1. YAZARLAR

  2. Nusret Çiçek

  3. Rezaletin cılkı çıktı!
Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Yazarın Tüm Yazıları >

Rezaletin cılkı çıktı!

16 Aralık 2010 Perşembe 00:04A+A-

Çağdaş idealizmin ülke genelindeki havası bugünlerde tersinden esmeye başladı.

Eğitim denilen iksirin içi boşaltılınca materyalist bir anlayışla yılların dayatılması sonucu ortaya çıkan tablolar öyle pek iç açıcı görünmüyor.

Bu devran giderek küpüne de zarar vermeye başladı.

Askerin elinden din dersi kitabı çekip alınmış, kışladaki camisindeki ezanları susturulmuş, Allah korkusu taşıyanlar örtü bahanesiyle işinden atılmış...

Geriye insan posası dediğimiz helal ve haram olayını laiklik karşıtı gören zihniyet kaldı. O zihniyetin en azından cumhuriyet ideolojisini korumak kollamak kadar diğer kutsal saydığımız mefhumlara değer vermediğini yapmış oldukları açıklamalarda veya sergiledikleri olumsuzluklarda görüyoruz.

Artık şehit olmak duygusu ve inancı yerine belki de “şu içkiyi iç de cesaret gelir” aldatmacası veya içi boşaltılmış gürültülü bir sürü laflar... Bir kıtadan diğer kıtaya koşan tarihi ordumuzun düştüğü bu hal neyin nesi?

Ruhunu sen katlet, bedenini de PKK...

Deniz Kuvvetleri gibi her şeyi ile örnek teşkil etmesi gereken bir kurumda polis fuhuş operasyonu yapıyor. Maşeri vicdanın “bu kadarı da olmaz”ına isyan ettiren 26 Ekim 2010 tarihli haberler öyle. Aralarında Savunma Sanayi Müsteşarlığı Daire Başkanı A.L.V ile dört TÜBİTAK görevlisi, 30 muvazzaf asker toplam 35 kişi gözaltına alınmış...

Alınma nedeni “Kafes Eylem Planı” davasının iddianamesinde yazılı bulunan fuhuş çetesidir. Yanlış duymadınız değil mi? Deniz Kuvvetleri ve de fuhuş çetesi!

Şimdi de rezaletin büyüğünü Ağaçlı Sosyal Rehabilitasyon Merkezi’nden kaçan küçük yaştaki kız çocuklarını alıkoyanların kimliklerinde görüyoruz.

Asker ama ırza geçen cinsinden...

Eskiden asker üniforması deyince vatandaş iki metreden selama dururdu, şimdilerde 15 yaşındaki kız çocuklarına üniformalarını giydirerek alem düzenleyen dört askerin yankıları adeta birer sarsıntı. Şüphesiz her mahfilin çürükleri de var ama son günlerde askeri kurumlardaki çürük sayısı hayli fazlalaşınca dönüp dolaşıp bu kurumda verilen eğitime kafalar takılıyor. Verilen eğitim sakat mı, yoksa yetersiz mi? Artık bu dalda soru sorma zamanı geldi de geçiyor.

Değilse zamanı cumhuriyetçilik, laikçilik gibi içi boşaltılmış sloganlarla israf edersek yarınlar çok geç olacak. Ateş bacayı sardığında itfaiye çağırsak da faydasız...

İsterseniz görüntüyü 1980’lere çekelim.

Anlatacağım olayın şahidi eski Kara Kuvvetleri Komutanı Sayın Atilla Ateş’tir. Komutan olaya çok üzülmüştü.

Gece geç saatlerde asayiş görevi yapan devriye arabası, eşi genç olan bir vatandaşın kapısında. Devriyede bir bekçi ve de askerler. Sözde o kapıya askerleri bekçi yönlendirmiş. Kapıyı açan vatandaş devriye ile karşılaşınca tabii ki şaşkınlık.

Tek bir soru:

“Eşin içeride mi?”

Şaşkın adam:

“Evde. Ne yapmış?”

“İfadesi var, karakola götüreceğiz...”

Kadını yatak kıyafetleri ile alıp götürüyorlar. Yaşlı adam terlikler ve de pijama ile karakolun yolunu tutuyor. Gecenin yarısı, bir adam ayağında terlikler karısını arıyor.

Olayı haber alan Karakol Amiri Hüseyin Keleş, Alay Komutanı’na durumu bildiriyor. Zorbalar yakalandılar ama hanımı şehrin dışına çekerek zorla çoktan ırzına geçmişlerdi...

Sonuçta, ırzı kirletilen hanımın kardeşi bunalım geçirdiğinden ablasını vurdu, kendisi de intihar etti... Yaralar bir değil ki hangisini saralım...

Bugün de fahişelerle ilişkileri ileri sürülen Balyoz davasına bakan hakimlerin görevden alınma hikayesi. Hangisi sevimli ki?

Asıl konu bu tip olayları vatandaş duyduğunda psikolojisindeki devlet baba imajının nasıl şekilleneceği merakı. Bildiklerimi anlatmaya kalkışsam kimileri de üzerimize bir de “asker düşmanı” yakıştırması yıkar.

Kimselerin ne askere ne de emniyete düşman falan olduğu yok. Ortada zamanla kangren haline gelen vakalar var. Bunları tezelden masaya yatırmazsak ülke geleceği açısından büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacaktır.

Bir gün çete....

Bir gün darbe...

Bir gün fuhuş...

Bir başka gün ırza geçme gibi olaylar hayra alamet değil.

En azından rezaletin resmiyetteki cılkı çıktı demektir...

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT