1. YAZARLAR

  2. Dr. Sivilay Genç (Abla)

  3. Ölümden başkası yalan mı
Dr. Sivilay Genç (Abla)

Dr. Sivilay Genç (Abla)

Yazarın Tüm Yazıları >

Ölümden başkası yalan mı

03 Mart 2011 Perşembe 11:16A+A-

Soru: Sevgili Sivilay Abla, “Ölümden başkası yalan” sözünün ruh ve sivil dünyamıza etkilerini derin bilgi ve irfanınızla tetkik eder misiniz? (Murat Karatay)

Cevap: Sevgili Murat, “Ölümden başkası yalan” diyerek bütün bir hayatı iç rahatlığıyla yalanlarla yaşıyoruz.

Geçen gün Üsküdar’dan Karaköy’e geçmek için Eminönü Motor İskelesi’ne gittim. “Karaköy motoru nereden kalkıyor” diye sorduğum adam akbili Eminönü turnikesinde okutup “Boğaz turu” yazan salona geçmemi söyledi. Bekleme salonundayken üst üste yapılan “Karaköy motoru kalkmaya hazırdır” anonsu sırasında motor henüz yanaşıyordu. Telaş edip kapıya yığıldığımızda kalabalığın Eminönü yazan okları takip ettiğini gördüm ve bekleyen diğer motora yöneldim. Halat bağlayan görevli benim yöneldiğim motorun Eminönü’ne gittiğini, Karaköy yolcularının Eminönü okunu takip etmeleri gerektiğini söyledi.

Dönüş için yolum Kabataş’a düştü. Kabataş Motor İskelesi’nin sağ köşesinde uzaktan görünen dijital saat 21:03’tü. İskelenin girişindeki saat 21:01’di. Bekleme salonunun içindeki duvar saati henüz 21:00 olmamıştı. Saatlerin hangisi doğru diye sorduğum güvenlik görevlisi kol saatine bakıp bambaşka bir saat söyledi. İlk saatin ileri olması uzaktan görenlerin motor kalkıyor diye acele etmesi içindi. Kapıya gelenlerin artık acele etmesine gerek yoktu. İçerdeki duvar saati ise vaktinde kalkılmadı diye hadise çıkaran yolcular için bir tedbir olmalıydı. Her gün bu hattı kullananlar bu saatlere göre önce motoru kaçırdığı için koşuyor, sonra rahat bir nefes alıyordu. İtiraz ederlerse duvar saati şamar gibi yüzlerine inmek için asılı duruyordu.

İşte, günlük hayatımızda kolayca rastlayacağımız, yalanlar üzerine kurulmuş iki motor iskelesi. Bu yalanı doğru gibi yaşayan iskele görevlileri ve yolcular. Dünyada “Ölümden başkası yalan” sözünü ciddiye almış bir toplum.


Erbakan olmasaydı


Soru:
Sevgili Sivilay Abla, Türkiye’de İslami kesim şiddete bulaşmadıysa, “meşru” çizgiler içersinde siyaset yapmayı tercih ettiyse bunun arkasındaki isim Necmettin Erbakan’dır, değil mi? (Güven Caner)

Cevap: Sevgili Güven, “Erbakan olmasaydı Türkiye’de Sünni Müslüman Türkler dağa çıkardı” demek “Bu halkı başı boş bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya” diyen Vural Savaş, Sabih Kanadoğlu ile hemfikir olmak demektir. Hatta Müslümanlık ile terörün akraba olduğunu kanıtlamaya çalışan Bush ile bile yakınlaşmaya götürür insanı bu söz.

Erbakan’ın 1970 ve 80’lerde aldığı kemikleşmiş oy yüzde 10’du. Başbakan olduğu seçimlerde yüzde 25’i görmüştü. Ak Parti kurulduğunda Erbakan’ın partisi yüzde 2’de kaldı. Yani “Öl de ölelim, vur de vuralım” diyen kitle en fazla yüzde 2’ydi. Bu yüzde 2’nin de tümünün şiddet eğilimli olduğunu söylemek büyük haksızlık.

“Erbakan peşinden gelenleri şiddetten uzak tuttu” yerine, “Erbakan şiddete bulaşmadı diye bu insanlar onu takip etti” niye demiyoruz?


On yaşındaki okurdan mektup


Soru:
Sevgili Sivilay abla ben on yaşındayım. Seni sürekli takip ediyorum. Normalde ben gazete okumayı sevmem ama senin yazılarını beğeniyorum. Sorum; insanlar niye Kürt, Türk, Ermeni ayrımı yapıyorlar? Ben bunu çok saçma buluyorum. (Berçem KuşLuk)

Cevap: Sevgili Berçemciğim, bu aldığım en güzel mektup. On yaşında okuru olan kaç köşe yazarı vardır? Hiç. Çünkü sadece ben on yaşındakilerin anlayabileceği şekilde yazıyorum.

Soruna gelince. İnsanların Türk, Kürt, Ermeni, İngiliz, Etiyopyalı diye ayrılması kötü bir şey değil. Birbirimizden ne kadar farklı olursak hayat o kadar ilham verici ve eğlenceli olur. Düşünsene; Kütahya ile Mardin birbirinin tıpa tıp aynısı olsaydı Kütahyalıların görmek
isteyeceği bir Mardin olur muydu?

Kötü olan şey ayrımın çürükler ve sağlamlar, siyahlar ve beyazlar, iyiler ve hainler olarak yapılması.


TRT’ye neler oluyor

Kırk yıl düşünsem TRT hakkında iyi şeyler söyleyeceğim aklıma gelmezdi. TRT Okul’da Radi Hoca’ya bayıldım. Benim televizyon modelim gibi. Siz de bakın.

***

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı,
Ruh ve Sivil Hastalıkları Mütehassısı

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT