1. YAZARLAR

  2. Tamer Korkmaz

  3. Soru-yorum!
Tamer Korkmaz

Tamer Korkmaz

Yazarın Tüm Yazıları >

Soru-yorum!

16 Ocak 2009 Cuma 16:56A+A-

Tuncay Güney'in 2001'deki sorgu kaydının televizyonlarda uzun uzadıya yayınlanması, Ergenekon'un avukatlığını yapan çevreleri acayip rahatsız etti.

Ergenekon soruşturması kapsamında evi aranan Sabih Kanadoğlu'nun Tuncay Güney'in ifşaatlarına yönelik tavrı son derece manidardı.

"367 Sabih Bey" Uğur Dündar'ın sorularını cevaplarken "fevkalade aydınlatıcı" bir "kutlama" yaptı:

"-Dönemin İstanbul DGM Başsavcısı ve diğer savcıları kutlamam gerekiyor. Güney'in sorgusunda anlatılanları ciddiye almadıkları için. Bu iddiaların ciddiye alınmamasını sağladıkları için de kutluyorum."

*

Sabih Kanadoğlu'nun Ergenekon örgütlenmesini kollamaya yarayan bu yaklaşımı, kendisinin yargı adamlığı hakkında yeterince fikir veriyor.

Ergenekon itirafçısı Tuncay Güney'in polisteki sorgusunda anlattıkları hakkında sekiz yıl boyunca neden hiçbir savcı kılını kıpırdatmadı?

Sorulması gereken asıl soru budur.

Kanadoğlu, hadiseyi bu bağlamda sorgulamak şöyle dursun; tersine savcıları (Ergenekon'la ilgili çok ciddi açıklamaların üzerine gitmedikleri için) tebrik ediyor!

Tuncay Güney'in sekiz yıl önceki itirafları, son dönemde Ergenekon kapsamında ortaya çıkan sayısız bilgi, belge ve sarsıcı bağlantılarla örtüşüyor mu?

Hem de nasıl…

Onun temel iddialarını/ifşaatlarını başta Veli Küçük olmak üzere çürütebilen herhangi bir Ergenekoncu çıktı mı? Hayır…

Hal böyle iken, Kanadoğlu'nun sekiz yıllık süreçte hukuki sürecin işletilmemesinden dolayı savcılara teşekkür etmesi Ergenekon gerçeğinin hasıraltı edilmesi çabalarına yardımcı olmak demektir.

Kanadoğlu "367 Hurafesi"nin mucidi olarak Çankaya Seçimi'nin gidişatını "yoldan çevirebilme" girişimlerinde kritik bir rol almış, finalde onun da içinde yer aldığı ulusalcı cephe kaybetmişti.

Sabih Bey, kapatma davası sürecinde de faal bir karakter oyuncusuydu:

Mesela, Anayasa Mahkemesi kararının açıkladığı 30 Temmuz'dan (2008) birkaç gün önce, Kanadoğlu'nun eski cumhurbaşkanı Sezer'le birlikte AYM'nin kimi üyeleriyle görüşüp görüşmediğini hala merak ediyorum!

*

Tuncay Güney'in itiraflarında yakın siyasi tarihimizin sarsıcı suikastları ve provokasyonlarıyla ilgili son derece çarpıcı arka plan bilgileri yer alıyor.

Kanadoğlu, Güney'in itiraflarını "ciddiye almanın milletimizin aklı ile alay etmek olacağını" öne sürüyor ya; böyle konuşarak aslında hepimizden aklımızı ve hakikati çöpe atmamızı istiyor.

Onun aklına uyarsak, Ergenekon kapsamında ortaya çıkarılan müthiş bağlantıları, kaçışı olmayan belgeleri, topraktan fışkıran bombaları, cephanelikleri vs. yok saymamız gerekecek.

Çankaya seçimi öncesindeki suikastları, 22 Temmuz öncesinde ve sonrasındaki provokasyonları bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirelim; ardından da son şok dalgayı müteakip ele geçirilen "suikast listesi"ni, bombaları, lav silahlarını vs. bu alacakaranlık kuşağı resminin yanı başına koyalım…

Bütün bunların, Türkiye'nin "yeni gidişatı"nı tersine çevirebilmek uğruna yapıldığı; darbeye zemin hazırlamak için kurgulandığı çok açıktır.

Ergenekon'un son şok dalgasında tutuklanan eski polis şefi İbrahim Şahin'in evinde bulunan plan ve krokilerde Türkiye'yi kaosa sürükleyecek dört kanlı eylemin ayrıntıları yer alıyordu.

Darbeci Ergenekon örgütünün siyasetteki, yargıdaki, medyadaki bilumum avukatları, Şahin'in komuta ettiği anlaşılan "gayri nizami harp" hücrelerinin "provokasyon hazırlıkları" hakkında ne düşünüyorlar, acaba?

"Ergenekon yapılanmasını ciddiye almayın" veya "Ergenekon fasa fisodur, balondur" diyenler, şimdiye kadar Türkiye'yi can evinden vuran birçok sarsıcı suikastın, provokasyonunun arka planının aydınlatılmasını istemiyorlar mı?

Korkuları, bütün bu hadiselerin aydınlatılması mıdır?

*

Ahmet Necdet Sezer'in İbrahim Şahin'i affetmesini sağlayan Adli Tıp raporunun fevkalade sorunlu olduğuna dair haberler birbiri ardına geliyor.

Şahin için 2003'te önce Kartal Hastanesi'nden sonra da Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu'ndan "iyileşmesi imkansız hafıza kaybı" raporu çıkmış!

Ardından, İbrahim Şahin "Cumhurbaşkanı Sezer"e dilekçe yazarak af talebinde bulunmuş…

Şahin'in -affedildikten sonra- "Ergenekon hesabına" hangi karanlık işleri çevirdiğini detaylarına varıncaya kadar öğrenmekle meşgulüz, şu son bir haftadır…

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT