1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Levent Tüzel, Ecevit Gibi “Haddimizi Bildirdi”
Levent Tüzel, Ecevit Gibi “Haddimizi Bildirdi”

Levent Tüzel, Ecevit Gibi “Haddimizi Bildirdi”

Levent Tüzel söz aldı. Türkiyelilerin ve kendisini meclise taşıyan Kürtlerin gözünün içine bakarak tıpkı Ecevit gibi “haddimizi bildirdi.”

30 Ekim 2013 Çarşamba 15:54A+A-

Melih Altınok, bugünkü köşesinde Emeğin Partisi (EMEP) kökenli HDP’li siyasetçi Levent Tüzel’in başörtülü milletvekili hususundaki tutumunu yerden yere vurdu. Altınok, yazısında şu soruyu ön plana çıkarıyor: Devrim hayalini Kürt hareketinin kitlesel ve güvenli kollarında tatmin etmeye çalışan Türkiye solunun “tabansız” romantikleri, Gezi siyasetini tüm ülkede reel bir zemine yayabilir mi?

Du Bak Ali HDP N’olcak

Melih Altınok / Türkiye

EMEP’e ve Levent Tüzel’e sempatim vardı. 2007’deki vekil adaylığını desteklemiştim. Hatta ta 2009’da, 2011 seçimlerindeki potansiyel adaylığı üzerine Taraf’ın Solaçık’ında şunları yazmıştım: “Meclis’te İzmir Milletvekili Levent Tüzel’le, İstanbul Milletvekili Baskın Oran’la temsil edilen bir DTP, kocaman bir sol parti olacaktır…” Bu muhabbetin nedeni, partisi EMEP’in Kürt sorunu ve başörtüsü gibi, bir özgürlükçü-demokrat solcuyu, ulusalcılardan ayırt etmenizi sağlayabilecek iki konudaki tutumuydu. 28 Şubat günlerinde, o zaman adı SİP olan TKP ve türevleri darbecilerin yanında konumlanırken, EMEP gençliğinden arkadaşlarımızla sağduyulu bir duruş sergilemiştik mesela. Keza parti olarak, Kürt sorununun çözümü noktasında da demokrat ve barışçı bir tutum izlediler. Tüzel’den ve dolaysıyla EMEP’ten ilk darbeyi, bugünkü çözüm sürecinin yolunu açan 12 Eylül referandumunda aldık. Türkiye solunun büyük kısmıyla birlikte “Hayırcı” cephede yer aldılar. O günden sonra kendisine ve partisine yaklaşımımı rölantiye aldım. Levent Tüzel’le ilk yüz yüze gelmemiz geçen 19 Mayıs’ta Canan Barlas’ın A Haber’deki programında oldu. Tüzel söze izleyicilerin ve bizlerin Milli Egemenlik ve… Bayramını kutlayarak başladı. Suriye semalarında Esad’ın sarayının üzerinden saygıyla geçip kuru bir anti emperyalizm güzellemesi yaptı. İnişte de sözü şeriat umacısına bağlayıverdi. Dondum ama kalmadım tabii.

Hafta sonundaki toplantıda, BDP içindeki Türk unsurlar öne çıkartılarak kurulan HDP’nin vitrininde yer alan Levent Bey, pazartesi yeniden söz aldı. Türkiyelilerin ve kendisini meclise taşıyan Kürtlerin gözünün içine bakarak tıpkı Ecevit gibi “haddimizi bildirdi.” Kadınlarının yarısından fazlası başörtülü olan, ancak tek birinin meclisinin kapısından giremediği, seçilip geleninse kovulduğu bir ülke bu ayıbından kurtulacakken CHP’den, İP’ten rol çaldı. Herhâlde yine kutlayacağı bayramın arifesinin heyecanıyla olsa gerek, Meclis’te başörtülü milletvekili bulunmasına karşı olduğunu açıkladı! Kendisine twitter’dan tepkiler yağınca ise “bırakaydın da dağınık kalaydı” dediğimiz o açıklamaları yaptı.

“Gerçekten demokratik ve laik bir ülkede inançlar ve dinî ritüellerin gereği özgürce kullanılır ve bu hiçbir problem yaratmaz” sözleriyle Türkiye henüz hazır değil dedi. “Birlik ve beraberliği en çok ihtiyaç duydukları şu günlere” denk gelen eleştirilerin sahiplerini iyi niyetli olmamakla itham etti. Bu arada İdris Baluken ve Sırrı Sakık gibi bazı BDP’li vekillerin CHP üzerinden de olsa Tüzel’in görüşlerini eleştirdiklerini de belirtelim. Kaldı ki BDP, bir süre önce başörtüsüne serbestlik için meclise önerge de vermişti. İşte günlerdir konuşulan ve daha çok konuşacağımız, egemen Kürt siyasal hareketinin Türkiye partisi olma hedefini de tam bu noktadan tartışmalıyız bence.  Çelişkiler, kan uyuşmazlığı ve devrimci romantizmi. Devrim hayalini Kürt hareketinin kitlesel ve güvenli kollarında tatmin etmeye çalışan Türkiye solunun “tabansız” romantikleri, bu siyaseti tüm ülkede reel bir zemine yayabilir mi? Taşıma suyla siyaset değirmeni döner mi? Türkiye’nin en bilinçli ve politik seçmeni olan Kürtler, bir Gezi gazıyla masabaşında tasarlanan bu projenin vitrin aktörlerini ne kadar sırtında taşır? Çözüm sürecinin aktörü AK Parti, siyasi bir rakipten öte baş düşman olacak. Belediyesi daha dün bir konseri Kürtçe şarkı okunacak diye yasaklayan CHP ise ittifak kurulacak kurtarıcı… Bu paradigma artık tutar mı? Referandumdan da mı ders çıkartamadınız? Twitter'da bile “Türban siyasi bir simgeyse zaten Meclis'te olması çok doğal değil mi” (@salieri_) konsensüsüne varılmışken... Vakit barış için nakitken… Bu seçmen, çözüm sürecinin bileşeni koskoca siyasetin bir anda tahvil edildiği HDP’nin rijit solcularını demokratik siyasetin abecesine iknayla mı vakit kaybedecek? Yoksa “bizimki iki şive yapar, ortalığı toplar hatta aklınızı başınızdan alır” mı diyorsunuz yine? Hayvan terli.

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum