1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. Toprağın altı bomba... Tehlikenin farkında mısınız?
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

Toprağın altı bomba... Tehlikenin farkında mısınız?

14 Ocak 2009 Çarşamba 13:57A+A-

Ergenekon'u hâlâ küçümseyenler, sürecin tamamen AK Parti iktidarının muhaliflerini sindirmek için yargıyı yönlendirmesiyle geliştiğini söyleyenler var. Hakkını teslim etmek gerekir, tehlikenin farkına varanlar var.

Değerli meslektaşım Enis Berberoğlu, onlardan biri. Toprağın altından çıkan silah ve bombalara kadar Ergenekon davasını pek ciddiye almıyordu, siyasî olduğunu düşünüyordu.

Operasyonları ve gözaltıları 27 Mayıs ve 28 Şubat döneminde sağ kesimi hedef alan olağanüstü uygulamaların rövanşı gibi yorumluyordu. Ve her defasında 'Dünün yanlışları bugünün yanlışlarını doğurdu. İkisi de yanlış' diyordu. Dost sohbetlerinin yanı sıra bu yöndeki görüşlerini köşesine taşımayı da ihmal etmedi. Son dalgada içeri alınan İbrahim Şahin'in silahlarına pek şaşırmadı, Ergenekon'la da ilişkilendirmedi, Susurluk'la sınırlı gördü.

Yarbayın krokisinden çıkan silahlardan sonra ise olaya bakışı farklılaştı. Dün konuştum, aynen şunları söyledi: 'Şimdi iş değişti. Artık bu iş ciddiye bindi. Silahların sahibinin bulunması lazım. Bu silahları kim, hangi amaçla gömdü? Mutlaka hesabının sorulması lazım. Silahlar işin şeklini değiştirdi.' Türkiye'yi heyecanlandıran ikinci cephane Yarbay Mustafa Dönmez'in evinden çıkan krokinin izi sürülerek bulundu. Dönmez, herhalde İbrahim Şahin gibi Susurluk'la irtibatlandırılamaz. Sakarya'daki dağ evinden de önemli miktarda mühimmat çıkmıştı. Bunlar Susurluk değil, Ergenekon'un silahları. Aksini kimse söyleyemez. Milli Savunma Bakanı, silahlar için 'MKE çıkışlı' dedi, Genelkurmay soruşturma başlattı. Bu silahlar hangi amaçla toprağın altına saklandı? Nerede kullanılacaktı? Bu soruların bir cevabı olmalı. Ergenekon davası bu soruların cevabının bulunması için önemli. Bu silahların toplumsal huzura ve demokratik sürece yönelmemesi için önemli. Ya Ergenekon soruşturması başlatılmasaydı ne olacaktı? Ümraniye'de ele geçen bombaların patlamasını, Ankara'da ortaya çıkan silahların ateşlenmesini kim engelleyecekti? Ergenekon davasının özelliği: Silahlar daha patlamadan, tetikçi tetiğe dokunmadan yakayı ele veriyor.

Bugünlerde Ergenekon savcısını hedef tahtasına oturtanlar var. Ergenekon, Cumhuriyet döneminin en büyük ve en kapsamlı davası. Kimi aksaklıklar ve terslikler yaşanabilir. Ancak davanın özüne ilişkin itirazların yersiz olduğunu son kazılar herkese göstermiş olmalı. Türkiye, öteden beri İtalya'da Temiz Eller operasyonunu başlatan Di Pietro gibi savcısının olmadığından yakındı. Her türlü riske rağmen çetelerin üzerine giden bir savcı var. Çetelerin kararttığı ülkenin aydınlatılması için yargı sürecinin desteklenmesi gerekmez mi? Susurluk'un çözülemediğinden yakınanların Ergenekon'u soruşturan savcıyı uzaklaştırmak için uğraşmasını anlamak mümkün değil.

Toprağın altından çıkan silahlardan sonra sadece Enis Berberoğlu'nun değil, çok insanın Ergenekon'a bakışı değişti. Onca bomba ve silahlara rağmen tehlikenin farkına varmayanlar yok mu? Elbette var. CHP lideri Deniz Baykal ve YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu gibi. Önceki gün Eminağaoğlu konuştu, dün ise Baykal. İlginçtir, biri hukuk adamı, diğeri siyasetçi ama her iki konuşma büyük benzerlikler taşıyor, içerik ve üslup aynı, birbirinin kopyası gibi. 'YARSAV, YARSAP oldu.' diyen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin haklı.

Eminağaoğlu, bir meslek örgütünün başkanından ziyade bir siyasî partinin liderini andırıyor. Dün gözler Baykal'daydı. Silahlardan sonra acaba görüşlerinde bir değişiklik olur mu? Ergenekon'un avukatlığını yapmaktan vazgeçer mi? Hayır, CHP lideri bildiğiniz gibi, kaldığı yerden devam etti. Silahları görmezden geldi. Kazılara rağmen 'Ergenekon davasının benim için inandırıcılığı yok.' diyebildi.

Toprağa gömülü patlayıcılar, el bombaları, lav silahı, makineli tüfekler... Eminağaoğlu ve Baykal gibi isimlerin Ergenekon'u ciddiye almaları için daha ne gerekiyor acaba?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT