1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. Her Çağın Rehberi: Hz. Muhammed (s.a.v)
Her Çağın Rehberi: Hz. Muhammed (s.a.v)

Her Çağın Rehberi: Hz. Muhammed (s.a.v)

İslâm bir yaşam biçimidir. İbâdetler, Müslüman hayatının tüm yönlerine dahil edilir. İnanan bir kimse, 6. Yüzyılda 21. Yüzyıl’ın anlamını arar. Hayatın büyük soruları aynı kalır, bu sorular bazen kolay anlaşılamayan terminolojilerde örtülüdürler.

19 Mart 2020 Perşembe 20:38A+A-

Aisha Stacey'in makalesini Durmuş Kancı Haksöz Haber için çevirdi:

Allah’ın emirlerini ve Hz. Muhammed’in rehberliğini takip eden Müslümanlar aslında dünyanın şuan, ‘en iyi uygulama rehberi’ olarak ifade ettiği kitaba bağlı kalmaktadırlar. Esasen bunun anlamı şu; Müslümanların, usül ve yöntem olarak üstünlüğü kabul edilmiş bir öğretiyi takip ettiklerini açıklar. Bu yazımızda akıl sağlığı konusunu ele almaya çalışacağız.

Akıl hastalığı olan Müslümanlar yardım istemekten korkma derecesinde mimlenmişlerdir. Hatta bazıları utanç veya korkudan dolayı dinlerinden bile uzaklaşırlar.

Akıl sağlığı sorunu olanları tedavi etme şeklimiz kesinlikle sorumlu olacağımız bir durum bu nedenle seleflerimizin akıl hastalığı olanlara nasıl davrandığını doğru anlamak, bizi uyandırır/bilinçlendirir. Onların Hz. Muhammed’i takip ettikleri mevzusunda ise hiç şüphe yoktur.

Bu yazının başlığını ‘her çağın rehberi’ olarak ifade etmemiz; onun farklı şekil ve aktivitelerle birçok olayda başarılı olabilmesidir.

Hastalıklar ve Koşullar

6. Yüzyılın erkek ve kadınları, Allah'ın emirlerine uydukları ve Resulullah’ın tavsiyelerini aldıklarında, 21. Yüzyılın insanlarını rahatsız eden bazı akıl sağlığı bozukluklarından kendilerini koruyorlardı.

Bu noktada medeniyetin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri de akıl sağlığı bozukluklarıdır. Okul çağındaki çocuklar bile kendilerini yaşam boyu mücadeleler için hazırlıyorlar çünkü toplum olarak hayatımızı, Allah'ın yaratılış için öngördüğü bir biçimde yaşamıyoruz.

Günümüzde akıl sağlığı sorunlarının tüm topluluklarda yaygın olduğunu kabul ediyoruz. Avustralya'da nüfusun % 45'i yaşamlarının bir döneminde akıl hastalığı yaşayacaktır. Herhangi bir zamanda 4 milyon insan karmaşık bir akıl sağlığı sorunundan etkilenecektir.1

Akıl hastalığı olan kişilere yönelik olumsuz tutumlar genellikle bilinmeyenin korkusundan ve bilgi eksikliğinden kaynaklanır. Müslüman toplumlar/cemaatler Cinler tarafından delirtilen üyelerinin olmasıylada ayrıca uğraşırlar.

Bazı Müslümanlar cin çarpmasının varlığını kabul ederken, Müslüman doktorların bunu akıl hastalığının kapsayıcı bir nedeni olarak görmediklerini, öğrenmek sizleri şaşırtabilir. Genellikle modern tıbbın kurucusu olarak bilinen İbn Sina, zihinsel bozuklukları fizyolojik temelli koşullar olarak değerlendirmiştir.2

İslâm âlimleri ve doktorlarının ileri görüşlü olması 705 yılında, Irak’ın başkenti Bağdat’ta bulunan bir hastanede dünyanın ilk psikiyatri koğuşunun kurulmasına yol açtı. Büyük İslâm doktoru el Razi, akıl hastalıklarını tıbbi bir mesele olarak değerlendirip psikoterapi ve ilaçlarla hastaları tedavi etmiştir.3

Tedaviyi Aramak

İlaç almak ve uzmanlardan tedavi istemek önemli bir İslâmi öğretidir. Hz. Peygamber bu konuda şunları söylemiştir:

"Ey insanlar tedavi olun! Allah nerde (veya ne zaman) hastalık yaratmışsa tedavi de yaratmıştır öyleyse tedavi arayın."4

Ve birisinin tedavi görüp görmeyeceği sorulduğunda:

"Ey Allah'ın kulları tedavi arayın. Zira Allah Teâlâ bir tanesi haric tedavisiz hastalık yaratmamıştır: İhtiyarlık -bir rivayette ölüm."5

Bununla birlikte tedavi; Allah’ın merhametine sığınarak şifa ve iyileşme isteyen dualarla alınabilecek bir tamamlayıcıdır.

Kur’ân; fiziksel, mânevî ve zihinsel sağlığı kapsayan bir rehber kitaptır. Resulullah’ın hadisleri ise Allah’ın ayetlerini takip etmek isteyenler için tavsiyelerde bulunur. Allah’ın emirlerine uymak zihinsel sağlık sorunlarını doğru yönetmemize ve en uygun zihinsel sağlığa ulaşmamıza yardımcı olur.

Hayattaki olumsuz olaylar ise depresyon için önemli risk faktörlerinden biridir. İslâm, Müslümanların bu olaylarla başa çıkmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Olumsuz düşünceleri, olumlu düşünceler ve eylemlerle değiştirmeye teşvik eder ve umutsuzluk ve hayal kırıklıklarını umutla karşılar.

Umut

İslâm, insanlara en kötü günahları işlemiş veya en zor koşullarla karşılaşmış olsalar bile umutlu olmaya teşvik eder. Allah’ın merhamet sahibi olduğunu bilmek, tüm zorluklara rağmen ümitli olabilmede su götürmez bir gerçektir.

‘’Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah’a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, Kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir. Allah, herşey için bir ölçü kılmıştır.’’ (Talâk- 3)

Güçlü bir inanca sahip olmak; depresyon, endişe veya acı çekenler için sağlam bir iptir. Diğer yandan bu zihinsel sapmaların/hastalıkların ötesine geçememek zayıf inancın bir yansıması değildir. Bir kişinin psikoterapi, bilişsel davranış terapisiya da ilaç gibi yardımlar da dahil fakat -bunlarla sınırlı olmamak üzere- ek yardıma ihtiyaç duyduğunun bir işaretidir.

Zorbalık

Zorbalık: Bir birey veya grubun bir veya birden fazla kişiye karşı gücün kötüye kullanılmasını içeren sözel, fiziksel, sosyal veya psikolojik olarak baskı yapılması olarak tanımlanabilir.

Zorbalık özellikle bu yüzyılda oldukça can sıkan bir kelime/davranış ve kurbanları üzerinde uzun vadeli psikolojik etkisi nedeniyle bu davranışın önlenebilmesi için çok çabalar harcanıyor. Ayrıca okullarda, ailelerde ve işyerlerinde yapılan zorbalıklar, fiziksel sonuçların yanı sıra önemli zihinsel sağlık sorunlarına da neden olur.

Workplace Bullying Institute (İşyerinde Zorbalık Enstitüsü)'ne göre ABD’deki işgücü raporlarının % 35'i zorbalığın iş yerlerinde yapıldığını gösteriyor.

Ortaokullarda zorbalıkla ilgili Yeni Zelanda’da6 yapılan bir araştırmaya göre zorbalığa maruz kalan öğrencilerin daha düşük bir özgüvene sahip oldukları; depresyon, stres ve umutsuzluk gibi duygulardan muzdarip olduklarını ve diğerlerine göre kendilerine zarar verme veya intihara kalkışma oranlarının daha fazla olduğu tespit edilmektedir.

Hz. Peygamberin Tavsiyesi

Bu çok büyük bir sorun ve Hz. Muhammed zamanında da var olan bir sorundu. Resulullah bugünkü gibi ifade etmemesine rağmen şöyle demiştir: ‘’Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve onu hakîr görmez.’’7

Buna ek olarak Allah Kur’ân’da şöyle buyurmuştur:

‘’Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.’’ (Hucurât- 11)

İslâm bir yaşam biçimidir. İbâdetler, Müslüman hayatının tüm yönlerine dahil edilir. İnanan bir kimse, 6. Yüzyıl düşüncesinde 21. Yüzyıl’ın anlamını arar. Hayatın büyük soruları aynı kalır, bu sorular bazen kolay anlaşılamayan terminolojilerde örtülüdürler.

 

Dipnotlar:

1- https://www.sane.org/mental-health-and-illness/facts-and-guides/fvm-mental-illness-basics

2- Haque A. Psychology from Islamic Perspective: Contributions of Early Muslim Scholars and Challenges to Contemporary Muslim Psychologists. J Relig Health. 2004;43:357–77.

3- Sabry, W. M., & Vohra, A. (2013). Role of Islam in the management of Psychiatric disorders. Indian Journal of Psychiatry, 55(Suppl 2), S205–S214. http://doi.org/10.4103/0019-5545.105534

4- Sahih Buhari

5- Tirmizi

6- Association between Bullying and Mental Health Status in New Zealand AdolescentsCarolyn Coggan , Sara Bennett , Rhonda Hooper & Pauline DickinsonPages 16-22 | Published online: 14 Feb 2012

7- Sahih Müslim

HABERE YORUM KAT