1. YAZARLAR

  2. Fatma K. Barbarosoğlu

  3. Fakirliğin resmi: Dağlarda terörist, denizlerde korsan
Fatma K. Barbarosoğlu

Fatma K. Barbarosoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Fakirliğin resmi: Dağlarda terörist, denizlerde korsan

17 Nisan 2009 Cuma 11:29A+A-

I-

Salı gününden bu yana Türk medyasının necip kalemleri itina ve hayranlık ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un konuşmasını değerlendiriyor. Ben dahi değerlendirmek isterdim. Ancak bir köşem olduğundan bu yana, toplumsal mesuliyetim gündem hırsımdan önde yürüdü. Bu defa da öyle olacak. Başbuğ'un konuşmasının entelektüel boyutlarını analiz edebilecekken susuyorum. Mesela Weber atıflarının yatay toplumu açıklayamadığından başlayıp, medyanın Başbuğ'un konuşmasını "çıtayı" aşağıda tutarak değerlendirmesi üzerinde durabilirdim. Ama bunların hiçbirini yapmayacağım. TSK hakkında şimdiye kadar yaptığım tek bir eleştiri ve olumsuz bir cümle olmamasına rağmen bendeniz, "adam/kadın" yerine konmamış gazetecilerdenim. Başımdaki örtüyü bir gül gibi taşırken bazıları onun sadece dikenlerini görüyorsa yapılabilecek ne var? Yazdığım cümlelerin doğru anlaşılabilme ihtimalinin olmadığı zamanlarda itina ile susmayı tercih ediyorum.

Velhasıl herkesin "her yerde" olduğu bir çağda, ben başımdaki örtüyle "hiçbir yer" deyim. "Hiçbir yer"de olan biri olarak merkeze Somalili korsanları alıyorum bu gün. Somalili korsanlar da hiçbir yerde çünkü. Ama bu hiçbir yerdelik onlara dünyanın yeni bir şer odağını yapılandırma hakkı veriyor.

II-

Kurdun kuşun hatırını soran, arkasında söylenmedik şarkıların nağmesini bırakan Obama; Avrupa seferini tamamlar tamamlamaz, ayağının tozuyla ilk tarihi kararını verdi.Tarihi karar? Somalili korsanların elinde rehin olarak bulunan kaptanın canına karşılık, korsanların canı.

Böylece ilk defa korsan eylemi kanlı bir şekilde sonlanmış oldu. Bilmeyenler için bir giriş denemesinde bulunalım. Korsan kelimesi ne vakittir tarihi romanların, tarihi filmlerin konusu olmaktan çıkmış, hayatımızın ortasına oturmuştu.

Somalili korsanların ele geçirdikleri gemiler için yüklü fidye istemelerine tanıklığımız, Türk gemisini kaçırmalarıyla başlamış, Deniz Kuvvetleri'ne ait "Giresun" gemisinin korsanlarla mücadele etmek üzere Aden Körfezi'ne doğru sefere çıkması ile gündemimize oturmuştu. Bakmayın 'gündemimize' kelimesine. Gündem yani sen ben bizim keloğlan. Yoksa "kamuoyu"nun gündeminde, elma kromun zayıflatıcı etkisi kadar bile yer bulamamıştı.

Oysa Somalili korsanların eylemleri, içinde bulunduğumuz zamana maya çalan eylemlerden biri. Yıllardır iç savaşın içinde yokluğun emzirdiği Somalili gençler, zenginlerden alıp fakirlere dağıtmaya başlamışlardı işte. Robin Hood filmlerini zevkle seyrediyorduk değil mi?

Gençler deyince hem ulusal sınırlarımız içinde hem de küresel ölçekte daima orta sınıf ve üst sınıfa mensup olan gençleri dert ediniyoruz. Komşumuz Yunanistan'da olan biten gençlik eylemleri gençlik eylemi de, Somali korsanlarınki gençlik eylemi değil mi?

Küresel krize çare bulmak isteyenler, aynı zamanda dünya gençliğinin sorunlarını da merkeze almak zorunda. Zengin gençler eline silah alıp "adrenalin" avına çıkıyor, fakir gençler eline silah alıp "erzak" biriktiriyor.

"Medeniyetler İttifakı"nda gençler ile ilgili kararlar merkeze alındı. İyi güzel de kamuoyu oluşturulabildi mi? Hayır. Sempozyum, panel, forum, uluslararası toplantı yapmak ile bir adım atılmış olmuyor. Adım olması için hedefe doğru belli bir mesafe kaydedilmiş olması lazım. Akademinin gündemine oturmayan, kamuoyunda ilgililer tarafından tartışılmayan toplantılar, "ikindi çayı" sosyalliğinden öteye gidemiyor.

İstanbul "Medeniyetler İttifakı"na ev sahipliği yaparken Obama'nın "teşrifi", diğer liderleri gölgede bırakmıştı. Yoğun empati gücüne sahip biri olarak imajlanmaya çalışılan Obama'nın Somalili korsanlarla empati kurmasını beklemiyorduk elbette. Fakat, korsanların ölümü ile neticelenen "kurtarma operasyonu" tarihi hatalarının ilki olabilecek bir öneme sahip. Dünyanın kabuğunun hızla değiştiği şu günlerde, korsanların fidye isteği kabul edilseydi şeklinde bir öneri sunuyor değilim. Çünkü korsanların fidye isteği yerine getirildikçe onlar da avlandıkları sularda tam teçhizat avlanabilmek için kendilerine daha modern aksamlar alıyor. Öldürmek çözüm mü? Hayır. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan yaş ortalaması yirmiyi geçmeyen gençleri şiddet yoluyla durdurmaya kalkmak onların hırsını, dayanışma gücünü ve katılımcılarını çoğaltmaya yarar en fazla.

1989'dan beri iç savaşın içinde bulunan Somali, savaşın içinde yetişmiş gençliğinin korsan kimliği üzerinden dünya gündemine oturuyor.

Gezegenin başkanı olmaya soyunmuş olan Obama, küresel kriz ile başa çıkabilmek için aynı zamanda dünya gençliğinin uçurumlarını da kapatacak yeni kavramları, kavramların ışığında çözüm arayışlarını örgütlemek zorunda. Bir tarafta her şeye sahip olmanın getirdiği tatminsizlik ile şiddet üzerinden heyecan arayan bir gençlik, diğer tarafta yalnızlıktan, ya da fakirlikten dolayı eline silah alan "adanmış gençlik" var.

Somalili korsanlara bakarken; kendi ülkemi unutu-yor değilim. Bizim gözü yaşlı ülkemizde; PKK'ya katılacağı için oğlunu yakalatan babalar kadar, üniversite sınavlarına hazırlanan kızına "üniversitede seni okutmazlar. Ne duruyorsun dağa çık. Kurtuluş dağlarda" diyen anneler de var.

Gençliğin ne düşündüğünü, nasıl yaşadığını bilmeyen, değer yargılarının ne kadar farklılaştığını görmeyen yöneticiler ve eğitimciler ile acıdır ki ortak harflere bile sahip değiliz. Bu durumda nasıl cümle kurup harcımızı yenilemek için kavramlar oluşturabileceğiz?!

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT