1. YAZARLAR

  2. MURAT KAYACAN

  3. Kur’an’da “Allah, Kimi Saptırırsa Onu Doğru Yola İletecek Yoktur.” İfadesi
MURAT KAYACAN

MURAT KAYACAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Kur’an’da “Allah, Kimi Saptırırsa Onu Doğru Yola İletecek Yoktur.” İfadesi

01 Kasım 2018 Perşembe 10:54A+A-

“Allah, kimi saptırırsa onu doğru yola iletecek yoktur (vemen yudlilillâhu femâ lehu min hâd).” ifadesi, ikisi Mekki ve biri Medeni olmak üzere toplam üç surenin dört ayetinde geçmektedir. Bu yazıda söz konusu cümlenin yer aldığı ayetler, içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.

Kur’an, zihinlere yerleştirmek istediği hakikatleri zaman zaman tekrar eder. Bu sırada ifadeler, çelişki değil, çeşitlilik içerir. Bir ayeti ya da ayet grubunu başka bir ayet ya da ayet grubu açıklar: “Allah sözün en güzelini (ifadeleri) birbirine benzeyen ikişerli bir Kitap halinde indirdi. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra derileri ve kalpleri Allah'ın zikrine karşı yumuşar. Bu Allah'ın hidayetidir. Dilediğini bununla hidayete eriştirir. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.” (Zümer, 39: 23). Kur’an, Allah’a saygılı kullarda bir etki bırakır. Bu etki, kulluk bilincine dönüşür. Ayetler, güzel ifadeleriyle ve yol göstericiliğiyle birbirine benzer. Kur’an konuları “ikişerli” verir. Yani onda haber ve hüküm, haram ve helal, emir ve yasak, ödül ve ceza vs. birlikte yer alır.

Müşrikler, elleriyle yaptıkları putlarda bir güç vehmediyor ve görmeyen, işitmeyen o varlıklarla Allah kulu Hz. Peygamber’i (s) korkutmaya çalışıyorlardı: “Allah kuluna yeterli değil midir? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.” (Zümer, 39: 36). Ayetin ilk cümlesindeki soru, gerçekte Allah’ın sığınılacak varlık olarak kullarına yettiğine dikkat çekme amaçlı bir beyandır. Bu durumda müminlerin uydurma ilahlardan korkmaları nasıl beklenir? Yalnızca Allah’a ibadet eden müminler, putlara ve putperestlere karşı savunmasız değildir; çünkü onlar Allah’ın yardımını umar.

Cehennem korkunç bir yerdir. Ahirette onu bizzat görenler, kaçacak yer arasalar da boşunadır: “O gün arkanızı dönüp kaçarsınız. Sizi Allah'tan koruyacak biri de olmaz. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.” (Mümin, 40: 33). Ayette “Allah'tan koruyacak biri” yok denirken kastedilen şey, Allah’ın azabından koruyacak kimsenin olmamasıdır. Dünyada batıl inanç ve uygulamaları ısrarla sürdürenlerin ahiretteki yeri cehennemdir. Verilen nimetlerle dünyada şımaran ve kimi düzenbazlıklarla işini idare edenler, ahirette çaresizdir. Doğru yola ileten Allah’tır. Kullar, şeytanı yolunu tercih ederlerse doğru yolu bulmaya layık olmaktan uzaklaşırlar. Bu kişileri seven yakınları, arkadaşları isteseler de onu doğru yola getiremezler.

Kur’an küfür/nankörlük ile şirk arasındaki ayrılmazlığı şöyle ifade eder: “Böylece herkesin bütün kazancını gözetim altına alan zat (Allah) hiç inkâr edilir mi? Tuttular Allah'a ortaklar koştular. De ki: Söyleyin bakalım onların isimlerini! O'na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz yoksa anlamı olmayan sadece kuru bir laf mı? Doğrusu küfre saplananlara hileleri hoş gösterildi ve doğru yoldan saptırıldılar. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.” (Rad, 13: 33). Ayetteki soru kalıplı ilk cümleye yanıt verilmesine gerek görülmemiştir; çünkü sorunun cevabı açıktır: Tek yaratıcı olan Allah’ı inkâr saçmadır. Allah’ın ortakları olduğu inancı delilsizdir. Müşriklere, Allah katından kendilerine bir vahiyle inançlarını doğrulayan bir bilgi gelmemiştir. Aksine Hz. Peygamber (s), onların yolunun eğriliğini göstermektedir. Müşriklere, “O'na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz?” diye sorulması, onların Allah’ın ilminde bir eksiklik gördüklerini akla getirmektedir. Aksi takdirde delilsiz bir şekilde O’nun ortakları olduğunu ileri sürmezlerdi. Müşrik liderler; meleklere, yıldızlara, tanrısallık atfettikleri insanlara tapma vb. şekillerdeki batıl inançlarını kabul ettirmek için hileli yollara başvururlar, kötü olanı güzel gösterirler, hakkı gizler, sapkınlığı teşvik ederler. Zaten affedilmeyecek olan şirk, başlı başına bir tuzaktır. İnsanlara tuzak kurmakla dünyevi çıkar elde etmeye çalışan müşrikler, kendilerini de doğru yoldan çıkardıkları kimseleri de cehenneme sürüklerler. Orası ne kötü bir durak yeridir!

Görüldüğü gibi “Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.” ifadesinin yer aldığı ayetlerde vahyin etkileyiciliği, üslubu ve doğru yolu göstericiliğinden, (işitmeyen, görmeyen) putlar ile inanan kimseyi tehdit etmenin anlamsızlığından, Allah’a itaat etmeden yaşayanların O’nun azabından kaçmalarının/korunmalarının mümkün olmadığından, Allah’ı inkârın saçmalığından, şirk koşmanın tutarsızlığından ve aldatıcılığından söz edilmektedir.

 

YAZIYA YORUM KAT