1. YAZARLAR

  2. Yasin Aktay

  3. Mısır'dan bakınca çeşitlenen Türkiye modeli
Yasin Aktay

Yasin Aktay

Yazarın Tüm Yazıları >

Mısır'dan bakınca çeşitlenen Türkiye modeli

14 Şubat 2011 Pazartesi 19:49A+A-

"Türkiye'nin özel ve istisnaî durumu, İslamcı Araplar olarak bizler için öyle kalmalı. Yani devletin işlerini, hasımlarını ve düşmanlarını, diğer İslamî gruplarla olan ilişkilerini, uluslararası ve bölgesel ilişkilerini idare ettiği yöntemden istifade edilmeli. Bu yönteme yaklaşmalı ve sihrine kapılıp olduğu gibi taklit etmeye kalkışmadan incelemeliyiz. Zira farklı deneyimler arasındaki "sosyal farklılıkları" daima göz önünde bulundurmalıyız".

Mısırlı araştırmacı yazar Dr. Kemal Habib'e ait bu sözler, geçtiğimiz Aralık ayında Ankara'da Stratejik Düşünce Enstitüsü'nün düzenlediği Arap Türk Sosyal Bilimler Kongresinde sunduğu "Arap Dünyasında Türkiye Deneyimi tartışmaları" başlıklı tebliğden.

Türkiye'nin veya AK Parti'nin bir model olma keyfiyetinin gerçek boyutlarını ortaya koyan bir yaklaşım sergiliyordu Habib. Arap dünyasında son zamanlarda akademik ve entelektüel çevrelerde Türkiye ve AK Parti deneyiminin ciddi tartışmalara konu olduğunda kuşku yok ama bu tartışmaları gerçekten de doğru yorumlamak gerekiyor. Hiç birinde körü körüne ve motomot bir taklit hevesinin izi yok. Aksine hem tartışmalar kendi içinde çok çeşitlenmiş durumda hem de Türkiye deneyimi aynı zamanda eksikleriyle de beraber ciddi bir eleştiri konusu da. Yine bugünlerde Doç. Dr. Ahmet Uysal tarafından SDE için hazırlanan Mısır'da Türkiye Algısı üzerine kapsamlı bir raporda model tartışmaları Habib'i teyid edecek şekilde çözümlenmektedir.

Habib'in tebliğinde başta Mısır'da ve bütün Arap dünyasında Türkiye modeli hakkındaki tartışmalar tasnif ediliyor. Buna göre Arap dünyasındaki İslamcıların AK Parti deneyimine yönelik tavırları, herkesin siyasi sürece bakış açısına, onu ele alışına ve gerçeklere göre değişiyor. Konuyla ilgili tartışmaları Habib'ten naklen şu şekilde sınıflandırmak mümkün:

"1- Selefilerin AK Parti Tartışması: Selefiler siyasi sürece seçim ve parti kurma yoluyla girilmesine cevaz vermiyor; çünkü yasama, Allah'ı tek kılan ulûhiyetin en önemli özellikleriyle çelişiyor. Bazıları, halk meclisine girmenin tevhide aykırı olduğundan söz ediyor; çünkü konuya, bir inanç meselesi olarak bakılıyor. Bu bakış açısına göre Türkiye modeli, Amerika'nın Arap dünyasında yaymaya çalıştığı bir model.

2- Müslüman Kardeşler'in (MK) AK Parti Tartışması:

AK Parti gibi çağdaş İslamî partilerden birinin Müslüman Türkiye'de seçimleri kazanması, kardeşlik ve özgürlüğün yayılması ve bu ülkede adaletin sağlanması mantığından yola çıkarak Kardeşler'i mutlu etmiştir. Ancak AK Partinin zaferi ile MK'yı karşılaştırmak yanlış olur çünkü yönteminde, hedeflerinde, değişmezlerinde, amaçlarında, araçlarında ve mekanizmasında birbirinden açık biçimde farklı iki hareketin karşılaştırılması imkânsızdır. MK ilkelerini değiştirmez. AK Parti'yse devletin laikliğini Batılı kavramlarla kabul ediyor ve rıza gösteriyor; yani temel hedefimiz olan Müslümanların bir İslam devletine sahip olmaları fikrinden farklı bir tutum sergiliyor. Makale, Mısır'ın İslamî kimlikli bir devlet olduğu, AK Parti'ninse laik Türk devletinin temel unsurlarından biri olduğu sonucuna varıyor.

Bu bağlamda "Türk Meselesi ve Kavramların Netleştirilmesi" adlı bir makaleye göre, AK Parti'nin, Şeriat'ın itiraz etmediği mutluluğu paylaştığını söylüyor. Ancak gayelere, değişim ve reform yöntemlerine gelince AK Parti, iktidara İslamî hiçbir değişiklik yapmadan geldi. MK ise değişim için ve dini egemen kılmak için çalışıyor. Makale şunu söylüyor: "AK Parti'nin hedefi cemaat değil, bir araya gelmek. Ayrıca MK'da hiç kimse, Sudan'da Turabi'nin izlediği darbeci yolu izlememiz gerektiğini söylemiyor. Makale son olarak AK Parti'nin deneyiminin MK'ca uygulanamayacağı sonucuna ulaşıyor.

3. El Wasat Partisi Kurucu Vekili, partinin İslamî bakış açısından AK Parti'yle benzerlik taşıyan ılımlı bir yönelime sahip olduğunu söylüyor. Ancak bakış açısında, Mısır ile Türkiye arasındaki yasal farklılıklardan dolayı bir fark olduğuna da işaret ediyor. "Türkiye'deki Seçim Sonuçları" başlıklı makalesinde de, AK Parti'nin anladığı laikliğin, din adamlarına dayanmayan ancak egemen İslamî değerlerle de çelişmeyen sivil bir yönetim şekli olduğunu söylüyor.

El Wasat düşünürlerinden biri AK Parti deneyimini, el Ahram Weekly'de Davutoğlu'yla yapılan bir röportajı analiz ederek ele alıyor. Makalesinde yazar, Davutoğlu'nun İslam ile insanî alan olarak gördüğü mekanizmalar arasındaki ilişkiye dair görüşlerine yer veriyor. Bunlar, İslam'ın temel değerlerini pekiştirmesi şartıyla, koşullara göre istenilen yönde geliştirilebilecek mekanizmalar. Üstelik bu mekanizma, söz konusu değerleri gerçekleştirdiği zaman meşru olacak

4- Tunus'taki En-Nahda Hareketi'nin AK Parti Tartışması:

"Türkiye'deki AK Parti Deneyimine Dair Özel bir Okuma" adlı makalede, hareketin kurucusu, Refah Partisi'nin iktidardan kovulmasına, Fazilet'in kapatılmasına ve AK Parti'nin iktidara gelmesine kadar uzanan süreçte Türkiye'deki İslamî hareketin değişimine işaret ediyor. Yazar ayrıca AK Parti'nin öğrendiği en önemli derslere de işaret ediyor ve bu derslerin iktidarla, orduyla ve laiklikle çatışmaya götürebilecek her türlü şeyden kaçınmak ve iktidarın güvenini kazanmak olduğunu söylüyor.. Yazar AK Parti projesinin İslama yönelik bir ihanet olduğu veya projesinden vazgeçtiği görüşüne de katılmıyor. Ona göre AK Parti'nin asıl projesi, kamusal alanı aşırı laik cuntadan kurtarmak, sonrasında da dine ve dindarlara düşman olmayan bir laikliği kabul etmek. Yazara göre AK Parti ailesinin içtihatları, gerçeklerle ve onu ne şekilde anladıklarıyla bağlantılı olarak genişledi."

Tunus ve Mısır'da yaşanan devrimlerden yaklaşık bir ay önce yapılmış olan bu analizlere göre bu model çeşitliliğini temsil eden grupların hepsi de son devrim sürecine aktif olarak katılanlardan. Demek ki neymiş? "Türkiye modeli" deyip geçmemek gerekiyormuş. Kimsenin kimseyi körü körüne taklit etmeye niyeti yok, olması beklenemez ve olmamalı da.

Sonuçta toplumsal modellerin bire-bir taklit edilmesi değil, bir etki yapması, bir esin vermesi sözkonusudur ve Türkiye modeli bu haliyle işlevini yeterince deruhte etmektedir.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum