1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Tezkere Şovu ve CHP'nin Çelişkileri
Tezkere Şovu ve CHPnin Çelişkileri

Tezkere Şovu ve CHP'nin Çelişkileri

Bu kadar yargılanmaktan korkmayan insanlarsanız, Balbay ve Haberal’ı milletvekili listesine koyarak yargıdan kaçırmaya niye kalkıştınız?

12 Ocak 2012 Perşembe 15:32A+A-

Ali İhsan KARAHASANOĞLU, bugünkü yazısında CHP’nin fezleke şovunu ve çelişkilerini ortaya koymuş:

Aynı yiğitliği Haberal ve Balbay’da niye yapmıyorsunuz?

Genel başkanları meydan okuyor: “Dokunulmazlığa ihtiyacım yok. Dilekçem burada. CHP Genel Başkanı ile hesaplaşmak mı istiyorsun, kaldırın dokunulmazlığımı. Fezleke gelmiş, gitmiş; bunlar vız gelir tırıs geçer. Yeri, zaman gelince hapse de girerim.”

CHP’li milletvekilleri, küçük çocuklar gibi tren yapıp peşine takılıyor: “Kemal Kılıçdaroğlu’nun işlediği iddia edilen suçu CHP milletvekilleri de işlemiş oldular. Fezleke beklemeksizin, dokunulmazlıkların kaldırılması talebiyle TBMM Başkanlığı’na başvuracağız.”

Heeyyt aslanlar beee.

Nerde yetişmiş bu yiğitler?

Ne de cesurca meydan okuyorlar..

Ama bir dakika..

Küçük bir sorun var..

Madem CHP milletvekilleri, genel başkanları ile birlikte yargılanmak istiyorlar.. Madem dokunulmazlık zırhından sıyrılıp, hakim önüne çıkmak istiyorlar.. O zaman bu sözlerini, partilerinden milletvekili seçtirerek cezaevinden çıkarmayı planladıkları Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal için de söyleseler ya..

Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay’ı, sırf dokunulmazlıktan yararlansınlar diye milletvekili aday listesine koyuyorlar...

“Yanınızdaki anayasa profesörlerine bakmayın. Ceza hakimliğinden geldiğini anlatanlara bakmayın.. Darbe suçundan yargılanan o adaylarınız, milletvekili seçilseler de, mahkemenin otomatikman tahliyeye karar vermesini beklemeyin..” diyoruz, ama dinletemiyoruz.

Sonunda o iki isim milletvekili seçiliyorlar ama.. Mahkeme tahliye kararı vermeyince, kılavuzları onlara, onlar kılavuzlarına bakıp, şaşırmış rollerine yatıyorlar..

Sonra “Adamlarımızı cezaevinden nasıl çıkarırız” diye kara kara düşünüp, çalmadık kapı bırakmıyorlar..

Sonrasında ise, Balbay ve Haberal’ı dokunulmazlık zırhına büründürerek cezaevinden çıkarmak isteyen sanki onlar değilmiş gibi, genel başkanları aleyhine açılan soruşturmada, tam aksi tavır sergileyip meydan okuyorlar: “Kaldırın bizim dokunulmazlığımızı, biz yargılanmak istiyoruz!”

Samimi olun beyler. Dürüst olun bayanlar...

Bu kadar yiğitseniz. Bu kadar cesursanız.. Bu kadar yargılanmaktan korkmayan insanlarsanız.. Balbay ve Haberal’ı milletvekili listesine koyarak yargılanmaktan kaçırmaya niye kalkıştınız?

Tek bir fezleke üzerinden, sattıkları cakaya bakın..

CHP Genel Başkanı’na yöneltilen suçlamanın aynısından, Vakit gazetesine 600 tane yapıldı...

Gidin Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne, sabahtan akşama kadar sürecek uzunluktaki duruşma listesini görün, utanın.

Birçoğu da, CHP’nin veya CHP’lilerin şikayeti ile açılmış dosyalar..

Dün şikayet ediyorlardı: “Bize hakaret edildi. Gazete sorumlu müdürüne dava açılsın, mahkum edilsin.. Cezası ertelenmesin. Paraya çevrilmesin.. Cezaevine girsin, yatsın!”

Şimdi milletvekili yaptıkları bazı hakimler sayesinde, Vakit aleyhine mahkumiyet kararları verdirdiler..

Şimdi o dosyalarda verilen şipşak mahkumiyet kararları için, Yargıtay’dan nihai kararı bekliyoruz.

Ama bu arada, beyefendiler kendileri hakimlere hakaret ediyor, sonrasında da durduk yerde kendileri için fezleke hazırlanmış gibi meydan okuyorlar..

Bakın ne demiş, Bay Kemal.. Ne demiş de, hakkında fezleke hazırlanmış: “Burada aslında bir yargılama yapılmıyor. Burada önyargılı olan yargıçların, siyasi otoritenin emrinde olan yargıçların, sadece oynadıkları bir tiyatro var. Bunun adına yargılama diyorlar. Buna demokrasi diyorlar. Bu ne demokrasidir ne de adalet dağıtmadır. (...) Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum. Çünkü yargıç, vicdanıyla hareket eden kişi demektir.”

“Siyasi otoritenin emrindeki yargıç..”

“Tiyatro oynayan yargıç..”

“Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum.”

Bu ifadeler, hakaret değil mi sizce?..

Bu cümleler için hakaretten dava açılmak istenmesi, CHP’ye kurulmuş bir tezgah mı?

Bunlar hakaret değilse, Bay Kemal’in Almanya serüveni ile ilgili küçücük haberi sebebi ile, Vakit’e niye dava açtınız? Ne denilmişti ki, Vakit’in haberinde?

Çıkartıp söyleyin bakalım, kendi ifadelerinizin yanında ne kadar hafif kalıyor, görsün kamuoyu..

Küçücük eleştiriye tahammül edemeyenler, soluğu savcılıkta alanlar, şimdi kendi hakaretleri için dava açılmak istenince, “Susturulmak isteniyoruz” diyorlar..

Bence CHP’lilerin gerçekten susmaları gerekiyor..

Çünkü ortaya koydukları çelişkiler, muhaliflerini bile utandırıyor artık..

YENİ AKİT

 

HABERE YORUM KAT