1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Teslimiyetin gölgesinde Kurban ve modern aklın çelişkisi
Teslimiyetin gölgesinde Kurban ve modern aklın çelişkisi

Teslimiyetin gölgesinde Kurban ve modern aklın çelişkisi

Mehmet Garip Tanyıldızı, modern zihnin "Kurban" ibadetini rasyonel sorgulamalarla anlamaya çalıştığını, ancak ibadetin Hz. Ömer’in Hacerü’l-Esved’e yönelik teslimiyetinde olduğu gibi akıl ötesi bir anlam ve teslimiyetle değer kazandığını vurguluyor.

07 Haziran 2025 Cumartesi 18:40A+A-

Mehmet Garip Tanyıldızı/Akşam

Bayram o bayram ola


"Ey kara taş! Vallahi ben biliyorum ki, sen bir taşsın. Ne zarar verirsin, ne de fayda. Eğer Rasulullah'ı seni öperken görmeseydim, ben de seni öpmezdim."

Ömer bin Hattab

Kurban ibadeti bir eylem olarak, modern zihne çoğu zaman anlaşılmaz gelir.

Her evde en az bir buzdolabı ya da derin dondurucular varken, kurban kesmenin gerekçesi ne olabilir?

İhtiyaç sahiplerinin yardımına farklı yollarla da ulaşmak mümkünken ille de bir hayvanın boğazlanması neden iktiza ediyor?

Bu sorular, modern aklın işlevselliğe saplanmış dünyasında doğaldır.

Modern birey, anlamdan çok içerik peşinde koşar.

Her şeyin nedeni, sonucu ve faydası sorgulanır.

İşte böyle bir çağda kurban kesmenin "mantığı" aranır.

Sadece kurban değil, bir formu olan bütün ibadetler aynı kaderi paylaşır.

En iyi ihtimalle, sorgulama yerine ibadetlere rasyonel gerekçeler üretilir.

Günümüzde, ibadetlerin pejoratif bir nitelemeyle "ritüel" olarak adlandırıldığı, açıkça ifade edilmese de, "hurafe" derekesinde görüldüğü bir vasatta yaşıyoruz.

Nedense modern çağda dini ritüellerinin yerine ikame edilen profan ritüellere aynı eleştiriler pek yöneltilmez, benzer bir rasyonelleştirme çabasına girişilmez.

Dinin ritüellerine yöneltilen bu sorgulama ve onları rasyonalleştirme çabası bir anlam dünyasına değil, işlevsellik düzlemine aittir.

İbadet, modern çağın matematiksel aklına ve metrik ölçülerine en uzak eylemlerden biridir.

Çünkü ölçülemez, faydayla açıklanamaz.

Planlanamaz çünkü sizin onun zamanına uymanız gerekmektedir.

İbadet, rasyonel sistemin "verimsiz" bulduğu bir zamana sahiptir.

Bu yüzden belki de bayramlar "tatil" olarak algılanıyor.

Oysa "atıl" olan şey yoktur bayramın kendisinde.

Atıl halde olan biziz.

Bayramı bizim planlamayışımızın kıymetini anladığımızda, kapitalist yaşamın periyodik zamanının pençesinden kurtulup atıl halden çıkabiliriz.

Bunu anlamının yolu Hazreti Ömer'in teslimiyetinden geçiyor.

Hazreti Ömer'in Hacer'ül Esved'i öpmenin ve ona dokunmanın akılla açıklanabilecek bir sebebini bilmediği halde Rasulullah'ın onu öptüğünü gördüğü için öptüğünü söylemesi açık bir tercihi ve teslimiyeti ifade ediyordu.

Hattab'ın oğlu Ömer, tek bir cümleyle insanın ve aklın sınırlarını çizmişti...

HABERE YORUM KAT

1 Yorum