1. YAZARLAR

  2. Fehmi Huveydi

  3. Türk deneyiminin Arap dünyasında kopyalanması zor
Fehmi Huveydi

Fehmi Huveydi

Yazarın Tüm Yazıları >

Türk deneyiminin Arap dünyasında kopyalanması zor

05 Temmuz 2011 Salı 01:50A+A-

Her 'tayyip' yani 'iyi' politikacı Erdoğan değildir.

Bu söz gayet açık ancak bizler halihazırdaki Mısır atmosferinde bu sözü hatırlatma gereği duyar olduk. Zira Mısır ve genel olarak Arap sahasında Erdoğan'ın vitrininde yer aldığı Türk deneyimine hayranlık noktasında neredeyse tam bir ortak görüş var. İslamcılar bu ismi İslamî hareketin rahminden çıkmış bir yönetimin modeli olarak görüyorlar. Laikler ise Erdoğan'da 'rötuşlanmış' ve kendisini iktidara çıkaran laik projenin başarısının kanıtını görüyorlar. İki tarafın bu tanımlamalarına acelecilik ve yetersizlik damgasını vuruyor.

Nasıl ve niçin sorusuna hemen yanıt vereceğim ancak bundan önce sizleri Mısır'da cumhurbaşkanlığı adaylarından bir grubun performansını, bazı hayran ve gözlemcilerden çıkan yorumları not etmeye davet ediyorum. Gönderdikleri mesajlar televizyon ekranlarında görülüyor bu kimselerin. Bu adaylar Erdoğan'ın gençliği ve çevikliği, tayyip yani 'iyi oluşu' ve hatta eşinin başörtüsünün kamuoyu nezdinde konumunu güçlendiren avantajlar olduğunu ve son seçimlerdeki şansını artırdığını düşünüyorlar. 'Kurtarıcı' düşüncesine tutulmuş hayranlar ise Erdoğan'ın çözüm olduğunu ifade etmekte aceleci davranıyorlar.

Cumhurbaşkanlığına aday olmamış ve kamuya mal olmuş isimlerden birini tanıyorum. Bu kişinin sahip olduğu ün, kendisini reformcu rol oynamaya ve hatta daha büyük siyasî hırsları gerçekleştirmek için kapıları açmaya sevk etti. Bu zat Erdoğan'ın yolculuğunu, kendisini Türklerin çoğunluğunun umudu kılan konuma gelmesine destek olmuş şartları öğrenmek için Türkiye'ye gitti. Bazı akademisyenlerin ve araştırmacıların Erdoğan'ın erdemleri ve liderlik hasletlerini konu alan yazılarını okudum. Aynı görüşü paylaşıyorum ve Erdoğan'a insaflı davranmanın belgesi olarak görüyorum. Fakat aynı zamanda bu yazıları modelin eksik bir okuması olarak da görüyorum. Bizlerin hiçbir kimsenin hesap etmediği şekilde bir anda ve tesadüfen ortaya çıkan müstesna bir liderlik ile toplumun rahminden çıkan, toplumun hayallerini ve özlemlerini somutlaştıran bir başka liderlik arasında ayırım yapmamış gerektiği şeklinde oldu. İlki kaderin getirdiği kurtarıcı düşünceyi somutlaştırdığı için güvenilmeyecek bir tesadüfü temsil ediyor. İkincisi ise istenen şahsiyeti uygun zamanda getiren siyasî etkileşimler, biriken deneyimler ve öldürücü çevrenin sonucudur.

Kabul, çekicilik veya karizma hiç kimsede mevcut değil. Hatta bu karizma olsa bile normal şartlarda lider çıkarmak için tek başına yeterli değil. Darbe, devrim veya zaferle taçlanan savaş gibi müstesna şartların gölgesinde lider çıkabilir. Bu koşullar bizlere Cemal Abdunnasır, Yaser Arafat, Ahmed bin Billa, Che Guevara, De Gaulle, Castro, Eisenhower ve diğerlerini sundu. Normal şartlarda ise bir liderin çıkmasının şartlarını sağlayacak öldürücü bir çevre olması gerek. Bu lider çevrenin taleplerinin tarihi ifadesi ve karşılığı mesabesinde olacaktır.

Bu anlattıklarımla Erdoğan'ın sadece bahşedilmiş bir şahsiyet olmadığını, aynı zamanda kendi çevresinin çocuğu olduğuna dikkat çekmek istedim. Sadece Erdoğan değil, Türk modeli de öyle. Bu modeli Erdoğan değil, demokrasi çıkardı, Erdoğan'a ve ekibine iktidara gelme, ikinci Türkiye cumhuriyetini kurmak için hazırlık yapma imkânı verdi. Bunu Kemalizm değil, demokrasi gerçekleştirdi. Yeri gelmişken bazıları bizleri Türk modelini laikliğin gerçekleştirdiğine ikna etmeye çalışıyor. Bu fikrî ve siyasî dolandırıcılığı 'çözüm laiklik' söyleminin yandaşları pohpohluyor. Zira laiklik ile demokrasi arasında gerekli veya kaçınılmaz bir ilişki yoktur. Burada unutmamamız gerekir ki en despot ve zalim Arap rejimleri -sözgelimi Tunus ve Suriye- en laiklik yanlısı ve İslam'dan uzak rejimlerdir.

Halihazırda bizi en fazla ilgilendiren husus ülkelerimizdeki 'Erdoğancıların' dikkatini Erdoğan'ı çıkaran ve kendisine son çeyrek asır boyunca kalkınma, deneyim ve olgunluğu artırma fırsatı veren çevrenin önemine çekmektir. Çevre Erdoğan'ı bu noktaya getirdi.

Mısır gazetesi El Şuruk 4 Temmuz 2011

ZAMAN 

YAZIYA YORUM KAT