1. HABERLER

  2. HABER

  3. SAĞLIK

  4. Şükrünü unuttuğumuz nimetler ve "Pat"
Şükrünü unuttuğumuz nimetler ve "Pat"

Şükrünü unuttuğumuz nimetler ve "Pat"

- Rabbimizin bizlere bahşettiği fakat gözden kaçırdığımız nimetlerin, bunlara sahip olmayanlar için ne kadar anlamlı olduğunu sürekli unutuyoruz

24 Kasım 2020 Salı 12:10A+A-

HAKSÖZ-HABER

Günlük hayatımızda yapıp ettiğimiz rutinlerimiz üzerine çokça tefekkür ettiğimiz söylenemez. Boğazımız şişince yutkunmanın, burnumuz tıkanınca da nefes almanın kıymetini hatırlıyoruz, oysa her biri tastamam çalışırken nimetlerin şükrünü eda etmiyoruz.

Hayatımızın her köşesinde, her anında bazı bedensel engellere sahip özel kardeşlerimizle bir arada bulunuyoruz, bizler için bazen can sıkıcı olabilen yürüme eylemi dahi bir engelli için en büyük hedef olabiliyor. Gören gözlerimiz görmeyen bir kardeşimizin görme arzusunu gözden kaçırıyor.

Ekin Yayınları İdarecisi Murat Ayar, güzeller güzeli kızı Hira bebek üzerinden bize bu gerçekleri bir "pat" kelimesi üzerinden hatırlatıyor.

Çocukların doğal büyüme seyrinde yapıp öğrendiği şeylerin down sendromlu bir çocuk tarafından ne güçlüklerle öğrenildiğine işaret eden Ayar, yansıma bir ses olan "pat" kelimesi üzerinden bizlere ders niteliğinde bir hikaye sunuyor.

Gerçek şu ki hem şükretmeyi hem de ciddi bir imtihanla hayatlarını geçiren engelli kardeşlerimizi ve ailelerini ihmal ediyoruz. 

Bu vesile ile Murat Ayar'ın Twitter'da paylaştığı "Pat" hikayesini sizlerle paylaşıyoruz:

***

PAT

Gündelik hayatta oldukça sık kullandığımız bazı kelimeler vardır. Bazen o kadar sık kullanmamıza rağmen kendilerini fark bile edemediğimiz de oluyor.  Onlardan birisi de "pat" kelimesi.

Türk Dil Kurumu'na göre "pat"ın bir kaç değişik anlamı var.

- Yassı, basık

- Yassı bir şeyle vurulduğunda çıkan ses

- Birleşikgillerden, papatyaya benzeyen otsu bir bitki (Leucanthemum)

- Kasımpatı biçiminde olan elmas iğne

Sesten türeyen bir kelime olduğu için de bu tür kelimelere ses yansımalı sözcük de deniliyor. Türkçe etimoloji kaynaklarına baktığımızda ise yazılı olarak ilk defa kullanım şekli şu şekilde sıralanmış;

- patıldı "patlama sesi" [ Danişmend-Name (1360) ]

- paturdı usit. kütürdı paturdı "gürültü" [ Meninski, Thesaurus (1680) ]

- patlamak "çatırdamak, infilak etmek" [ Meninski, Thesaurus (1680) : gözi patlamağa ve yüreği çatlamağa başladı ]

- patadak "aniden belirme ifade eden söz" [ Meninski, Thesaurus (1680) ]

- pat küt "darp, el şakası" [ Ahmet Vefik Paşa, Lugat-ı Osmani (1876) ]

- pataklamak "pata küt darp etmek"[ Ahmet Vefik Paşa, Lugat-ı Osmani (1876) ]

- patlayıcı [ c (1932) : barut ve patlayıcı maddeler imalinde ]

Pat'ın bir de satrançta bir karşılığı var. Pat, satrançta bir oyuncunun oyun sırası geldiği halde kurallara uygun hiçbir hamle yapamadığı ancak karşı taraf şah çekmediği için oyunu da kaybetmediği durumdur. Pat durumunda oyun beraberlikle sonuçlanır.

Neden Pat? Türk Dil Kurumu'na baktığımızda güncel 616.767 sözcük olduğu görünüyor. Peki bu yüzbinlerce kelime arasında şu an için pat neden gündemimde?

Beni takip edenler bilirler. Benim Umut ve Eymen adında gözbebeğim iki oğlum bir de down sendromlu bir kızım var. Sevincimiz, göz ve gönül aydınlığımız sevgili Hira.

Hira büyüyor. Onunla birlikte de biz de yeni yeni şeyler öğreniyoruz. Hira'nın 2 abisi var. Onların bu yaşlarda doğal olarak bizim hiç fark etmeden öğrendikleri dünya kadar şey varmış. Bunu Hira ile öğreniyoruz.

Üflemek, pipetle su içmek, muma üfleyerek söndürmek, çeşitli harf ve kelimeleri telaffuz etmek ve daha nicesi. Biz şu anda bu saydığımız neredeyse her şeyi tek tek anlatmaya öğretmeye çalışıyoruz.

Elbette ki profesyonel destek de alıyoruz. Dil ve konuşma terapisi alanında destek aldığımız kişi de alanında iyi olan bir isim, Ayşe Kılıç. Bağcılar Belediyesi Engelliler Merkezi'nde bu hizmeti alıyoruz. (Bence belediye bu müthiş hizmeti anlatmakta eksik kalıyor.)

Ayşe Hanım'ın bize ödev olarak verdiği şey Hira Hanım'a "Pat" dedirtmek. Maalesef ki down sendromlu vb özel durumları olan çocuklarımıza bunu pat diye dedirtemiyoruz. İlk önce üflemeyi öğretmemiz gerekiyor. Bilinçli üflemeyi. Bunun için de değişik yöntemler var;

İlk önce Hira Hanım'a yanaklarının hava ile şiştiğini öğretmemiz gerekiyor. Değişik şaklabanlık ve oyunlarla. İlkin biz yapıyoruz. Türlü komikliklerle. Tabii ki bu yetmiyor. İnsan dudak hareketlerini ellerinin dış tarafıyla daha rahat algılayabiliyor. (Bunu da yeni öğrendik.)

Hira'nın elini alıyoruz elinin tersini dudaklarımıza yapıştırıp yanaklarımızı şişirerek üflüyoruz. Tabii ki bu Hira Hanım'ın çok hoşuna gidiyor. Yaklaşık 20 gündür bunu defalarca yaptık hatta her fırsatta bunu deneyip duruyoruz.

Bununla birlikte yapılan başka egzersizler de var:

- Bir kağıdı küçük parçalara ayırıyoruz. Onu masanın üzerine koyup bir pipet yardımıyla çocuğun bunlara üflemesini sağlamaya çalışmak.

- Bir kase deterjanlı su hazırlanır. Çocuk kamış vb bir nesne ile üfleyerek balonlar yapmaya çalışır...

- Yanan bir mumu üfleyerek söndürmek...

Benzeri başka örnekler de var. Tüm bunlar üflenerek söylenen harfleri, sözcükleri söyleyebilmesi için birer ön hazırlık.

Bu yazının başında "pat" sesinin ses yansımalı bir sözcük olduğunu ifade etmiştik. Sözcüğün bu oluşumundan yola çıkarak pat sesi çıkarıyoruz. Örneğin çok sayıda su balonu aldık. Onları şişirip patlatıyoruz. Patlatırken de "Pat" diye de biz yüksek sesle söylüyoruz.

Yirmi gündür Hira'ya "Pat" dedirtmek için uğraşıyoruz. Geldiğimiz noktada Hira şimdilik patı tam söyleyemiyor. Kısık sesle yaklaşık olarak ifade etse de yüksek sesle söydeğinde bu ses "Bız"a dönüyor.

B ile P'nin T ile Z'nin söyleniş bakımından birbirlerine ne kadar yakın olduğunu da böylece öğrenmiş olduk. Bir pat sesinden buralara kadar gelmiş olduk. Bunu paylaşmamın sebebi biraz da özel çocuklarımızın ve ailelerinin yaşadıklarını sadece bir kelime üzerinden dikkat çekmek.

HABERE YORUM KAT

5 Yorum