1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Erdoğan’ın Kürsüden Verdiği Talimat YÖK’ü Harekete Geçirdi!
Erdoğan’ın Kürsüden Verdiği Talimat YÖK’ü Harekete Geçirdi!

Erdoğan’ın Kürsüden Verdiği Talimat YÖK’ü Harekete Geçirdi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünyanın kaç yerinde var?” diyerek çağrı yaptığı yardımcı doçentlik unvanı için YÖK’ün aynı gün harekete geçmesi Türkiye’de işlerin son dönemde nasıl yürüdüğüne somut bir örnek oldu.

27 Temmuz 2017 Perşembe 16:07A+A-

Haksöz Haber

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı M. A. Yekta Saraç, YÖK tarafından Bilkent Otel’de düzenlenen “İslam Ülkeleri Rektörleri Forumu”nun sonuç bildirgesini açıkladıktan sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yardımcı doçentlikle ilgili açıklamaları hatırlatılarak, YÖK’ün bununla ilgili nasıl bir çalışma yapacağının sorulması üzerine Saraç, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bu husustaki açıklamasından sonra aynı gün, yani dün bir çalışma grubu oluşturulmasına karar verdik ve çalışmalarımıza hızlı bir şekilde başladık. Çok yakın bir süre içinde konuyu zamana yaymadan somut bir önerinin oluşacağını ben burada söylemek isterim. Buradaki öncelik yardımcı doçentliğin mevcut sistemdekilere hiçbir şekilde olumsuz etkisinin olmaması, bu yönde atılacak adımın yükseköğretim sistemine yeni bir soluk getirmesi. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da zaten bu husustaki sözleri bu yeni bir heyecan, yeni bir soluk getirilmesi yönünde çok olumlu bir yönlendirmedir.” ifadelerini kullandı.

Saraç, mevcut yardımcı doçentlerin hiçbir mağduriyet yaşamamaları ve kazanımlarını kaybetmemeleri için azami önem verileceğini vurguladı.

Hepsi iyi, güzel ama bu işte, bu işleyişte bir gariplik yok mu? On yıllardır sürdürdüğünüz bir sistemi bir anda değiştirmek üzere harekete geçiyorsunuz. Bu sistem yanlış idiyse neden bugüne kadar sürdürdünüz? Doğru idiyse değiştirmek için bu acele neden?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adeta daha kürsüden inmesinden önce çalışma grubu kurup, sistem değişikliğine adım atmak seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın iradesine, talebine olumlu cevap vermek, bürokratik hantallığı aşmak olarak görülebilir elbette ama bu aynı zamanda Türkiye’de kurumların ve kurumların işleyişinin giderek tek adam profiline göre şekillendiği iddiasını doğrulamayı da getirmez mi?

HABERE YORUM KAT

2 Yorum