1. YAZARLAR

  2. Erol Ermiş

  3. Rüşdi İçin Aynı Manevra

Rüşdi İçin Aynı Manevra

Haziran 1993A+A-

Der Spiegel dergisinde yer alan bir habere göre, İngiliz hükümetinin Rüşdi meselesini nazikçe(!) halletme girişimi başarısızlığa uğradı. İngiliz hükümeti, Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Ali Maghup'la Salman Rüşdi'yi görüştürmek istedi. Bu arada Salman Rüşdi, yeniden müslüman olmak istediğini belirterek yardım talebinde bulundu. Bu görüşme gerçekleşmedi. Çünkü Mısır Müftüsü Seyyid Tantavi, İran'la ilişkileri daha da kötüleştirmemek ve kendi ülkesindeki rejim karşıtı müslümanlara yeni bir propaganda malzemesi vermemek için bu görüşmeyi onaylamadı. Yalnız Seyyid Tantavi'nin düşüncelerini bilenlere, gösterdiği bu gerekçeler pek de inandırıcı gelmiyor. Çünkü gittikçe kötüleşen Mısır-İran ilişkilerinde Tantavi'nin iyileştirme yönünde hiç bir çabası yok. Yaptığı bütün şey, hükümet icraatlarını desteklemekten ibaret. Tabii ülkedeki müslümanları her fırsatta kötülemekten ve onların İslam'ı kötü emellerine alet ettiklerini söylemekten de geri durmuyor. İnsan bu durumda ister istemez Tantavi'nin başına kötü bir akıbet getirebilecek bir olaya bulaşmak istemediğini düşünüyor.

Dergiye göre İngilizler'in bu girişimi başarılı olsaydı, S. Rüşdi İslam'a yeni giren birinin statüsüne kavuşacak, geçmişte yapıp ettikleri unutulacak ve hakkındaki ölüm fetvası da geçerliliğini yitirecekti.

Halbuki böyle bir şey önceden de denenmişti. Bir takım alim kılıklı insanlar Rüşdi'nin yalanlarına kanmış ve affedilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdi. Ancak bu durum imam Humeyni'nin fetvasının geri alınmasına yetmemişti. Çünkü basiretli müslümanlar bunun yalnızca bir manevradan ibaret olduğunu biliyorlardı. Nitekim 92 yılı sonlarına doğru büyük güvenlik önlemleri altında Almanya'ya getirilen S. Rüşdi, o zamanki söylediklerinin sadece fetvanın kaldırılmasını sağlayabilecek bir manevradan ibaret olduğunu, kendinin, göğsünü gere gere müslüman olmadığını belirtti. Eğer bu sefer ki girişim tutsaydı, yine de bu yalanın dümen suyuna akacak tonlarca insan bulunurdu. İran'ın tavrının değişmeyeceğindense herkes emin. Büyük bir ihtimalle batılılar bu durumu, bilinçli bir şeklide yeniden tırmandırdıkları İslami İran karşıtı propagandalarında bir malzeme olarak kullanmak istiyorlardı. Ama hevesleri kursaklarında kaldı.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR