1. YAZARLAR

  2. FATMA GÜLBAHAR MAĞAT

  3. Sağlık ve Aile Hekimliği
FATMA GÜLBAHAR MAĞAT

FATMA GÜLBAHAR MAĞAT

Yazarın Tüm Yazıları >

Sağlık ve Aile Hekimliği

22 Aralık 2008 Pazartesi 19:27A+A-

Sağlık, tüm insanlar için var olan en önemli nimetlerin başında yer alır. Her ağzını açan, her dua eden, ilk önce kendisi ve sevdikleri için, iman ve sağlık temennisinde bulunur. Aklı başında her insan, milyarların sahibi olmaktansa, sağlıklı bir yaşam diler. Zihinsel veya fiziksel, biyolojik veya psikolojik, her alanda sağlıklı olmak, sıhhatli bir yaşam için olmazsa olmazlarımızdandır.

Bizler her ne kadar kendimizi veya ailemizi hastalıklardan korumaya çalışsak da, bir şekilde grip, nezle, ÜSYE (üst solunum yolu enfeksiyonu), kol, bacak veya baş ağrıları gibi rahatsızlıklara düçar olmaktan kendimizi uzak tutamayız. Akabinde soluğu sağlık kurumlarında, hastanelerde alırız. Peki, sağlık kurumlarının işleyişleri ve prosedürler ülkemizde hangi yöne gitmekte, nasıl bir yol izlememiz gerekmektedir?

Ülkemizde 2002 yılından bu yana ‘Sağlıkta Dönüşüm’ adı altında bir proje yürütülmektedir. Bu proje uyarınca, 2009 yılı sonuna kadar, tüm Türkiye genelinde Aile Hekimliğine geçiş sürecinin tamamlanması beklenmektedir. 2008 yılı sonu itibariyle amaç, 59 ilde Aile hekimliğine geçiş sürecini tamamlamaktı ve bu hedefe, birkaç ilde çıkan pürüz dışında ulaşılmıştır.

Adıyaman, Bolu, Denizli, Düzce, Edirne, Elazığ, Eskişehir, Gümüşhane, Isparta, İzmir ve Samsun. 1. grup pilot illerdir ve geçiş tamamlanmıştır. Adana, Amasya, Bartın, Burdur, Çorum, Erzurum, Karabük, Karaman, Manisa, Sinop ve Yalova. 2. grup pilot illerdir ve geçiş tamamlanmıştır. Afyonkarahisar, Aksaray, Ardahan, Artvin , Balıkesir, Batman, Bilecik, Bingöl, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Erzincan, Iğdır, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Nevşehir, Niğde, Rize, Sakarya, Siirt, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Tunceli, Uşak, Van, Zonguldak ve Osmaniye. 3. grup pilot illerdir ve sağlık müdürlüğümüzden aldığımız bilgilere göre, bu illerin çoğunluğunda geçiş tamamlanmıştır ve tamamlamayanlarda ise kısa süre içerisinde tamamlanması beklenmektedir.

Öncelikle Aile Hekimliği nedir, nasıl bir prosedür işleyecek, halk için ne kadar yararlı olacaktır vs sorularına yanıt aramadan önce, büyük şehirlerin olmasa dahi, küçük şehirlerin, beldelerin ve köylerin vazgeçilmezleri olan ‘Birinci Basamak Sağlık Kuruluşları’ yani, Sağlık Ocakları çalışmaları hakkında bir kaç not düşmekte fayda var.

Birinci Basamak sağlık Kuruluşları (BBSK), yani sağlık ocakları, bir hastanın ilk başvurması gereken birimlerdir. İsminden de anlaşılacağı üzere, kuruluş amaçları ve işlevleri de bunu gerektirmektedir. BBSK, ana ve çocuk sağlığı, 15-49 yaş kadın takibi, gebe ve bebek izlemleri, aşılama hizmetleri, yaşlı sağlığı ve korunması, çevre sağlığı, labaratuvar hizmetleri, bulaşıcı hastalıklara karşı koruma ve tedbir alınması, içme suları kontrolü vs gibi, pek çok konularda hizmet vermekle yükümlüdür/yükümlüydü. İlk tanı ve tedaviler burada gerçekleşir, ileri tetkik ve takip için, hekim uygun görürse İkinci (hastaneler) veya Üçüncü (Tıp fakülteleri, araştırma hastaneleri) basamağa sevk eder/ederdi.

Ancak sağlık ocaklarımız, %90 oranında ilaç yazdırma, gebe ve bebek takipleri (aşılama vs) gibi hizmetler arasında sıkışıp kalmış ve kendini aşamamıştır. Özellikle de herkesin istediği hastaneye gidebilme imkanının sağlanması, sevk zincirinin kırılması (sevksiz gidebilme imkanı), sağlık ocaklarını iyice işlevsizleştirmiş, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında uçsuz bucaksız kuyrukların oluşmasına sebebiyet vermiştir. Ayrıca, halkın bir gribal enfeksiyonda dahi soluğu hastanelerde almayı adet haline getirmesi, işleri içinden çıkılmaz hale getirmiş, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları, asıl yapmaları gereken hizmeti yapamaz olmuşlardır.

Bu ve daha pekçok sorunlardan olsa gerek, sağlık bakanlığı, halk sağlığını daha iyi korumak ve güvence altına alabilmek adına, bir dizi reformlara girişmiştir. Bunlardan bir tanesi de ‘Aile Hekimliği’ uygulamasıdır. Bu uygulamanın başlatılmasıyla (uygulamanın başladığı illerde) sağlık ocakları kapatılmış, yerlerini Aile Sağlığı Hekimliği Merkezleri almıştır.

Aile Hekimliği nedir?

Birey ve ailelere sürekli ve çok yönlü sağlık hizmeti veren, biyolojik, klinik ve davranış bilimleriyle iç içe olan, faaliyet alanı içinde, tüm yaş gruplarını, her iki cinsiyeti, tüm sistemleri ve bütün hastalıkları kapsayan bir uzmanlık alanı olup, bireylerin ve aile fertlerinin ikametlerinin yakınlarında ya da kolaylıkla ulaşlabilecekleri bir yerde bulunan, ilk başvuracakları ve sağlık hizmetini alacakları hekimlik uygulamasıdır.

Dünya Sağlık Örgütü Aile Hekimini, “Kendisine bağlı olan topluma, yaş, cinsiyet ve hastalık ayırımı yapmaksızın, birinci basamak sağlık hizmeti veren, temel tıp eğitiminden sonra, konusunda en az 2 yıl eğitim görmüş tıp doktorudur” şeklinde tanımlamaktadır.

Aile Hekimliğinin Amacı Nedir?

Erken tanı ve tedaviyi sağlamak;

Hastalık ve sağlık konularına fiziksel, ruhsal ve sosyal faktörleri de dikkate alarak yaklaşmak;

Sağlık ile ilgili tüm konularda ilk değerlendirmeyi yapmak;

Süregen ve tekrarlayıcı hastalıklarda sürekli bakım ve tedaviyi sağlamak;

Hastalarla uzun süreli bağlantı kurarak, hastalıklarla ilgili bilgileri toplamak;

Birinci basamak sağlık hizmetlerini topluma sunmak

Bireylerin yaşam kalitelerini ve sağlık düzeylerini yükseltmektir.

Aile Hekimi Kimdir?

Prof. Dr. Nusret Fişek’in ifadeleriyle: “Kişiye yönelik koruyucu hekimlik hizmetleri ile ayakta ve evde hasta tedavisi hizmetleri bir arada (entegre olarak) yürütülmelidir. (...) Entegre örgütlenme modelinin en basiti çağdaş aile hekimliğidir. Çağdaş aile hekimi, ailedeki çocukların periyodik muayenelerini ve aşılarını yapar. Annelere çocuk bakımını öğretir. Yaşlıların -varsa gebelerin- periyodik muayenelerini yapar ve gereken önerilerde bulunur.

Aile bireylerine sağlık, ev hijyeni ve kişisel hijyen konularında eğitim yapar. Evde hastalanan varsa onları tedavi eder veya gerekiyorsa bir uzmana veya hastahaneye gönderir.” (Halk Sağlığına Giriş, Hacettepe Yayınları, Ankara, 1985)

Sağlık bakanlığınca ise, anne karnındaki fetüsten, ailenin en yaşlısına kadar bütün aile fertlerinin sağlığı, sağlık sorunları ve hastalıklarından sorumlu, kişiyi, ailesi ve içinde yaşadığı toplum ile birlikte bir bütün olarak ele alarak koruyucu sağlık hizmetleri ile tedavi hizmetlerini bir arada sunan ve kendi sorumluluğu altındaki kişilerin hem biyolojik, hem ruhsal, hem de sosyal yönleriyle ilgili olan, kişlilerin kendi seçtikleri hekimidir. (Aile Hekimliği Türkiye modeli Kitapçığı)

Aile Hekiminin Görev ve Sorumlulukları

1. Hekimlik uygulaması sırasında karşılaştığı toplum ve çevre sağlığını ilgilendiren durumları kamu sağlığı merkezine ve ilçe sağlık idaresine bildirmek,

2. Kişiye yönelik rehberlik hizmetleri ile, sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetleri vermek; bu kapsamda ana-çocuk sağlığı ve aile planlamasını, periyodik muayeneleri (meme kanseri taraması, rahim kanseri taraması gibi), bireysel koruyucu sağlık hizmetlerini (rutin aşlılar), ruh sağlığı hizmetlerini ve yaşlı sağlığı hizmetlerini yerine getirmek,

3. İlk kayıtta ev ziyareti ile sağlık durumunun tespitini yapmak ve Bakanlığın öngördüğü sıklıkta ev ziyaretlerini tekrarlamak,

4. Aile sağlığı biriminde ve gerektiğinde evde birinci basamak tanı, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerini vermek,

5. Birinci basamakta tanı ve tedavisi yapılamayan hastaları ilgili uzmanlık dalına sevk etmek, sevk edilen hastaların geri bildirilen muayene, tetkik, tanı, tedavi ve yatış bilgilerini değerlendirmek, ikinci ve üçüncü basamak tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri ile evde bakımın koordinasyonunu yapmak,

6. Temel laboratuvar hizmetlerini vermek veya verilmesini sağlamak,

7. Aile hekimliği uygulamaları ile ilgili kayıt ve bildirimleri yapmak,

8. İlk yardım ve acil müdahale hizmetlerini vermek veya verilmesini sağlamak,

9. Yerel sağlık idaresince belirlenmiş olan ilaç temininde zorluk çekilen yerlerde ilgili mevzuata göre ecza dolabı açmak veya ilaçların teminini sağlamak.

Bireylerin Hakları ve Sürecin İşleyişi

Kişiler doğal olarak, ulaşımın kolaylığı açısından, kendilerine en yakın hekimi seçerler. (Gerçi uygulamaların geçiş sürecinde, bakanlığın tespit ettiği süre boyunca -Aile hekimliğine geçişte ilk 6 ay- hekimini değiştiremez.) ve bakanlığın belirlediği süre çerçevesinde değiştirebilir. Ülkemizde her hekim1500 ile 3500 arasında hastaya bakmakla yükümlüdür. Bu uygulamada, aile hekimleri, hasta başına ücret aldıklarından, bu belirlenmiş nüfusların altında ve üstünde hasta için ücret alamamaktadırlar.

Kişinin hekim seçme hakkı olduğu gibi, hekimin de hastayı kabul etmeme hakkı vardır. Tabi bu kabul etmeme talebi de bazı şartlara bağlıdır:

- Tıbbi etiğe uygunsuz davranışların (kişi-hekim arasında çıkar ilişkisinin kurulmaya çalışılması vb) belgelenmesi

- Hasta ile hekim ilişkisinin tanı, tedavi ve takibi zorlaştıracak, aile hekiminin verimini düşürecek şekilde bozulması

- Hasta ile hekim arasında adli bir durumun olması

- Taciz, tehdit ve bunun gibi iletişim sorunu oluşturacak durumların olmasıdır.

Kişinin kronik hastalığı nedeniyle kabul edilmemesi halinde ise, sağlık bakanlığı ile işbirliği içerisinde, sağlık güvencesini sağylayan kurumun, hastanın aile hekimini resen belirleme hakkı vardır.

* Ayrıca, iş veya tatil amaçlı, sürekli ikamet ettiği yerden 2 ay süreli uzak kalacak kişi, kayıtlı olduğu hekimden ‘geçici bakım belgesi’ alır. Gittiği yerde, seçtiği aile hekimine vererek, tedavisinin veya bakımının devamını sağlar. Gittiği yerdeki hekim, geçici hastanın tüm bilgilerini, asıl aile hekimine geri bildirim yapmak zorundadır.

* Aile hekimi, kendisine kayıtlı hastanın tüm sağlık sorunlarını ayrıntılı olarak, kişilerin ‘kişisel sağlık dosyaları’na işlemek durumundadır. Böylece hastanın takibi ve sağlık durumunun bilinmesi kolaylığı sağlanır.

* Bir üst kuruma sevki gereken hastalar, sevk zincirine uygun şekilde, tüm kayıtları ve bilgileri doldurulmuş bir şekilde gönderilmeli ve orada yapılan tüm işlemler için, geri bildirimi almayı ihmal etmemelidir.

* Sevk zincirine uymak istemeyen, direk bir üst kuruma başvurmak isteyen hastalar zorlanmamalıdır.

*Sevk zincirine uymaksızın bir üst kuruma başvurmak isteyen hastalar, tahakkuk eden ücretin bir kısmını kendileri ödeyecektir.- (Aile Hekimliği Türkiye Modeli)

Kırsal Bölgelerde Aile Hekimliği

İmkânların yetersizliği, nüfus dağılımı, ulaşım sorunu gibi nedenlerden dolayı, kırsallarda, istenilen hekimi seçme durumu biraz daha sıkıntılı olacaktır. Kişiler daha çok, kendisine en yakın ikametteki hekime yönlendirilmiş (sağlık müdürlüğünce) olacaklardır.

Kırsallarda, yukarıdakilere ek veya farklı olarak, mobil hizmet dediğimiz, gezici sağlık hizmetleri yürütülmektedir. Aile hekimi, sorumluluk alanındaki her yerleşim birimine, belirli aralıklarla gitmek zorundadır. Kendisine gelemeyen, gelmek istemeyen hastalara ulaşmak, tedavilerini yapmak veya yaptırmak, o aile hekiminin sorumluluğundadır.

Günlük Yaşamda Aile Hekimliği

Kişiler, kayıtlı oldukları aile hekiminin dışındaki bir hekime gidip muayene olamayacaklar. Hekimlerini beğenmiyorlarsa, belli şartlar içerisinde değiştirebilecekler.

Acil durumlar hariç, hekimleri sevk etmediği sürece, başka bir kuruma gidemeyecekler. Gittikleri takdirde (hangi sağlık güvencesi olursa olsun), belli bir ücret ödemek zorundalar.

Yukarıda, sorumlulukları bakanlıkça belirlenmiş olan aile hekimleri, pratikte ve de özellikle de ilk zamanlarda, beklentilere cevap vermekte zorlanabilir. Çünkü en az 3500 kişilik bir nüfusun her nevi sorunuyla kendisi ve yanında çalıştırmak durumunda olduğu ebe/hemşiresi sorumludur. Yaşlısı, genci, gebesi, bebeği, çocuğu, bulaşıcı hastalığı, psikolojik ve sosyolojik rahatsızlıkları vs, aile ve fertlerin tüm hallerinin çözümcüsüdür.

Bakanlıkça ücreti ödenecek tek eleman çalıştırabilecek, ebe/hemşire/sağlık teknisyeni vs, lüzum halinde ikinci veya diğer elemanları (çaycı, temizlikçi vs) kendi cebinden masrafını karşılamak suretiyle tutabilecektir. İşi ticarete dökmeyen, vicdan sahibi hekimlerin yapabileceğine inanıyorum.

Her hasta başı ücret aldıklarından, yapılan sevklerden, maaşlarında cüzzi de olsa kesim yapılacağından, sevklerde kısıtlamaya gidilecek gibi gözükmektedir. Ancak, istenilen laboratuar işlemlerini yaptırma olanağı (imkanlar dahilinde) bulunabilecektir.

Sürekli aynı hekimle görüşüldüğünden, sizi tanıyan biriyle, kolay iletişim kurabilme rahatlığı yaşanır. Büyük ölçüde, ‘Abim/babam/teyzem şu ilaçları kullanıyordu, yazdıracaktım’ devri de kapanmış olacak nihayet.

İnsan zihninin ürünü her sistemin/reformların getirileri ve götürüleri olduğu gibi, bu sisteminde aksaklıkları ve eksiklikleri mutlaka vardır ve birileri, menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışacaklardır.

Ama tüm dileğimiz, yeni sistemin insanlarımıza faydalı olması, hastaların müşteri zihniyetine dönüştürülmemesi ve ticari kaygıların, sağlık kaygılarının önüne geçmemesidir. Rabbim hepimize imanlı, sağlıklı, amaçlı ve hayırlı yaşamak nasip etsin.

Selam ve dua ile.

YAZIYA YORUM KAT

3 Yorum