HAKSÖZ-HABER

Suriye meselesi tüm Ümmet için bir namus, haysiyet mevzusu olduğu gibi Türkiye için de bir varoluş meselesine dönüşmüş durumda. Bugüne kadar takındığı tutum ile AK Parti Hükümeti bu kapsamlı soruna dair insani, vicdani bir hat tutturdu ve ödediği ağır bedellere rağmen ahlaki çizgisini bozmadı.

Ne var ki, sorunun hükümet kadroları nezdinde ne ölçüde anlaşılabildiği hep tartışıldı, tartışılmaya da devam ediyor. Öyle ki; zaman zaman konu adeta Erdoğan ve Davutoğlu’nun şahsi meselesiymiş gibi algılanabilecek görüntüler söz konusu olabiliyor.

Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş’un Suriye’de zalim rejime ve uluslararası destekçilerine karşı halkın direnişini, cihadını ısrarla “vekâlet savaşı” şeklinde tanımlayan tutumunu bu hususu ortaya koyan derin bir çatlak göstergesi olarak okumak mümkün ne yazık ki! Bu konunun ne kadar acıklı bir yaklaşım olduğunu ve Numan Kurtulmuş gibi İslami hassasiyeti malum bir ismin sol-Kemalist çevrelerin tanımlamalarıyla Müslümanların davalarına yaklaşmasının kabul edilemezliğini daha önce de ifade etmiştik.

Bu çerçevede dünkü Meclis görüşmelerinde yeni bir skandal yaşandı. PYD tartışmalarına ilişkin söz alan Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş güya PYD’nin illegalliğini vurgulama adına Suriye devletinin uluslararası hukuk açısından sorunlu olsa da hala egemen bir devlet olduğunu söyledi.

Doğrusu yakın zamana kadar MHP içinde başkanlık yarışı yürütecek kadar milliyetçi bir kafa yapısına sahip bir isimden Ümmet duyarlılığı beklenemeyeceği açık ama böyle bir ismin Başbakan Yardımcılığı görevini yürütüyor olması ve Hükümet adına konuşmasının AK Parti Hükümeti adına büyük bir çelişki olduğu da inkâr edilemez!