Bir Daha Gel

Ocak 1996A+A-

Gündüzlerimizde karanlıklar

soluklarımızda hasret var

ah

çekip alan bizi kuyularımızdan

ey yıldırım aşkıyla yanan çocukluğumuz

kalbimizin neresinde saklardık seni

seni neresinde bulurduk ölümün

o bozguna uğramış mevsimlerin arefesinde

o kıpkızıl akşamların ertesinde

seni nasıl yakalardık bulutlarda biz

Seni nasıl

seni nasıl öpüp öpüp koklardık

yanaklarımızdaki kızarıklık alev saçan iştihamızdı

ve yepyeni sabahların özlemini bekleyen bir şafak

ve adına adanmış geleceğin beklenişindeki ihtişam

ama yalnız duymak değil

yalnız gökyüzüne uzanan ıssız bekleyişler değildi elbet

bir olurun ölümüne yaşandığı

bir haykırışın şakaklarımıza dayandığı andı

Bana bak

alnıma bak

en mahrem yaralarıma bak ki nasıl

nasıl köpürtür sevdalarım denizlerini

nasıl dağlarını indirir şehre

suyuyla

çiçeğiyle

baharıyla

aşkıyla

onbinlerce yılın ihtişamıyla

o çelik bilek

o demir delik

hayallerimizde yaşayan dağların tarihi

bir daha gel

şehre gel

ey koynunda nice mazlumların barındığı

ey bacılarımıza analarımıza sığınak

ölümüne gel

umut saçan rüzgarlarınla baharınla

kente gel

gel dipsiz kuyuları aydınlatan ışığınla gel

gel ki yarınlara uzanan aşkımız

seninle perçinleşsin

gel ki gerillanın damarlarında dolaşan kan

seninle bilinçleşsin

ah düşüncelerimizi karartan kölelikler

düşlerimizi boğazlayan kabus

ah duvarlara çivilediğimiz buyruk

gönder ışığını

ruhlarımızı dirilt

en çok muhtaç olduğumuz andır sana

dirilt birer birer toprağa gömdüğümüz

ölsün diye gömdüğümüz yarınlarımızı

ve bir daha

bir daha görsün gözlerimiz

kurşun yaralarını

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR