1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. “Kutsal olan” üzerinden ahlak tartışması yaptığı gerekçesiyle bir filmi beğenmemek!
“Kutsal olan” üzerinden ahlak tartışması yaptığı gerekçesiyle bir filmi beğenmemek!

“Kutsal olan” üzerinden ahlak tartışması yaptığı gerekçesiyle bir filmi beğenmemek!

Birgün, Semih Kaplanoğlu’nun Bağlılık Hasan filmini kendince eleştirmeye çalışmış!

06 Kasım 2021 Cumartesi 11:45A+A-

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Semih Kaplanoğlu, Türkiye sinemasından yetişen en iyi yönetmenler arasında. Bu husus uluslararası platformlarda da kabul görürken Kaplanoğlu’nun dönemi sinemacılara göre “ayrımcılığa” maruz kaldığı pekala söylenebilir.

Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Derviş Zaim, Semih Kaplanoğlu gibi isimlerle Yeşilçam’ın gerileyip “minimalist” olarak ifade edilen arayışların yükselmesiyle yeni bir dönem başladı. Az evvel zikredilen yönetmenler yeni bir sinema diliyle filmleri ele aldılar. Her birisi bir tek Türkiye’de değil dünyada da belli bir karşılık buldular.

Ancak sinemanın tartışılma imkanı bulduğu ortamlarda sol-seküler çizgiden gelen sinemacılara iltimas geçildiğini söylemek pekala mümkün. Bu bağlamda yaptığı tercihlerle Müslümanca hassasiyetler ortaya koyan Semih Kaplanoğlu bir şekilde “kategori dışı” veya “yandaş” olarak ilan ediliyor. Buğday filmi ile gittikçe daha fazla "değerler dünyasından" beslenmeye başlayan Kaplanoğlu sessizliğe mahkum ediliyor!

Muhafazakar-dindarların zaten bu konularla olan ilişkisi oldukça yüzeysel. Amiyane tabirle “kendi mahallesi içinde” de bir başına kalan Kaplanoğlu’nun kalbi ve zihni açık seyirciden başka kimsesi yok gibi gözüküyor… Bağlılık film üçlemesi basitçe ifade etmek gerekirse insanın özünden, fıtratından yaşadığı kopuşu modernliğin inşa ettiği ucube dünyayı gündelik hayatla ilişkili konular üzerinden ele alıyor.

Bu noktadan bakıldığında modernlik eleştirisi sinemada daha önce yapıldı ama zikredilen üçlemeyle Müslüman bir sinemacı tarafından bu şekilde ilk defa ele alınıyor denilebilir. Sol tandanslı Birgün gazetesinin “Bağlılık Hasan da Oscar’ı bağlayamaz” başlıklı haberi göz ardı edilmeye çalışılan bir filmi kendince tahfif etme derdiyle inşa edilmişe benziyor.

Türkiye’nin Oscar ödülleriyle olan geçmişi ortada. Oscar’a adaylık dahi söz konusu olamamışken Bağlılık filmlerini Oscar üzerinden tartışmak işin özünde bağlamı saptırmak anlamına geliyor. Bize kalırsa Bağlılık’ın Oscar jürisi tarafından -tıpkı Birgün'ün anlayamadığı gibi- anlaşılması mümkün değil. Bu yüzden iyi niyetli de olsa adaylık tercihi Bağlılık için zül olabilir.

Birgün’ün konu hakkında konuştuğu kendi yazarlarından Murat Tırpan, Bağlılık Hasan’ın Bağlılık Aslı ve yönetmenin diğer filmi Buğday gibi "kutsal olan" üzerinden bir ahlak tartışması yaptığını belirtiyor.  “Aslı'da annelik, Buğday'da adı üstünde nimet olan buğday ve şimdi de Hacc'a gitmek üzerinden doğru olanı bulmamız için bize parmak sallayan bir sinema bu. 2019'da yine Oscar adayı olan Bal'ın üzerinden çok sular aktı; artık başarılı minimalizmine eşlik eden bu dinsel doğrudanlık Kaplanoğlu'nun sinemasını bambaşka bir noktaya getirdi.”

Kutsal olan üzerinden ahlak tartışması yapmak çivisi çıkmış bir dünyada size Oscar kazandırmaz... Oscar jürisi nasıl beğenmiyorsa Birgün de aynı paradigmanın ürünü olan ideolojisi sebebiyle Bağlılık filmini değersizleştirmeye çalışıyor!

Kaplanoğlu’nun sinemasında bir değişim yaşandıysa bunun tartışması tabi ki yapılabilir. Ancak “parmak sallayan sinema” diyerek yapılan işi tahfif etmek, “emeğe saygı” duymayı bile beceremeyen hikmetten yoksun bir bakış açısından çıkar anca. Semih Kaplanoğlu’nun sineması aslında hala aynı şeyleri söylemeye devam ediyor. Sadece artık durduğu yerin daha fazla farkında…

İşin özünde Birgün de bunun farkında. Bu sebeple cephe almayı kendisine görev biliyor. Asıl soru şu: Biz ne kadar durumun farkındayız?

Bir aksilik olmazsa Bağlılık Hasan’ın önümüzdeki ay gösterime gireceğini belirterek sözlerimizi sonlandıralım…


 

HABERE YORUM KAT

3 Yorum