Mısır'da şu günlerde olası bir İhvan hükümetinin başarısızlığı sonrası iktidara gelmeye aday olacak, alternatif bir partinin hazırlıkları yapılıyor.

Bu parti şimdiden pazarlanıyor ve önceki rejimle bağlantılı bazı isimlere üyelik formu dağıtılıyor. Bazı Arap ülkelerinin partiye verdiği dış destekten bahsediliyor. Bu konuyu yaklaşık 3 ay önce, yani 21 Şubat tarihli Eş Şuruk gazetesinde yayımlanan makalemde dile getirmiştim. Makale 'İhvan hükümetinin macerası' başlığını taşıyordu. Makalede daha İhvan cumhurbaşkanlığı adayını sunmamışken hükümeti kurmaları fikrine temkinli yaklaştığımı kaydetmiştim.

O vakit bu sözlerin çıkarım değil, bilgi olduğunu belirttiğimde bazı gazeteci arkadaşlar ayrıntıları sormuşlardı. Kendisine parti üyeliği teklif edilen ve üyelik formunu doldurmaya ikna olması için çağrıldığı üç toplantıya da -toplantının biri bir Batı ülkesinin büyükelçiliğindeydi- katılan zatın bana bu bilgileri emanet etmesi sonrası bilgiler hakkında bir şey söyleyemeyeceğini belirtmiş ve sadece şu iki konuya değineceğimi eklemiştim. Birincisi; parti kurucuları, partiye Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adını vermeyi kararlaştırmışlar. İkincisi bu isim, Kemal Atatürk'ün 1923'te kurduğu partinin adından alınma. Sosyalist Birlik ve Mübarek'in partisi Ulusal Parti de tek parti düşüncesine yakındı.

Geçtiğimiz perşembe günü El Vatan gazetesi partiyi gün yüzüne çıkardı. Gazete, Mübarek'in yakınları ve işadamlarının Ulusal Parti'ye (UP) alternatif olarak CHP'yi kurduklarını belirterek partinin işadamları ve UP'nin önceki isimlerinin karışımı bazı kurucularının isimlerini zikretti ve kurucular arasında feshedilmiş Ulusal Parti'nin örgüt sekreterinin de olduğunu kaydetti. Aynı gün yapılan kurucu kongresi gayet mütevazıydı. Davetlilerden bazıları yoktu. Partinin manevî babası olduğu yazılan Dr. Kemal Ebulmecd gelmemişti. Sayıları 150'yi geçmeyen katılımcılar arasında Amr Musa da vardı. Musa kısa bir konuşma yaptı. Aralarında ayrıca birçok emekli büyükelçi de bulunuyordu.

Toplantı önemli değildi ancak mesajı çok önemliydi. Adı geçen partinin kurulma fikrinin gün yüzüne çıkmasını Mısır sahasında son aylarda gözlemlenen işaretlerle birlikte bu mesajı daha net okuma genişliğiniz olur. İşaretlerin hepsi de önceki rejimin yandaşlarının arttığını ve başlarını bir kez daha çıkardıklarını, hatta bazılarının cumhurbaşkanlığına aday dahi olduğunu gösteriyor. İçlerinden birisi Mübarek'in en büyük idolü olduğunu dahi açıkladı. Başka uygulamalar da önceki rejimin kollarının devlet ve güvenlik organlarında hâlâ var olduğuna dikkatlerimizi çekti. Bu kol çalışma yapısı gereği gizli ve görülmemiş olsa da medyada cesurca hareket eden bir başka kol da var. Üstelik medyada devlet güvenlik medyasının bir parçası olmakla nam yapmış unsurlar da var ve şu ana kadar Mübarek rejimimin klasik rakiplerine karşı kavgalarını yürütüyorlar.

Halihazırdaki siyasî şartların bu kimselere davetiye çıkardığından şüphe etmiyorum. Zira insanlar arasında hayal kırıklığının yayılması, birçoklarının ekonomik şartların baskısından ve güvenlik şartlarının istikrarsızlığından endişelenmesi, önceki rejimin unsurlarını Mısır'ın ihtiyaç duyduğu ve kaybettiği 'kurtarıcı' rolünü oynamaya teşvik etti. Halk Meclisi, Mübarek'in yardımcısının cumhurbaşkanlığına aday olması sürpriziyle karşılaşınca tehlikenin farkına vardı. Sadece o vakit meclis uyandı, Mübarek rejimi erkânı ve kalıntılarının tecrit edilmesi için siyasî haklar yasasında değişikliğe gitti. Yalnız yasanın bu sebeple çıkması hukukî açıdan meclisi yaraladı ve temyize götürülmesine kapı açtı.

Mübarek rejimiyle kopukluk, devrimin üzerinden 15 ay geçmesine rağmen hâlâ net şekilde ele alınmayan muallakta bir konu. Bu arzulanan kopukluğun cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önemli bir sınavla karşılaşacağı sır değil. Devrim kurumları kopukluğu gerçekleştirmekte başarısız olduysa kitleler önceki rejimin erkânını ve bütün mensuplarını düşürmelidir. Sesini gürültülü şekilde yükselten ve 'halk rejimi devirmek istiyor' diye slogan atan bu kitleler değil mi?

*Mısır gazetesi Eş-Şuruk 19 Mayıs 2012

ZAMAN