Khaled El-Hissy’in Electronic Intifada’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.

26 Temmuz'da, Gazze'li Filistinli ve The Electronic Intifada'ya katkıda bulunan Yousef Alnono, Gazze Şehrindeki El-Şifa Hastanesinde, bir gün önce İsrailli bir asker tarafından başından vurulan ve daha sonra yaralarına yenik düşen amcası hakkında haber bekliyordu.

The Electronic Intifada'ya bu olayı anlatan 23 yaşındaki Alnono, aynı koridorda yirmili yaşlarında yaralı bir adamla tanıştığını ve onunla nasıl yaralandığı hakkında konuştuğunu söyledi.

Adam Alnono'ya, bir hafta önce Gazze'nin kuzeyindeki Zikim sınır kapısı yakınlarındaki yardım konvoylarına yiyecek almak için gittiğini, ancak İsrailli askerlerin aniden kalabalığa ateş açtığını anlattı.

Adam eğilip kum bariyerinin arkasına saklandı, ancak şarapnel eline ve bacağına isabet etti, yere düşüp yardım için çığlık attı.

Adam, İsrail'in kurşunlarından kurtulmaya çalışan kimse yardımına gelemediği için kıyamet günü gibi olduğunu söyledi.

Bir saat sonra İsrailli askerler ona yaklaşarak yaralarını tedavi edeceklerini söylediler.

Adam korkmuştu ama umutluydu – en azından tıbbi bakım görebileceğini Alnono'ya söyledi.

Temel tedavi sonrasında askerlerden biri ona yarım paket sigara ve biraz yardım malzemesi verdi.

Sonra askerler ona hangi mahalleden olduğunu ve orada Hamas veya direnişle bağlantılı kimseyi tanıyıp tanımadığını sorarak sorgulamaya başladılar.

Korkmuş olan adam, cevap vermekten başka seçeneği olmadığını hissetti.

Askerler ona korkmamasını söylediler ve arayabileceği bir numara verdiler, ek bilgiyle geri dönerse daha fazla yardım sözü verdiler.

GHF'nin amacı nedir?

Gazze'ye yardım ulaştırmak için İsrail'in güvendiği, kusurlu bir ABD kuruluşu olan Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF), ilk yardım sevkiyatını 27 Mayıs 2025'te başlattı.

Bu, İsrail'in 1 Mart'ta Hamas'ın yardımları yağmaladığı suçlamasıyla yardımları durdurmasının ardından, uluslararası baskı sonucu Gazze Şeridi'ne yardımın girmesine izin verilmesi üzerine gerçekleşti.

27 Mayıs'tan 5 Ağustos'a kadar İsrail, GHF tesislerinin yakınında en az 859 Filistinli yardım arayan kişiyi öldürdü.

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü, GHF'nin “Filistinlileri açlık ya da hayatlarını riske atarak çok az miktarda yardım almak arasında seçim yapmaya zorladığını” söyledi. "

GHF, İsrail'in yardım sağladığı izlenimini vermeye çalışırken, aslında yardım dağıtımını, Gazze'deki açlık çeken Filistinlileri küçük düşürmek ve öldürmek için kullanıyor ve aralarında kaos yayıyor.

Peki, bu durum sahada nasıl görünüyor? Electronic Intifada, GHF'nin planlarını daha ayrıntılı olarak anlatmak için Gazze'deki iki kişiyle konuştu.

Yardım merkezleri kasıtlı olarak uzak

21 yaşındaki Muhammed Shallah, GHF sitelerini en az dört kez ziyaret etti ve dokuz kişilik ailesi için iki kez yardım almayı başardı. The Electronic Intifada'ya verdiği demeçte, bu dağıtım noktalarının “gençler için bir tuzak ve aşağılama” olduğunu söyledi.

İnsanlar vurulmadan yardım sitesine ulaşabilirlerse, GHF yetersiz yardımı kaotik bir şekilde dağıtıyor.

"Bunlar bizim için büyük bir hakaret ve yardım olarak görülmüyor" dedi Shallah.

Dört dağıtım noktası – ikisi Refah'ın güneyinde, biri doğu Han Yunus'ta ve biri Netzarim'de – çoğu insanın yerleştiği güney veya kuzey Gazze'den kasıtlı olarak uzak tutuluyor.

Yaşlılar, engelliler, yaralılar, yetimler ve dullar gibi birçok Filistinli bu uzak noktalara ulaşamıyor.

İnsanlar, İsrail askerlerinin uyarı ateşi açtığı bir alana ulaşana kadar evlerinden yürüyerek gidiyorlar ve bu uyarı ateşinin çoğu ölümcül veya yaralanmalara neden oluyor.

İnsanlar daha sonra dağıtım noktalarına ilerlemelerine izin verilene kadar bekliyorlar. Shallah'a göre, bu noktalara yaklaşık 2,8 kilometre uzaklıkta ve “çöl kumu gibi bir yol üzerinde, insanlar koşmaya başlarsa toz saçan” bir yol üzerinde bulunuyor.

Oyun olarak öldürmek

Peki, insanlar ilerlemelerine izin verildiğini nasıl anlıyorlar?

İsrail, Gazze'deki görgü tanıklarının “bayrak sistemi” olarak adlandırdığı bir sistemle yardım bölgelerini güncelledi.

Shallah, “Kırmızı bayrak görmek, o bölgeye yaklaşmanın yasak olduğu anlamına gelirken, yeşil bayrak ise güvenli olduğu anlamına gelir” dedi.

The Jerusalem Post'a göre, İsrail ordusu “Filistinliler ve İsrail güçleri arasındaki çatışmaları en aza indirgemek için çalıştığını” iddia etti ve “yeni çitler, tabelalar ve diğer iyileştirmelerle bölgeyi yeniden düzenlemeye çalıştığını” belirtti.

İsrailli askerler için “çatışmaları önlemek”, iki bayrak dikip insanları vurmak gibi görünüyor.

Ancak Shallah, yeşil bayrak olsa bile “bir asker sizi vurup öldürebilir - bu birçok kez oldu” dedi.

İsrailli askerler Filistinlileri vururken eğleniyorlar mı?

Gazze'de gönüllü olarak çalışan İngiliz cerrah Dr. Nick Maynard'a göre, “Sanki bir oyun oynanıyor gibi.”

Askerlerin farklı günlerde belirli vücut bölgelerini hedef alarak sistematik bir düzen izlediklerini söyledi: karın, baş, boyun, uzuvlar, hatta testisler.

Filistinliler öldürülmez veya yaralanmazsa, kaçırılabilir veya en iyi ihtimalle biber gazı sıkılabilir veya dövülebilir.

Ve Filistinliler vurulma korkusuyla yardım merkezine gitmekten vazgeçerlerse, onlar ve çocukları büyük olasılıkla açlıktan ölebilir.

Kaos ve hırsızlık

GHF'nin kaotik dağıtım stratejisi sadece Filistinlileri aç bırakmakla ve gıda kıtlığı yaratmakla kalmadı, aynı zamanda hırsızlığı da tetikledi.

Shallah, “İnsanlar hayatta kalmak için hırsızlığa yöneldi” dedi. “Bunun sorumlusu İsrail'dir.”

İsrail, yardım kamyonlarının korumasız bir şekilde, gıdaya muhtaç insanların gözleri önünde, açık alanlardan geçmesine izin vererek hırsızlığı kışkırtıyor.

İsrail'in soykırımının başlangıcından bu yana Deyr el-Belah'a göç etmek zorunda kalan 29 yaşındaki öğretmen Muhammed al-Ghoz, “Bu hırsızları suçlayamam, başka seçenekleri yok” dedi.

Hırsızlar yardım malzemelerini ele geçirdiklerinde – genellikle bölgedeki tek malzeme budur – Gazze pazarlarında satmak için çok yüksek fiyatlar belirliyorlar.

Sonuç olarak, teknik olarak yardım malzemeleri mevcut olsa bile, çok az kişi bunları satın alabiliyor ve bu da açlığı daha da derinleştiriyor.

Buna tepki olarak, Gazze'deki bazı kişiler pazarları boykot etmeye başladı. Deyr el-Belah'da pazarlar kapatıldı ve alımlar durduruldu, böylece tüccarlar fiyatlarını düşürmeye zorlandı.

Bu işe yaramadı.

Al-Ghoz, “İnsanların yemek yemesi gerekiyordu ve iki seçenekleri vardı: yüksek fiyattan satın almak ya da hiç satın almamak” dedi. “Oğlum Rakan'ı beslemek için 150 şekel gibi yüksek bir fiyattan bir kilo un satın aldım.”

Al-Ghoz, “bu yaşananların şu anda Gazze'ye giren her şeyi kontrol eden İsrail'in suçu olduğunu” söyledi.

İsrail yardımların Gazze'ye daha fazla girmesine izin verirse, “o hırsızlar” dedi, “arz ve talebe uymak zorunda kalacaklar.”

Unu elinde bulunduran ve onu satmaya karar veren adam – ya da hırsız – kendini şimdiki ve gelecekteki kıtlıktan korumak için onu yüksek bir fiyata satıyor.

Al-Ghoz, “Onu savunmuyorum, ama o da bizim gibi bir insan ve hayatta kalmaya çalışıyor” dedi.

*Khaled El-Hissy, Gazze Şeridi'nin Cibaliye kentinden bir gazeteci ve The Electronic Intifada'nın yardımcı editörüdür.