HAKSÖZ HABER

Kabil Üniversitesi’ne yönelik IŞİD tarafından gerçekleştirilen saldırı IŞİD’in iyice zayıflayan görünürlüğünü artırmaya dönük bir eylem olma özelliğine sahip. Bir üniversiteyi basıp 22 kişiyi vahşice öldürmek tam da IŞİD gibi paranoyak bir yapının elinden çıkacak bir saldırı. IŞİD’in eylemlilik tarzı bu tarz cürümleri normalleştirirken, dünyaya biz daha kötüsünü de yaptık dercesine mesaj veriyorlar.

Taliban’ın üst perdeden kınadığı Kabil Üniversitesi saldırısı bir yönüyle ABD yanlısı Kabil hükümetinin de yetersizliğini bir kere daha gözler önüne seriyor. Afganistan’da Taliban yönetiminde olan bölgeler bu tarz saldırılara daha az şahit olurken Kabil hükümetinin egemenliği altında olan bölgeler ekonomi, sağlık ve güvenlik konularında tabiri caizse S.O.S veriyor.

Taliban ile ABD arasında imzalanan normalleşme anlaşmasından en fazla rahatsız olan grubun Kabil hükümeti olması da rastlantı değil. Taliban’ın oluşturduğu alternatif olma durumu Kabil hükümetinin varlığına dönük en büyük tehdidi oluşturuyor denilebilir. Tabi ki Taliban’da bu sürece kolay gelmedi. Daha önce yaptığı hataları tekrarlamayan Taliban daha müşfik ve kucaklayıcı bir siyasi perspektifle bu sürece yaklaştı ve tekrardan Afganistan’daki en büyük siyasi ve askeri alternatif olarak gözükmeye başladı.

Kabil Üniversitesi’ndeki saldırının dünya medyasındaki karşılığı ise oldukça “sessiz”di. Benzeri bir saldırının Batı ülkelerinden birisinde yaşandığını düşündüğümüzde olacakları tahmin ediyor muyuz? Herhalde ABD seçimlerinden sonra konuşulan ikinci konu haline gelirdi. Ancak Kabil’de olunca aynı tepki gösterilmedi. Son dakikalarla geçilen saldırı en “şiddetli” IŞİD karşıtları için bile çok önemli değildi öyle sanıyoruz ki. IŞİD’in Viyana’da gerçekleştirdiği ve dört kişinin hayatını kaybettiği alçak saldırı bu sebeple Kabil saldırısından daha fazla gündem oldu!