Gazze ablukası kırıldı!
Filistin’i dünyanın geri kalan insanlarından, Gazze’yi dünyadan ayıran iki duvar vardır. Birinci duvar; Filistin topraklarında işgalcinin terörle mücadele bahanesiyle ikinci intifada(2000) sonrası fiziken yükseltilmiş 730 km’lik ayrımcılık ya da utanç duvarıdır ki bu duvar bütün Filistin’i bir hapishaneye ve dikiz noktasına çevirmiştir. Filistinlilerin özgürlüğünü kısıtlayan, evlerini yıkan, tarım arazilerine el koyan, yollarını kapatan, seyahati, eğitimi, ticareti tedaviyi engelleyen, suya, kendi arazilerine dahi erişimi kısıtlayan, aileleri parçalayan en önemlisi kontrol noktalarıyla Filistinlileri her gün ayrıştıran, aşağılayan ve günlük yaşamı korkunç hale getiren bu duvar çok ciddi mali, insani ve hukuki kayıplar doğurmaktadır.
İkinci Duvar ise Gazze’ye ulaşmamızı engelleyen abluka duvarıdır. Bu duvar, yalnızca Gazze, Batı Şeria topraklarında değildir. İşgal edilmiş Filistin topraklarının, Akdeniz’in sularının ve Mısır topraklarının ve en önemlisi insanların zihin kıvrımları üzerinde yükselen abluka duvarı Gazze ile irtibatımızı bir jammer gibi kesmektedir. İşgalcinin en büyük zırhı bu duvarın yıkılmazlığının tüm dünya halklarınca ve uluslararası aktörlerce kabullenilişidir. Öyle ki çeyrek asırdır bu duvarın ötesinde olanlar duyulmaz. Duyulsa da insani, vicdani bir tepki verilmez. Abluka duvarı, düşüncelerin önündeki kaldırılması teklif dahi edilemez bariyerdir.
Bu bariyer yıllardır, yalnızca haberleşmeyi değil vicdanlarla eylemler arasındaki irtibatı da kesmiştir. Herkes her yere seyahat edebilirken Gazzelinin dünyanın yahut Filistin’in herhangi bir yerine özgürce seyahate hakkı yoktur. Dünyanın her yerine özgürce seyahat edebilen özgür insanlar Gazze’ye seyahat edemez. Gazzeliye temas edemez.
Siyonazist akıl, zihinlere kazıdığı manipülatif bilgilerle, yalanla, iftira ile, çarpıtılmış tarihi mitlerle, mağdur edebiyatı ile üretilmiş bu çelik zırh ile işgalciye bugünkü dokunulmazlığını bahşetmiştir. An itibari ile Küresel Sumud Filosu, zihinlerimizin önüne inşa edilmiş bu bariyerleri paramparça etmeyi başarmıştır. Çünkü İsrail, abluka ile Gazzeli bir yetimin başının okşanamayacağını, buna yeltenilirse güvenliğinin tehdit edildiği gerekçesiyle buna müdahale edeceğini, Gazze’ye ulaşılmaması gerektiğini tüm dünyaya zorla kabullendirmişti. Bu yüzden iki yıldır koskoca devletler(!), yarım milyon çocuğun hedef alınarak katledilişini kınama mesajlarıyla izlemektedir.
Bir süre önce özgür iradeli 50 kaptan, adil bir yeryüzü talebiyle rotayı Gazze’ye çevirdi. Yolcularının tek amacı Gazze sahilinde merhamet yolu gözleyen çocuklarla bir an önce kavuşmaktı. Her bir yolcu, bir ay süren yolculuk boyunca titiz bir örücü zarafetiyle bir oya gibi zihinleri işlediler. ‘Gazze sahiline neden ulaşmalıyız’ı her biri kendi dilleriyle, bir yürek taşıyan insanlığa anlattılar. Londra, Berlin, Roma, Barcelona, Paris, İstanbul meydanlarında, binlerce insan S(umud) için nöbet tutmaya başladı. Artık bundan böyle vicdanlı insanlar, Gazze’nin ulaşılamazlığını kabullenmeyi değil daha büyük filolarla, daha etkin korunma talepleriyle akın akın Gazze’ye ulaşmayı hedefliyorlar. Zihinlerin duvarı yıkılmıştır elhamdülillah. Artık Filistin’in dikenli tellerini, beton ve demirlerini parçalayacak öfkeyle, binlerce gemi yolculuğa hazırlanıyor. Yüzbinlerce insan rotayı yeniden oluşturuyor. Artık hepimiz Gazze ile kavuşmaya hazırız. Ne pahasına olursa olsun Gazze kardeşliği ile Filistin’i ayağa kaldıracağız. Hazır mıyız Kaptan? Bundan sonrasını işgalci, sömürgeci katiller düşünsün.












YAZIYA YORUM KAT