1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. IRAK

  4. IKBY Sözcüsü Bölgedeki Gelişmeleri Anlattı
IKBY Sözcüsü Bölgedeki Gelişmeleri Anlattı

IKBY Sözcüsü Bölgedeki Gelişmeleri Anlattı

IKBY hükümet sözcüsü bölgede yaşanan gelişmeler hakkında bilgi vererek, hükümet krizine ilişkin olarak "Goran mutabakata uymadı" dedi.

15 Ekim 2015 Perşembe 23:25A+A-

IKBY Hükümeti Sözcüsü Sefin Dizayi, Goran Hareketi'ne mensup beş Bakanın görevlerinden uzaklaştırılmasına ilişkin, "Başbakan, herhangi bir bakanı görevden alabilir veya istifasını isteyebilir. Ancak bu bakanlar için böyle bir durum söz konusu değil. Bu bakanlar uzun bir süreliğine izin almış gibi oldular. Kabinedeki diğer bakanlar, vekaleten bu bakanlıklara bakacaklar" dedi.

Dizayi, Süleymaniye ili ve ilçelerindeki gösteriler nedeniyle KDP ile Goran Hareketi arasında yaşanan siyasi krizi, AA muhabirine değerlendirdi.

KDP binalarının yakıldığı ve 5 kişinin öldüğü gösteriler sonucu KDP'nin, Goran ile yaptığı antlaşmayı feshetmesi ve Goranlı 5 bakanı görevden uzaklaştırmasına açıklık getiren Dizayi, "Başbakan, herhangi bir bakanı görevden alabilir veya istifasını isteyebilir. Ancak bu bakanlar için böyle bir durum söz konusu değil. Bu bakanlar uzun bir süreliğine izin almış gibi oldular. Bu işten atma anlamına gelmez, daha fazla uzun bir izin sayılabilir. Yine maaşlarını ve diğer haklarını almaya devam edecekler. Ancak görevlerini yapmayacaklar. Kabinedeki diğer bakanlar, vekaleten bu bakanlıklara bakacaklar" diye konuştu.

Tedbir adına böyle bir adımı atmak zorunda kaldıklarını, olayın "şahsi bir mesele" olmadığını vurgulayan Dizayi, şunları ifade etti:

"Süleymaniye'deki, Kaladize'deki olaylar bellidir. Amaç bellidir, kaosu Erbil'e taşımak ve istikrarsızlığa yol açmak. Biz buna kesin olarak izin vermiyoruz. Süleymaniye ve diğer bölgelerde yaşananlardan dolayı üzüntü duyuyoruz ama oradaki kaosun Erbil'de de olması gerekmez. Bu yüzden KDP'lileri zor tuttuk. Onlar da kendi inisiyatifleriyle yanlış bir şey yapmasınlar. Bu adımı atmaya mecbur kaldık. En azından tansiyon biraz düşsün istedik. Üzüntü duyuyoruz."

"Goran mutabakata uymadı"

Goran'ın söz konusu kararlara itiraz ettiğini aktaran Dizayi, Irak'ta hem Bağdat'ta hem de Erbil'de siyasetin bir mutabakat üzerinden yürüdüğünü dile getirerek, "Irak Cumhurbaşkanı makamı KYB'de, Irak Parlamentosu Başkan Yardımcılığı ise Goran'dadır. Kürt bölgesindeki Meclis ve hükümet başkanı ile bakanlar ve siyasi partiler arasında bir konsensüs yapılarak paylaşıldı. Goran bu mutabakatı bozdu. 'Bağdat'taki cumhurbaşkanı ve meclis başkanı yardımcısı yerinde kalsın, herkes yerinde kalsın sadece Mesut Barzani'nin görevini meclise götürelim' şeklinde bir tutum oldu, bunu yaşadık, gördük. O antlaşma ve konsensüs iki taraf arasındaydı. Ancak Goran ve KDP arasındaki bu antlaşma bitti" şeklinde konuştu.

"Meclis başkanı artık bizim için meclis başkanı değildir"

Dizayi, Süleymaniye'den gelirken Erbil'e alınmayan Goran'a mensup IKBY Parlamento Başkanı Yusuf Muhammet'in KDP'nin "kesin kararıyla" artık Meclis başkanı olmadığını belirterek, "KDP'nin bu konudaki kararı ve açıklaması çok nettir. Açıklamada, Muhammet'in artık meclis başkanı olmadığı ifade ediliyor" dedi.

KYB, KDP ile Goran arasında yaşanan siyasi krizde sorumlu tutum sergilediklerini anlatan Dizayi, şunları ifade etti:

"Bölgedeki tüm partilere eşit muameleyle bakıyoruz. Ama KYB ve KDP bölgenin iki ana unsuru ve partisidir. İkisi birlikte hareket ederse mutlaka bu sıkıntıları çözmesi daha kolay olur. Yani şartlar kolay olmayabilir ama iki parti aklıselimle, daha kapsamlı bir bakış açısıyla ve işbirliğiyle hareket ederse sorunlar daha rahat çözülür. KYB'nin mutlaka bazı konularda şikayetleri vardır. Ancak sorumlu bir tutumu sergilediler."

Dizayi, "hükümetin bütçesinde para olmasına rağmen memurlara dağıtmadığını" iddia eden KYB Milletvekili Dr. İzzet Sabir İsmail'e dava açtıklarını belirterek, "Hükümetin elinde para var ancak millete dağıtmıyor şeklindeki bir iddiayı akıl, mantık, din ve ahlak kabul etmez. İnsanlar açken hükümet neden elindeki parayı dağıtmasın. Bu çok anlamsızdır. Bu şahsa karşı dava açtık. Maalesef insanların hayatını politika malzemesi yapmak çok çirkin bir oyundur" dedi.

"İran'ın resmi tutumu Barzani'nin devam etmesinden yanaydı"

IKBY Hükümeti Sözcüsü Dizayi, Irak Kürt bölgesinde alışık olmadık gösterilerin arkasında İran olduğu iddialarına ilişkin ise şunları kaydetti:

"İranlı üst düzey bir yetkili, birkaç kere buraya geldi ve net bir mesaj verdi: 'Şu anki şartlarda Mesut Barzani'nin başkanlıkta kalması lazım. Başka bir seçenek yok, başka bir aday ve güçlü bir karakter yoktur.' Bunu hem KDP'ye çok net söylediler hem de bildiğimiz üzere diğer partilere de aynı şeyi söylediler. İran, Sayın Barzani'nin kalmasına sıcak bakıyordu. Çünkü İran'ın resmi tutumu Barzani'nin devam etmesinden yanaydı."

"Türkiye'nin Barzani'ye desteği var"

Türkiye'nin tutumunu da aktaran Dizayi, "Türkiye hükümeti ve siyasi partiler yani herkes bölgemiz için istikrar, huzur, birlik ve beraberlik çağrısı yapıyor. Türk hükümeti de AK Parti de bu çağrıları yaptı. 'Şu anki şartlar, böyle bir boşluk zamanı değil, birliğinizi beraberliğinizi koruyun' mesajını verdiler. Türkiye'nin Mesut Beye karşı tutumu belli. Barzani'ye lider olarak, başkan olarak destekleri vardır" diye konuştu.

"Barzani o koltuğa değer kattı"

Başkanlık meselesinde Mesut Barzani'ye "haksızlık" yapıldığını dile getiren Dizayi, "Sayın Barzani bu göreve (başkanlık) geldiğinde ilk sözü bölgenin birlik ve beraberliğini sağlamak, eski iki yönetimi tamamıyla yok etmek ve tek yönetimle halka hizmetti. Aynı zamanda bundan sonra bir Kürt bir Kürt'ü öldürmesin, yani kardeşler arasında savaş olmasın istiyordu. Bunlar Barzani'nin öncelikleridir. Ancak maalesef şu anki olaylardan dolayı çok üzüntü duyuyor" ifadesini kullandı.

Dizayi, Barzani'nin oturduğu koltuğa "değer kattığını" vurgulayarak şunları söyledi:

"Sayın Barzani geçen günler yaptığı açıklamada, 'bu koltukta kalma ısrarım yok. Ya iki sene daha uzatın ya da, eğer, bir alternatifiniz ve adayınız varsa buyurun başkan yapınız. Benim için dert değil' dedi. Sayın Barzani, bu meselede haksızlığa uğradı. 14-15 yaşından beri dağlara çıktı, peşmerge oldu. Kendisini başkan olarak değil, peşmerge olarak görüyor. Bu yüzden Barzani, başkan olsa da olmazsa da yine Beyaz Saray'da onu kırmızı halıyla kabul ediyorlar. Çankaya'da, Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ve hatta Elize'de…Barzani, 2005'ten evvel de Avrupa'ya gitti, 1990'lı yıllarda bütün liderlerle ve Türkiye'de Turgut Özal ile görüştü. O zaman bölge başkanı değildi, parti başkanıydı. Bu, şu anlama geliyor: Barzani kendi karakteri, karizması, pozisyonu, gücü, tecrübesi ve vizyonuyla oturduğu koltuğa değer kattı. O koltuk Barzani'yi yüksek pozisyona getirmedi, tam tersine Barzani başkanlık koltuğuna değer verdi."

- "Böyle bir krizin zamanı değildi"

Kürt bölgesindeki şartların siyasi bir kriz çıkarmaya müsait olmadığına dikkati çeken Dizayi, "Şu anki şartlarda böyle bir krize gerek yoktu. Şartlar normal olsaydı, DAİŞ olmasaydı ve parlak bir ekonomimiz olsaydı o zaman belki siyasi bir tartışma olabilirdi. Şu anki durum siyasi bir krize müsait değil. Bölgemizde 1 milyon 700 bin mülteci var. Irak merkezi hükümeti, neredeyse 2 yıldır bütçemizi ödemiyor. Bölgemizde memurların üç aylık maaş ödemeleri yapılmadı. 1000 kilometrelik sınırda DAİŞ ile cephemiz var. Ortadoğu'daki gelişmeler ciddidir. Bu ortamda kendi kendimize, halkımıza, bölgemize ve ülkemize sorun çıkarmak çok anlamsızdır ve büyük sorumsuzluktur" değerlendirmesinde bulundu.

Bağdat'ın bütçe kartını kendilerine karşı kullandığını kaydeden Dizayi, sözlerini şöyle tamamladı:

"Eski Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'ye 'Kürtleri yola getirmek için bölgeye verdiğin bütçeyi kes. Millet sokaklara dökülecek. Sonra Neçirvan Barzani mecbur kalacak. Bağdat'a gelecek ve şartları kabul edecek' demişler. Bunlar 2014 yılının başında oldu. Tabii o zaman halkımız sıkıntı yaşadı ama hükümetine sahip çıktı. Boyun eğmedi. O yüzden geçen sene daha kolay geçti. Fakat hükümet için kolay değildir. Oradan borç al, şuraya ver, şu şirketten al öbürüne ver. Petrol satışına başladık ancak fiyatlar düştü. Projeler durdu, ödemeler yapılmadı. Maaşlar ödenemedi. Normal vatandaş için hayat tabii zordur. Ancak sokaklara dökülmek çözüm müdür? Bazı insanlar ve medya kuruluşları ile bazı milletvekilleri bu durumu istismar etti. Yoksa yasalar çerçevesinde herkesin protesto hakkı var."

(AA)

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT