1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Psikologlar bozulan fıtratı düzeltebilir mi?
Psikologlar bozulan fıtratı düzeltebilir mi?

Psikologlar bozulan fıtratı düzeltebilir mi?

Özkan Yaman, modern toplumun ruhsal sorunları yalnızca psikologlara havale etmesini eleştirerek, gerçek tedavinin günahların ve manevi zaafların iyileştirilmesinden geçtiğini aktarıyor.

07 Aralık 2025 Pazar 16:25A+A-

Özkan Yaman/Doğru Haber

Tek Çare Psikolog mu?

Öncesini sonrasını izlememekle beraber dün akşam TRT’deki dizi sahnesinde bütün köylüler, terapi için psikoloğun önünde sıraya dizilmişti. Tamam, “bağlam”, “alâka” filan diyebilirsiniz. Ancak devlet kanalı bunu yıllardır yapıyor. Hem sadece diziler üzerinden değil, en ufak bir aile geriliminde, duygusal sorunda, abartılı davranışlarda herkesin psikoloğa yönlendirildiğini görüyoruz. Adeta, ne tür hissi problem varsa, çözümün ancak orada bulunabileceği öğütleniyor.

“Çok öfkelisin, sakinleşmek nedir bilmiyorsun, senin psikoloğa gitmen lazım.”

“Kadın, kocasına bir türlü bağlanmıyor, kocası da ilgisiz, psikoloğa gitmeleri lazım.”

“Oğlan, eve çok geç geliyor, yanlış arkadaşları var, onlar da çocuğa istediklerini yaptırıyorlar, psikoloğa götürmek lazım.”

“Kız başını telefona gömmüş, kulağında kulaklık, hiç odasından çıkmıyor, evde kimse var mı yok mu umurunda değil, hele bir psikoloğa götürün bakalım ne diyecek.”

“Adam, hiçbir sosyal ortama gitmiyor, kimseyle oturup kalkmıyor, çok içine kapandı. Ee ne duruyorsunuz hemen bir psikolog randevusu alın.”

Ve liste son zamanlarda öyle uzatıldı, öyle çeşitlendi ki, açılan her devlet hastanesinin anında dolması gibi, normal bulunmayan en basit bir davranışta derhal psikolog tavsiyesi yapmak moda oldu.

Hani deseniz ki “insanın derdine çözüm aramasından daha doğal ne var, hem saydığınız şeyler için belki psikolog iyi gelecek.”

Eyvallah, sonuçta şifa aramak aklın en asgari mecburiyetidir. Ve bunun için her kapıya gidilir.

Yalnız mevzu başka, kastımız o değil.

Modern düşüncenin önümüze çizdiği rotayı kayıtsız şartsız izlememiz gerektiğine dair bir algı dayatılıyor ve kitleler olarak buna teslim olmamız isteniyor; endişe bu.

Beslenmesi hatalı olan birini doktora göndermeden önce ona doğru şeyleri yemesini nasihat etmek gerekmez mi?

Aralarında anlaşmazlık çıkan iki tarafa iyi avukat önermeden önce unuttuklarını hatırlatıp barıştırmaya çalışmak gerekmez mi?

Peki, müslüman bir toplumda bir takım tutarsızlıklar gösteren kimsenin kalp, ruh, nefis, akıl gibi değişkenleri için önce en etkilisinden, en kolayından, en sağlamından, en mümkün olanından başlamalı değil mi? Gücün yetkisini elinde tutan yönetim araçları evvela bunun için seferber olmalı değil mi?

“Gönüllerdeki dertlere şifâ (Kur’ân geldi.)” (Yûnus /57)

“Biz, Kur’ân’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifâ ve rahmettir.” (İsrâ 82)

Günahlar bütün hastalıkların en büyük sebepleridir.

Alkolün, kumarın, fuhşun, zinanın, faizin ve diğer irili ufaklı yanlışların yol açtığı hem bedensel, hem ruhsal hem de toplumsal belaların, marazların haddi hesabı yoktur.

Ve ahlâki zaaflar da öyle. Cimrilik de, korkaklık da, tembellik de, kirlilik de, kabalık da, sorumsuzluk da hastalık sebebidir. Tıpkı zikirsizlik, şükürsüzlük, secdesizlik, tevbesizlik, duasızlık gibi.

Akrabayı gereği gibi sormamak da, komşuyu umursamamak da, yoksulla ilgilenmemek de hastalık sebebidir.

Affetmenin gerekliliği hakkında o kadar ayet ve hadis varken gurura kapılıp inadında ısrar etmek diğer illetler gibi hem hastalığın kendisi hem de başka hastalıkların sebebidir.

Gıybet de öyle, laf taşımak, kusurları araştırmak da öyle. Bencillik de, açgözlülük de, dünya hırsı da öyle.

Ve daha nice ayar..

Bunların tedavisi ücretsiz, hem şifa garantili.

Psikolog olsun olmasına da önce bunların iyileştirilmesi şart.

Bu uğurda bin tane dizi çekilse azdır. Her an daha yeni, daha cazip farklı yol ve yöntemle, daha fazla daha nitelikli, daha etkin çalışarak..

“Allâh'a dayan sa'ye sarıl hikmete râm ol. Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol.”

HABERE YORUM KAT