1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Şeyh Said kıyamı Kürtlük ve Kürdistan İçin mi, İslami değerleri savunmak için miydi?
Şeyh Said kıyamı Kürtlük ve Kürdistan İçin mi, İslami değerleri savunmak için miydi?

Şeyh Said kıyamı Kürtlük ve Kürdistan İçin mi, İslami değerleri savunmak için miydi?

Hamza Türkmen, Şeyh Said ve kıyamı konulu yazı dizisinin son bölümünü kaleme aldı.

30 Haziran 2025 Pazartesi 11:30A+A-

Şeyh Said Kıyamı Kürtlük ve Kürdistan İçin mi, İslami Değerleri Savunmak İçin miydi?

HAMZA TÜRKMEN / HAKSÖZ-HABER


8 Şubat 1925’te Şeyh Said ayaklanması başladığında başbakan Fethi Okyar’dı. 17 Kasım 1924’te muhalif liberal parti olarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulduktan üç gün sonra Başbakan İsmet Paşa istifa etmiş ve yerine daha liberal fikirleriyle tanınan Fethi Bey başbakan olmuştu. TCF ise dine hürmetkâr, devlet kapitalizmini değil, Amerikan liberalizmini esas almıştı. Şeyh Said yargılandığı Şark İstiklal Mahkemesinde verdiği ifade de Genç Belediye Başkanı’ndan TCF’nin programını temin ettiğini ve “dine saygılıyız” ayrıca “içkiyi yasaklayacağız” maddelerinin çok hoşuna gittiğini ama onlarla muhabere etmediklerini belirtmişti. Ayrıca TCF hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: “Kalbimizden seviniyorduk. Allah bir sebep çıkarsa da dine yardımcı adamlar kalsalar diyorduk.”

Fethi Bey, “isyanı” ilk günlerinden itibaren sınırlı talepleri olan mevzi bir başkaldırı olarak görmüş ve çözüm için daha sakin ve diyalogu önceleyen bir tavır sergilemişti. Ama Mustafa Kemal, Fethi Bey Hükümeti’ni yeteri kadar sert bulmadığı için sıkıştırmaya başlamıştı. Ve Meclis’te yapılan oylama sonucu 63’e karşı 73 oyla Fethi Bey Hükümeti düşürülmüştü. Daha sonra Fethi Bey’i destekleyenler de çeşitli mağduriyetlerle karşılaşmışlardı.

Mustafa Kemal 3 Mart 1925’te sertlik yanlısı İsmet Paşa’yı başbakan atadı ve aynı gün sıkıyönetim ilan edildi. Yürütmeye sınırsız yetkiler veren “Takrir-i Sükûn Kanunu” çıkarıldı. İstiklal Mahkemeleri, şark ve batı olmak üzere iki alanda çalışmak üzere yeniden kuruldu. Mahkeme başkanları Cumhurbaşkanına bağlıydı. Mahkeme kararları denetlenemez konumdaydı. Kararların temyizi söz konusu değildi. 1925-1927 yılları arasında tüm ülke sathında çalışan İstiklal Mahkemeleri, doğuda Şeyh Said ayaklanmasını, diğer bölgelerde de halifeliğin kaldırılması, sonra da Şapka Kanunu ve diğer laik kanunları eleştirenleri bahane ederek Şeyh Said ve İskilipli Atıf Hoca gibi binlerce âlimi ve kanaat önderini idam etmişti.


Yazının devamı >>>