Karayipler’de büyük bir yıkıma yol açan Irma kasırgası nedeniyle en az 25 kişi öldü, yüz binlerce kişi de barınaklara sığınmak zorunda kaldı.

Avrupa basınından yorumlar sunan Euro Topics’e göre, köşe yazarları, Irma ve Harvey gibi kasırgaların öncelikle yoksulları vurduğunu düşünüyor ve ABD Başkanı Donald Trump’ın iklim politikasını yeniden tartıp biçmesini umuyor:

“Kasırgalar Yoksulların Felaketi”

Almanya merkezli Die Tageszeitung (TAZ) gazetesine göre, çevre felaketlerinden zengin olsun, yoksul olsun herkesin aynı ölçüde etkilendiği tezi, sadece belli koşullarda doğru:

“Houston’da zengin semtlerin de su altında kaldığı doğru, ama öncelikle mağdur olan, siyahilerin oturduğu yoksul semtler. Houston’da çoğunlukla siyahilerin oturduğu, belediyeye ait sosyal konutlar, arazinin daha ucuz olduğu, sellere daha açık alçak bölgelerde yer alıyor. Zenginlerse daha yüksek yerlerde ev alabiliyor. ... Aynı şeyin geçerli olduğu Miami’de de zenginler kasırganın zararlarından etkilenmiyor. Zengin Miami Beach 100 milyon dolarlık projelerle sel baskınlarından korunurken, yoksulların oturduğu Miami-Dade-County’de drenaj sistemi bile yok. Kasırgalar zengin ile yoksul arasında ayrım yapmıyor olsa da, ABD’deki sosyo-ekonomik koşullar bu ayrımı yapıyor.”

“Trump, Tavrını Değiştirir mi?”

Hırvatistan merkezli Večernji List gazetesi, tropik fırtınalar ile insanların neden olduğu iklim değişikliği arasındaki olası bağlantının ABD’nin iklim politikasında bir dönüşüme neden olacağına inanmıyor:

“Verilere baktığımızda kasırgalar arasındaki sürenin giderek azaldığını görüyoruz. Bu da insanın iklimi etkilediği anlamına geliyor, çünkü felaketlerin sayısı giderek artmaya başladı. ... Bu durum Trump’ın Paris İlklim Sözleşmesi’ne yaklaşımını değiştirebilir mi? İmkansız değil, çünkü ‘The Donald’ bugünden yarına fikrini değiştirebilen biri. Ama bu, Irma kasırgasının oluşumundaki insan faktörünü kabul edeceği anlamına da gelmiyor. Çünkü Trump, çevrecilerin ABD’yle ve onun petrol ve kömürle yakaladığı ekonomik canlanmayla mücadeleye ant içtiklerini iddia ediyor. Belki Irma da bu komplo teorisinin bir parçasıdır.”

“İklime Zarar Verenler Yargıya Teslim Edilmeli”

Kasırgalar, fosil yakıt sanayisinin çevre kirleticilerini en hızlı şekilde mahkûm etmek için bir işaret, diyor İngiltere merkezli The Guardian:

“Dünya olması gerekenden bir derece daha fazla ısınırken şirketler ceplerini doldurdu. Bu şirketler fosil yakıtları özelleştirirken, bunların bedelini topluma mal etti ve dünyadaki yoksulların, vergi mükelleflerinin ve gelecek nesillerin sırtına yükledi. ... Hukuka dayalı mücadelenin iki hedefi vardır. Bunlardan ilki, kirletenlerin iş modellerini yenilemek suretiyle fosil yakıt kullanımını durdurma ve hava sıcaklığındaki yükselişi 1,5 dereceyle sınırlandırma konusundaki dünya hedeflerinin tutturulması. İkinci hedefse iklim değişikliğinin sorumlularının cezalandırılması. Yirmi yıldır sürdürülen başarısız görüşmelerin kaçınılmaz sonucu işte bu hukuk savaşı oldu.”

“Fransa, Karayipler’de Sınıfta Kaldı”

Karayipler’de, Irma kasırgasının yerle bir ettiği Saint Martin adasının yarısı Fransa’ya, yarısı Hollanda’ya ait. Fransa merkezli Le Figaro’ya göre, Hollanda hükümeti gerekli önlemleri alırken Fransalılar kriz yönetimi konusunda sınıfta kaldı:

“Irma’nın yaratacağı en kötü senaryo öngörülebilirdi. Yeterince dikkate alındı mı bu? Pazar günü (Fransa) İçişleri Bakanı’nın birkaç saat içinde gönderilecek insan ve malzeme miktarlarını duyanlar, bu önlemlerin neden felaketten önce alınmadığını soruyor. Hollanda’nın ilk yaptığı, kendi bölgesinde asker konuşlandırmak oldu. Böylece yağma önlendi. Florida’daysa nüfusun önemli kısmı boşaltıldı, gerekli önlemler alındı. Paris de geçtiğimiz haftanın başında aynı şekilde davranamaz mıydı?”