Soru: Sevgili Sivilay Abla, bugünlerde hangi kanalı açsam hangi gazeteyi çevirsem Cüppeli Ahmet Hoca’yla karşılaşıyorum. Bir gün bakmışsın jet ski yapıyor, bir gün seks konularında fetvalar veriyor. Benim merak ettiğim şey ise gündelik hayatında “inşallah” bile demeyecek kadar dinî konulara mesafeli televizyoncuların Cüppeli Ahmet Hoca merakı. Bu merakın nedenini merak ediyorum abla. (Ersin Konak)

Cevap: Sevgili Ersin, iki yaşında bebeklerin bile kolaylıkla yapabildiği basit zekâ oyunlarını yetişkin bir maymun yapabildiğinde bu büyük olay haline gelir. İnsanlar bilet alıp, toplaşıp bu maymunu izlemeye giderler. Adeta her biri vasat bir Roman sirkine dönmüş televizyon kanallarımızın ve bu sirkleri seyretmekten beyin kıvrımları yeterince gelişememiş izleyici kitlelerinin ‘jet skiye binen hoca’ merakı da araba kullanabilen çarşaflı kadın merakı da buradan kaynaklanıyor. Kendileri gibi ‘normal’ olmayan insanların normal işleri yapabiliyor olmalarını anormal bulup bu işten kendilerine eğlence çıkarıyorlar. İşin kötüsü hocanın da eğlenmesi.


Bu kış barış gelebilir

Soru: Sevgili Sivilay Abla, ben 24 yaşındayım ve 24 yıldır bu ülkede hiç bir sorunun çözüldüğüne şahit olmadım. Etrafımdaki insanlar güzel şeyler olacağından bahsediyor. Ne yana baksam bir Kürt açılımı lafı görüyorum. Sen bu işlerden anlarsın. Bu sefer de bu işin sonu çıkmaz sokak olacaksa ne olur bir dürtüver de kendime geleyim. Sonradan duvara toslamak istemiyorum. (Süreyya)

Cevap: Sevgili Süreyya, ben de 84 yaşındayım. Eskiden “Bu kış komünizm gelebilir” sözü dillendirilirdi. Devrim mücadelesi verenlerden daha çok devrimin olacağına inanılır ve bu korkuyla bir sürü yanlış iş yapılırdı. Sonra başkaları “Bu kış şeriat gelebilir” diye insanları galeyana getirdiler, darbe ortamı hazırladılar. Her gelecek kıştan korkmamızı isteyenler hep oldu, bugün de var. Bugün ise “Dikkat! Bu kış barış gelebilir” diyorlar ama insanların barıştan korkmayacağını bilmiyorlar.


İyi niyet sortileri

Soru: Sevgili Sivilay abla, Kürt sorununun daha çok tartışıldığı, Kürtlerin kendilerini kısmen değeli hissettikleri bu dönemde askerî helikopterler artık damımızın üzerinden değil, neredeyse penceremize paralel uçuyorlar, hem de eskiye nazaran inanılmaz bir sıklıkla. Bu “sizi çok seviyoruz”un askerce ifadesi olabilir mi sana göre? Batmandan sevgiler. (Kemal)

Cevap: Sevgili Kemal, ben iyi niyetli sortiler olarak değerlendiriyorum. İyi bakın, bir daha askerî helikopteri bu kadar yakından göremezsiniz demek istiyorlar. Ayrıca bu işler düzelince sizin oralar çok değerlenecek. Pilot arkadaşlar belki de çevrede kelepir arsa araştırması yapıyorlardır.


Makul Türk

Soru: Sevgili Sivilay Abla, geçen hafta kendini makul Kürt olarak tanımlayan Ciwan isimli arkadaşın sorusunu ben de sormak istiyorum. Ben de makul bir Türküm. Üzerimde biraz çalışılsa Ahmet Türk’ün çözüm önerilerinin altına imzamı atarım. Sonra Emine Ayna’nın açıklamalarını dinliyorum. İlk PKK baskını yapılan Eruh’ta bu yıl festival düzenlenmeye başlandığı haberini okuyorum. O makul Türk gidiyor, yerine Onur Öymen, Deniz Baykal gibi biri geliyor. Bana ne tavsiye edersiniz? (Korkut)

Cevap: Sevgili Korkut, geçen hafta Ciwan’a TV izlememesini önermiştim. Senin için de aynısı geçerli. Ekranda Emine Ayna’yı mı gördün, hemen öteki kanala. Sana sesini duyurmazsa konuştuklarının hiç bir hükmü yoktur.

Sana ek olarak diyeceğim şey, verdiğin isimlerden Türklerle Kürtlerin ne kadar birbirine benzediğini anlayabilirsin. Türklerde Onur Öymen varsa Kürtlerde de Emine Ayna var. Bu kadar birbirine benzeyen insanların birarada yaşayamamaları mümkün değil.

TARAF