktif rol alan Erdal Aras ile Veyis Ateş tanışıklığı ve program içerisindeki telefon konuşması için de: “Erdal Aras‘la da Mehmet Ağar‘la da, Süleyman Soylu‘la da doğal bir bağlantısı var. Yasal bir şey yani burada bir sorun yok. Sonradan basın dünyasına katılmış öyle anlıyorum. Ben kendisine sordum, bana söylememek kaydıyla anlattı. O yüzden bir şey diyemem ama ben. Ama bu Erdal Aras ile konuşması anladığım kadarıyla doğru.”

Habertürk yazarı Altaylı da köşesinde gazetecilik geçmişinden birtakım olayları anlatarak 'mesleğin bir sınıf atlama aracı olarak kullanılmasına' değindi!

Tabi kendisinin iyi bildiği bir alan olunca Altaylı aynı ekranları paylaştığı Veyis Ateş’e göndermede bulunarak: "Gazetecilik hangi seviyede yapılırsa yapılsın bir sınıf atlama aracı olarak görülmemelidir. Çünkü gazeteciliği bu amaçla kullanırsanız tam zengin oldum, sınıf atladım zannederken kendinizi “reziller” sınıfında bulursunuz. Gazeteciliğin size verdiği güç aslında halkın denetleme gücüdür. O gücü kendinize ait zannederseniz bitersiniz." ifadelerini kullandı.

Fatih Altaylı gibi bir gazetecinin bu tarz bir etik bilgisine sahip olması şaşırtıcı olduğu kadar gazetecilik mesleği içerisindeki ‘bedava tatil yapma hırsını’ da gözler önüne sermiş oldu.

Gazetecilerin kamuoyu önünde şeffaf olmaları ve gerçekleri sadece doğruları dile getirmeleri beklenirken Türkiye’de maalesef bu talep bir hayal olmanın ötesine geçemiyor!

Bedava tatiller yapan, medya patronlarının yatlarında emir eri gibi çalışan, kalemlerini ırkçılık ve nefret üzerine kuran bu isimlerin birbirlerine nasihatlerde bulunduğu bir ülkenin gazetecilik ve habercilik anlayışı gerçekten sorgulanması gereken bir durum.

 

Kimi bu tür olaylara adı karışmış gazetecileri yakın tarihe bakarak hatırlayabilir ve haklarındaki iddiaları ve delilleri yeniden gün yüzüne çıkarabiliriz ancak bu durum gazetecilik ve mesleki ahlaka uygun olmayacak, sadece birer kötü örneklik olarak zihinlerde kalmaya devam edecektir.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum