1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Kararlılığın sert ve yumuşak yüzleri
Kararlılığın sert ve yumuşak yüzleri

Kararlılığın sert ve yumuşak yüzleri

Yunanistan-Türkiye gerilimi, İsrail ile normalleşme meselelerinin tartışıldığı platformda Alpay, Türkiye’nin kalkınması yolunda İsrail’le, Esed’le, Sisi’yle, Hafter’le normalleşerek dünyada saygın bir ülke olunabileceğini iddia edenleri eleştiriyor.

28 Ağustos 2020 Cuma 11:10A+A-

Kenan Alpay'ın yazısı:

Doğu Akdeniz’de süre gelen gerilim hepimizin gözleri önünde cereyan ediyor. Arkasına bir bütün olarak Avrupa Birliği’ni değilse de Fransa’yı alan Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali oldukça düşük. Bu ihtimali düşüren iki önemli gösterge şöyle işaretlenebilir: 27-28 Ağustos’ta Berlin’de toplanacak Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısı öncesinde Almanya’nın arabuluculuk rolünde sergilediği ısrarlı uzlaştırma arayışları ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Almanya’nın arabulucu rolünü takdir edip ittifakın iki üyesine yaptığı gerilimin düşürülmesi ve diyalog çağrısı. Dolayısıyla mevcut vasatta Yunanistan’ın tansiyonu yükseltecek açıklama ve adımları iç kamuoyuna yönelik mesajlar olmaktan, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle birlikte düzenlediği deniz tatbikatları da Türkiye nezdinde karşılık bulmayan meydan okumalar olarak kalmaktan öteye çok bir anlam taşımıyor.

Yakın ve orta vadede savaşa evrilmeyecek olması Akdeniz’de yaşanan gerilimin risklerini küçültmüyor elbette. Ancak her ne kadar bölgenin yalnız bırakılmış ve tecrid edilmiş bir devleti gibi gözükse de Türkiye, kendisine bu muameleyi reva gören devletlerin kendi iç çelişki ve zaaflarının üzerine gidebilecek imkân ve kararlılığı sergileyebilecek durumda. Şüphesiz bu imkân ve kararlılık öncelikle ahlaki ve hukuki meşruiyete ardından da askeri ve siyasi kudrete yaslanıyor. Yunanistan’ın kıta sahanlığı arttırma, karasularını ve münhasır ekonomik bölgesini genişletmeyi teşvik eden Avrupa Birliği’nin de Rusya, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen desteklerin de bir sınırı var. Açıkça görülüyor ki Türkiye’yi Ege ve Akdeniz’deki en temel haklarından mahrum etmeye ve bölgeyi despotik rejimler üzerinden bütünüyle ipotek altında tutmaya matuf kirli bir ittifak işliyor. Fakat çarkları eskisi gibi döndürebilme yönündeki açgözlülüğü sürüyor olsa da Batı eskisi kadar güçlü, Türkiye ise eskisi kadar güçsüz değil artık.

Yazının Devamı >>>