Soru: Sevgili Sivilay Ablacığım, bir Türk olarak açılımdan sonra etrafımdaki insanları tanıyamaz oldum (ablam da dahil). Gayet hoşgörülü insanlar siyasi olarak birden faşizme açıldılar. Bu Türkler için kim demokrasi açılımı yapsa acaba? (Erhan Kaya)

Cevap: Sevgili Erhan, sözünü ettiğin Türkler istiyor ki; madem o kadar şehit verdik biraz daha dayanalım da köküne kibrit suyu dökelim. İş uzadıkça, şehitler arttıkça bu his daha da kamçılanıyor, bir kısır döngüye dönüşüyor.

Aynen şöyle: Hepinizin severek okuduğu Yıldıray Oğur, 2 ekimde gazeteden Zeynep ile evleniyor. Evlilik hazırlıklarına girişen Yıldıray oturduğu evin üst katını kiralamak istiyordu. Evi beş aydır kimse tutmamıştı. En son çıkan kiracı da ev sahibini bilerce lira zarara uğratmıştı. Ev sahibi Karadenizli inatçı bir ihtiyardı ve 2000 liradan aşağı düşmüyordu, çünkü çok zarar etmişti. Kiraya veremedikçe zararı katlanıyor, zararı katlandıkça kirada geri adım atmaktan uzaklaşıyordu. Tam bir sarmal yaşıyordu adam. Neyse adamın imdadına Yıldıray’ın annesi, Melek yetişti. İhtiyar adamı yakasından tutup salladı ve inadı bırak da bir adım at diyerek evi 1600’e vermeye ikna etti. Halbuki adam en başta 1600’e verseydi beş bin liradan fazla kira alacaktı. Ancak inat ettiği için on bin lira zarar etti. Belki bu sonuca ulaşması için zarara uğraması gerekiyordu ama bu zararın on bine çıkması tamamen kendi hatasıydı. Sonuç olarak ihtiyarın keyfi şimdi yerinde.

Teröriste çakıl taşı bile kaptırmamak

Soru: DP’nin genel başkanı Hüsamettin Cindoruk, “biz PKK ile yapılan savaşı kazandık, toprak kaybetmedik” dedi. Sizce de toprak kaybetmememiz başarı değil mi? (Görkem Er –Ankara)

Cevap: Sevgili Görkem, kendine gel. Üç-beş bin silahlı adam gerilla savaşı yaparak 500 bin kişilik ordusu ve 72 milyon nüfusu olan bir ülkeden toprak alabileceğini hiç düşünebilir mi? Eğer PKK’nın böyle bir planı vardı ise zaten affa gerek yok. Ergenekon sanıklarının dört gözle bekledikleri deli raporlarından her birine bir tane vermek Hipokrat yemininin bir gereği olur, böylece hapse girmeden evlerine gidebilirler. Bir örgüt, devlet otoritesinin canını yakmak ve bu durumu sorunlarının çözümünde pazarlık aracı haline getirmek için terör yapar, toprak almak için değil.

ÖDP’ye mavi, kırmızı ve haki boya

Soru: Taraf gazetesi yazarı ve DSİP üyesi Roni Margulies’e ÖDP’li gençler yeşil boya dökmüş, ÖDP de bunu “renkli ve demokratik bir eylem” olarak savunmuş. Ben de ÖDP’ye renkli ve demokratik bir eylem yapmak istiyorum, hangi renkleri önerirsiniz? (Güntay Varlık)

Cevap: Sevgili Güntay, ÖDP’ye yapılacak renkli ve ‘demokratik’ bir eylem için şu renkler kullanılabilir: Mustafa Kemal’in gözlerinin mavisi, çok yüksünülen Cumhuriyet mitinglerindeki gelincik tarlalarının kırmızısı, şeriat tehlikesi olmazsa ordu da darbe yapmaz zaten demek anlamına gelen “Ne şeriat ne darbe” sloganının hakisi. Bunları karıştırmadan, birer birer itinayla dökmeli.

TTNET’ten nostalji kampanyası

Çok fazla internet çocuğu olduk. Sosyal ilişkilerimiz zayıfladı. Ne güzeldi eskiden insanlar birbirine kart atardı, mektup yazardı. Dağdan dağa ıslıkla iletişim kurmanın yolunu bulanlar olurdu. İnternet geldi hakiki dostluklar bitti. Sanal arkadaşlıklar başladı. Buna bir dur demek isteyen Türkiye’nin internet tekeli TTNET, gün içinde sık sık interneti keserek yeniden eski haberleşme yollarımıza dönmemizi, birbirimizle fiziksel temas kurmamızı amaçlıyor.

Teşekkürler TTNET. Bize bu nostaljiyi yaşattığın için. Sevgili okurlarım siz de sorularınızı mail ile yollamayın, bir maili baştan sona okuyuncaya kadar sekiz kere modemimi restart ediyorum. Bana kart atın ya da mektup yazın, eski siyah beyaz mutlu günlerimizdeki gibi.

TARAF