IMF Başkanı Dominique Strauss Kahn, dün Bilgi Üniversitesi’nde konuşurken bir öğrenci tarafından kendisine ayakkabı atıldı. Tarihin ve değişimin bir şakası bu.

IMF Başkanı Kahn aslında eski bir komünist. Üstelik öğrenciyken “komünist öğrenciler birliğinde” aktivist olarak yer aldı. Daha sonra Fransa Sosyalist Partisi’ne üye oldu. Fransa’da sosyalist hükümetlerde bakan olarak görev aldı.

Kahn, 1998 yılında ekonomi bakanıyken, Fransız Telekom’u halka arz etti. İzlediği başarılı ekonomi politikasıyla işsizliği azalttı. Onun ekonomi bakanlığı döneminde, Fransa, 1968’den beri en düşük işsizlik seviyesine ulaştı. Anlayacağınız başarılı bir sosyalist politikacıydı Kahn. Sosyalist Cumhurbaşkanı adaylığını Segole Royel’e karşı kaybedince, IMF başkanlığına getirildi.

Peki, sosyalist olan IMF Başkanı Kahn’a niye ayakkabı fırlatıldı? Çünkü protesto olarak ayakkabıyı atan genç Türkiye’de işsizliğin ve yoksulluğun nedeni olarak IMF’yi görüyor. Zira hem Türkiye tarihinin en büyük ekonomik sarsıntılarından beri olan 2001 krizi IMF programı uygulanırken çıktı, hem de son dokuz yıldır IMF programını uygulayan Türkiye’de işsizlik sorunu hâlâ çözülemedi.

Uygulanan yüksek faiz ve düşük kur politikası, istihdam sağlayacak yatırımları azalttı. Yüksek faizler nedeniyle gelen sıcak para cari açığı arttırdı. Ve yüksek tutulan faiz dışı fazla kamuda yatırım yapacak kaynak bırakmadı. Özelleştirmelerden elde edilen gelirler IMF’nin arzusu üzerine borç ödemelerinde kullanıldı.

Halbuki dünyada kriz öncesinde para bol ve ucuzdu. Türkiye borçlarının vadesini uzatabilirdi. Ama IMF’nin baskılarıyla özelleştirmelerden elde edilen 38 milyar dolar, yüksek faizlere daha doğrusu zengin ülkelerin cebine gitti. Kamu kesimi eğitime, sağlığa ve altyapıya yeterli yatırımı yapamadı. Genç işsizlerin oranı yüzde 25’in üzerine çıktı.

İşte bu nedenle ümitsizce ayakkabısını fırlatan genç her şeyden IMF’yi suçlu buluyor. Ama üniversite ayakkabı atılacak yer değil. Fikirlerin tartışıldığı bir mekân üniversite. Protestocu genç, eski sosyalist Kahn’a Türkiye’deki ümitsiz ve işsiz gençleri hatırlatıp gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelerin gençleriyle ilgili bir politika üretip üretmediğiyle ilgili tokat gibi bir soru sorabilirdi. Ama yapmadı.

Peki, Türkiye’de hâlâ IMF’yi kim istiyor? IMF Başkanı Kahn, Türkiye’nin IMF’ye ihtiyacı olmadığını açıkladı. AK Parti hükümeti de politik müdahaleler içerdiği gerekçesiyle IMF önerilerini kabul etmiyor. Ayrıca Türkiye devletinin IMF’ye ihtiyacı da yok. Çünkü devletin ekonomisi iyi. Dış borcu çok az ve döviz ihtiyacı yok.

IMF’den kredi almayı, kendi şirketine borç veren bazı işadamları istiyor. Onlar geçmiş hükümetler döneminde olduğu gibi bir kriz lobisi oluşturmuşlar. Krizde kaybettikleri paraları ve kendi şirketlerine verdikleri borçları vatandaşın sırtına yüklemek istiyorlar. Hükümet, bu ayrıcalığı onlara tanımadığı için Türkiye ekonomisini kötü durumda gösterip hükümeti devirmek istiyorlar.

Amaçları, ‘siyasette askerî vesayet, ekonomide IMF yönetimi’ yoluyla, seçilmiş hükümeti saf dışı bırakıp rantlarla zengin olmayı sürekli kılmak. Ama artık işler değişmişe benziyor. Hükümet onlara taviz vermiyor.

Gençler üniversitelerine gelen IMF başkanına ayakkabı atacaklarına Türkiye’de IMF’den kredi isteyenin kriz lobisi olduğunu söyleyebilirlerdi. Lobinin kullanımı için kredi vermemelerini, bu lobinin Türkiye ekonomisini sürekli kötü göstererek para kazandığını IMF başkanına hatırlatabilirlerdi. Ona, Türkiye’ye verilen IMF kredilerinin bugüne kadar kimler tarafından nerelere kullanıldığını sorabilirlerdi. Ama sormadılar.

TARAF