1. YAZARLAR

  2. Nusret Çiçek

  3. Sistem dinci yetiştiriyor!
Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Yazarın Tüm Yazıları >

Sistem dinci yetiştiriyor!

28 Temmuz 2011 Perşembe 00:53A+A-

Profesör Tarik Zafer Tuna’ya göre, “Laiklik, evet din ve devletin birbirinden ayrılmasıdır.(...) Ama bu yetmez.(...) Devletin, dinci çevrelerin devlet işlerine karışmamasını sağlaması ve onu kesin bir şekilde kontrol etmesi.”

İşte kafa yapısı bu...

Dinci diyor ama Müslüman dinci değildir...

Anadolu yıllardır İslam adına sancı çekiyor, salt din adına değil.

Geçmişin ağaçları konuşsa da söylese, dallarında niceleri Kur’an uğruna asıldılar.

Duvarların dipleri ise faili meçhul cinayetlerin adeta sahipsiz dosyaları...

İstiklal mahkemeleri, ucube rejimin Ulusal Jileti(giyotini).

İşte anladınız, laiklik adına Allah(C.C) diyenler, Allahsızlara hedef oluyordu.

Yine de baktılar ki olmuyor.

Hileci ile hilebazın oyunu mu yok, madem din diyorsunuz alın size laiklik.

Din ayrı, dünya ayrı!

Kışlada ezanlar suskun, 12 yaş grubuna kadar Kur’an öğrenme yasağı...

İslam’a başlı başına din demek anlamsız. Dinler pek çok, başına “İslam” sözcüğü gelmedikten sonra ha Şamanistlik, ha diğerleri fark etmiyor.

“Allah indinde hak din İslâm’dır” buyuruyor yüce Rabbim.

Buradan kimi cemaatlere de geçebiliriz.

Sema yapıyor, ama ruhunu arşa yükseltemiyor. Şiş sokuyor, müminin gönlünü deliyor. Cemaatin ekranına bakıyorsun, bir yanda din, diğer yanda açık saçık reklamlar. Para geliyor çünkü. Sisteme gelince o daha kurnaz. Sana diyor ki, git ne yapacaksan yap, ama oraya buraya karışma.

Dünyaya çıkma, sosyal hayattan uzak dur.

Gidin Kocatepe’ye görün.

Dar pantolonlu, yarım çeyrek kapalı olanlar mahsus mahfilde din olayını geçiştiriyorlar.

Kur’an, “İbadetler sizi kötülüklerden alıkoyar” dese de, kimselerde bir değişiklik olmuyor.

İsterseniz o çevrelerin çevirdikleri filmlere bakalım. Bizim televizyon ya, yanlış yapmaz! Yapacağını ustaca yapıyor. 1928 yılının kıyafet dayatmaları.

Batılılaşmaya o günler tepki göstermiş olsak da bugünler kendi elimizle batılılaşıyoruz.

Böyle sürerse ikinci nesil tehlikede. Asimilasyon aldı başını gidiyor.

Ha Fransız ailesi ha bizimkiler.

“Kim ki onlara benzemeye çalışırsa o, onlardandır” hadisi. Benzedik ve de onlardan olduk ey Allah’ın Resulü... Namaz da serbest, oruç da serbest. Ama Allah’ın emri olan tesettür ile haya olayı Diyanetin de kitabından silindi. Vaazlarda tesettürden bahsedildiğini hiç duydunuz mu?

Sistemin dini demek istiyor ki; namaz başka, dünya işleri başka, aşna fişne başka!

Böylesi garip bir tablo...

Hem de emperyalistlerin asırlardır isteyip de kuramadıkları bir oyun, o oyunu şimdilerde bizimkiler sahneleştirdi. Onlar kuruyor biz oynuyoruz...

Oğlanı yüksek mekteplerde okuttuk ya, şimdi sıra açık saçık bir geline geldi.

Örtülü ve de edepli olsa olmaz, sistem kızar.

Mevkie makama zarar verir!.

Anne sıkı sıkıya kapalı, baba da beş vakit camiye koşar ama bu sahada Allah’tan korkmazlar, kuldan utanmazlar... Mülkün Malik’i sormayacak mı? Ey anneler ve babalar, Allah’ın ipi varken siz kimin ipine güvendiniz? Mevkiinize mi, mülkünüze mi? “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız” buyuruyor Yüce Allah(c.c).

Tehlike deyince, akla asimilasyon gelir.

Müslüman gibi duruş sergiler, gavur gibi yaşayınca iki nesil sonra kaybolur gidersin...

Onlardan olursun...

Kemiklerin bile sana benzemez...

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT