1. YAZARLAR

  2. Pınar Selek

  3. Kimin bu sıcak gündem?
Pınar Selek

Pınar Selek

Yazarın Tüm Yazıları >

Kimin bu sıcak gündem?

31 Ocak 2008 Perşembe 14:01A+A-

Merhaba…
Bir kitap çalışmasının içine daldığım için, iki aydır sohbet edemedik. Halleşemedik. Ne düşündük, ne yaşadık, ne gördük biraz paylaşamadık…

Ama sıcaklar ne biçim bastı değil mi? Hava da sıcaktı, gündem de öyle… Bol soru işaretli, bol ünlemli günlerden hızla geçtik.

Seçim kampanyalarını, adaylık krizlerini, suçlamaları, vaatleri, müzik eşliğinde atılan sloganları heyecanla değil ama sıkıntıyla izledik. Militer ve milliyetçi söylemlerle ısınan bir sahnede ipler fırlatıldı, korku efektleri içinde iktidar oyununun gerilimini yaşadık. Seçimlerden ve Çankaya"daki devir teslimden sonra gerilim biraz düşer gibi oldu. Gerçi ne yorgan bir yere gitti ne kavga bitti ama siyaset kendini, zirveye vurmuş gerilimin yarattığı gevşemeye bıraktı…

Bir zaferden bahsediliyor… Bir galibiyetten. Ama bu kimin ya da kimlerin galibiyeti? Gerçekten bir yenilgi var mı?

Toplumun militer gerilimin etkisinde kalmadan “istikrara” ya da “kendi gelenekselliğine” onay vermesi neyi gösterir? Daha güzel günler mi geliyor? Toplumsal siyaset ve demokrasi adına bir şeyler gelişiyor mu? Siyaset sahnesinin solunda da sağında da, küçük zafer arayışları, pragmatizm ve demokrasi yoksunluğu ağır basmıyor mu? Medyanın heyecanla takip ettiği kapışma, “dün dündür, bugün bugündür” nidalarıyla sürmüyor mu?

Türkiye"de her gün kan dökülmeye devam etmiyor mu? Neredeyse her gün cenazeler kalkmıyor mu? Demokratikleşme konusunda ciddi bir tartışma, somut bir çalışma başladı mı? Çete operasyonları nereye kadar gitti? Susurluk ve Şemdili"de açığa çıkan gerçekler neyi değiştirdi? Uluslar arası sermayenin paylaştığı kaynaklar ve iş alanları, sosyal ve ekonomik yaşamdaki etkileri gündemleşiyor mu? İlaç sektörünün tamamen dış sermayenin tekeline geçmesi, tarımın bitirilmesi üzerine konuşulabiliyor mu? Acısına, utanç verici varlığına alışılan yoksulluğa karşı toplumsal muhalefet politika geliştirebiliyor mu? Sendikalar, sosyal örgütler, insan hakları kuruluşları güçleniyor mu? Toplumsal talepler gündemleşiyor mu? Yeni kabinede, kadın hareketiyle karşı karşıya kalan Nimet Çubukçu dışında başka bir kadın bakan var mı?

Bu soruları cevapladığımızda ne görüyoruz? Temel gündemi savaş, susuzluk, ayrımcılık ve yoksulluk olan milyonlar açısından hala umut yok.

Yine de küçük imkanlar var. Meclisteki daha çoğulcu yapı, siyasallaşan gündem, küçük başarıların yarattığı güven, bir umuttur aslında. Hepimiz biliriz, bazen küçük hava delikleri yaşam kurtarır, minicik kaldıraçlar ağır yükleri yerinden oynatır…

Ama önce televizyonu kapatalım ve birbirimize bakalım.  Artık gerçek gündemlerimize geri dönelim. Kaldıraçlarımızı bu gündemlere yöneltelim. Hakkımızı, hukukumuzu arayalım.
İşte o zaman, kim kimle çatışıyor, kim kime yaslanıyor, ortaya çıkar.

Açık Gazete

YAZIYA YORUM KAT