Eyleme Medeniyet Öğrencileri olarak toplanan gruba akademisyenler de katılarak destek verdi. İMÜ öğrencisi Ubeydullah Güneş giriş konuşmasını yaparken, bildiriyi Fahrettin Turan okudu. Bildiride Guta hakkındaki korkutucu istatistiklere yer verilirken, Halepçe ve Srebrenitsa katliamlarında Müslümanlara yapılanların Guta’da tekrar edildiğinden bahsedildi. Birleşmiş Milletler’in ve özellikle de Müslüman ülkelerin Suriye’deki katliamları kınamaktan başka bir şey yapmamasına tepki gösterildi. Eylem sırasında öğrenciler “Müslüman uyuma, kardeşine sahip çık”, “Katil ABD Suriye’den Defol”, “Katil RUSYA Suriye’den Defol” sloganları atıldı ve tekbirler getirdi.

Eylem Fatiha ve dua ile sonlandırıldı.

Eylemden sonra GENÇ İHH Medeniyet Kulübü Suriyeli kadınlar için yapılacak olan VİCDAN KONVOYU için stand açtı.

İMÜ öğrencileri geçen sene de Halep kuşatmasında Suriyeli kardeşlerimiz için kışlık malzeme toplayarak bir tırı Halep’e göndermişti.

Bildiri metni ise şöyle:

Esed rejiminin kuşatması altında dört yıldır can çekişen Doğu Guta, toplu bir mezara dönüşmek üzere. İlk olarak 2013 yılında Sarin Gazı ile vurulan bölgede, son 3 ayda 700 den fazla kişi hayatını kaybetti. Adeta yeni bir Srebrenitsa katliamının yaşandığı Doğu Guta' da son üç gündür Esed rejiminin aralıksız bombardımanları sonucu 58’i çocuk ve 42’si kadın olmak üzere 368 sivil hayatını kaybetti. Saldırıda 17'si hastane olmak üzere 22 sağlık merkezi hedef alındı. İlaç bulunamıyor, hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artıyor ve dünya suskun!

Nereden ve hangi dünya görüşünden bakılırsa bakılsın ortada bir insanlık suçu, bir vahşet vardır. Peki dünya nerede?

Geçtiğimiz gün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Doğu Guta’da 400 bin sivilin "yeryüzünde cehennemi yaşadığını" belirtmişti. Peki, aynı Birleşmiş Milletler’in tavrı neden bu zalimleri kınamaktan öteye geçmiyor? Neden katledilenler Müslümanlar olduğunda üç maymunu oynuyorlar?

Dünyaya kendi yaşayış ve düşüncelerini medeniyet olarak servis eden Batı, neden söz konusu menfaatleri olduğunda çıkarlarını insan kanından değerli görüyor? Maddeyi değerli gören anlayışı hangi düşünce hangi ideoloji temize çıkarabilir?

İslam İşbirliği Teşkilatı neden bu katliamları kınamaktan öte bir şey yapmıyor? İslam ülkeleri liderlerinin birçoğu kendi mevki ve makamlarını kaybetmemek adına cılız sesler çıkarırken tarihin onları işbirlikçi olarak hatırlayacağını düşünmüyorlar mı? Hangi statü hangi menfaat insan hayatından daha değerli olabilir?

Yapılması gerekenlerin en basiti katliamın faili Esed rejimi ve destekçilerine karşı ambargo uygulamakken, atılan en ileri adımın kınamak olması, bizlere kınayanların suç ortağı olduğu gerçeğini bir kez daha göstermektedir. Ancak unutulmamalıdır ki tarih, zalimleri ve menfaatleri uğruna adalet duygularını zalimlere peşkeş çekenleri unutmayacak, yazacaktır ve Allah, zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir.

Biz biliyoruz ki 80'li yıllarda Helepçe katliamı ile 90'lı yıllarda Srebrenitsa katliamı ile dünyayı Müslümanlara dar etmek isteyen zalimler,21 yy'da da Doğu Guta ile aynısını yapmak istiyor. Dünyayı cehenneme çevirenler, unutamasınlar ki gidilecek başka bir dünya yoktur ve bir taraf ağlarken diğer tarafın gülmesi uzun sürmeyecektir,kalıcı olmayacaktır.

Herkes, inancı düşüncesi ne olursa olsun, gücü nispetinde bu katliama tepki göstermelidir. Bu insanlığa karşı sorumluluğumuzdur. Cehenneme çevrilmiş bir dünyaya olan tepkisizliğimizin hesabını bizden sonraki nesillere nasıl verebiliriz?

Bizler Medeniyet Üniversitesi öğrencileri olarak bu katliamların faillerini kınamıyoruz evet kınamıyoruz. Bizler lanetliyoruz, Allah'ın, meleklerin ve insanların hepsinin lanetiyle lanetliyoruz! Ve biz biliyoruz ki Rabbimiz olan Allah bizi görüyor ve bugünlerden bizleri hesaba çekecek. Rabbim şahitliğimizi kabul etsin.