1. HABERLER

  2. KİTAP

  3. ‘Derviş Gönüllü Bir Mücahitti’
‘Derviş Gönüllü Bir Mücahitti’

‘Derviş Gönüllü Bir Mücahitti’

Bahattin Yıldız’ı anlamak üzere hakkında yazılan yazılar, haberler, şiirler, “Bahattin Yıldız, Ümmetin Yüreği” ismiyle Özgün Yayıncılık’tan kitap olarak yayınlandı. Hasan Aycın da kitaba özel bir çizgisiyle destek oldu.

10 Haziran 2011 Cuma 00:40A+A-

Hâyır faaliyetleri için gittiği Afganistan'da bir uçak kazası sonucunda hayatını kaybeden Bahattin Yıldız hakkında yazılan yazılar, haberler, şiirler toplanarak kitaplaştırıldı. Şehit Yıldız'ın arkadaşı Cemal Balıbey kitaptaki yazısında, Bahattin Yıldız'ın eski tarih zamanlarından çıkıp gelmiş, derviş gönüllü bir mücahit olduğunu söylüyor.

Ticari bir kaygı, seyahat, gezmek, tatil için değil, tamamen Allah rızası için çıktığı bir yolculukta, yetimlere yönelik bir çalışmada hayatını kaybeden Bahattin Yıldız hakkında yazılan yazılar kitaplaştırıldı. İHH İnsani Yardım Vakfı'nın yetim projesi kapsamında Afganistan'a giden ve 17 Mayıs 2010 tarihinde yolculuğu sırasında uçağının düşmesi üzerine şehit olan Bahattin Yıldız'ı anlamak üzere hakkında yazılan yazılar, haberler, şiirler, "Bahattin Yıldız, Ümmetin Yüreği" ismiyle Özgün Yayıncılık'tan kitap olarak yayınlandı. Hasan Aycın da kitaba özel bir çizgisiyle destek oldu.

Yıldız'ın yazdığı Kar Çiçeği, Güllerin Vedası, Karda Ayak İzleri ve Cihad Günlüğü kitaplarının ayraçları da yine Özgün Yayıncılık'tan çıktı.

BAHATTİN YILDIZ ANLATIRKEN HEPİMİZİN KANI KAYNIYORDU

Ömrünü inandığı davaya adayan şehit Yıldız için arkadaşı Cemal Balıbey'in kitaptaki "Bir Yıldız Gibi Kayarak Ayrıldı Aramızdan" başlıklı yazısı dikkat çekiyor. Balıbey yazısında şunları söylüyor: "Bahattin ağabey Afganistan cihadından 'Gazi' olarak yeni dönmüştü; 12 Eylül darbesiyle terk etmek zorunda kaldığı ülkesine. Onu üniversitelilerin sohbetine götürüyorduk. Afganistan'daki direnişi bütün sıcaklığı ve heyecanıyla anlatıyordu. O anlatırken kâh Burhaneddin Rabbani ilmi, yumuşak huyu ve tecrübesiyle yanımızda yer alıyor; kâh Hikmetyar dinamik, mücadeleci ve teşkilatçı tavrıyla öne çıkıyor; kâh Ahmed Şah Mesud üstün taktik ve askeri dehasıyla bizleri büyülüyordu. Cihad diyordu; mücahid, Afganistan, ümmet, direniş, zafer diyordu. Hepimizin kanı kaynıyordu.

RUSLAR'A KARŞI OMUZ OMUZA MÜCADELE VERDİ

Bahattin Yıldız 12 Eylül sonrası yurt dışı tercihini inkılâp ve cihad beldelerine doğru yaptı. Afganlı kardeşlerimizin yanında Ruslar'a karşı omuz omuza mücadele verdi. Cepheden yazdığı mektuplar Mavera'da, Gülçocuk'ta, Milli Gazete'de yayınlandı. Rahmetli Cahit Zarifoğlu "Yaz Abdülhamid, oraları yaz. Sana önemsiz gelebilir ama her şeyi yaz" diyerek cepheye ulaştırdığı mektuplarla onu yazmaya teşvik etmiştir. Böylece bizim kardeşlerimizin hikâyesini de yazan biri var olmuştur. 'Ben iyi yazan biri değilim. Mücadelemizin hikâyesini edebiyatçı ağabeylerimiz yazmalı. Onlar yazmayınca bize düştü bu görev' derdi. Yaşanılan mücadelenin bir sonraki kuşaklara aktarılmasına dikkat çeker; 'Mücadelelerimiz, kavgalarımız, endişelerimiz bizimle kalacak. Bizden sonraki kardeşlerimiz dahi hikâyemizi bilmeyecek. Bir şey yapan öncekilerden kopuk olduğu için kendini ilk zannedecek...' derdi.

Afganistan'da kaldığı sürece bir gazeteci gibi Ferhat Dağcı takma adıyla oranın tarihini, Rus işgalinden önceki ve sonraki sosyal durumunu, savaşan grupları Türkiye'de çeşitli yayın organlarında insanlarımızla paylaştı. Bu çalışma Rahmet Yayıncılık tarafından "Savaşan Afganistan" adıyla 1985 yılında yayınlandı. Bizzat Afgan cihadının içinde yer alan Bahattin Yıldız anılarını, İslami mücadeleyi her zaman ve her yerde sürdüren, zamanı gelince rablerine verdikleri sözde durarak cihad meydanına çıkan müslüman gençlere bir hatıra niteliğinde "Cihad Günlüğü" adı altında Abdülhamid Muhaciri müstearı ile kaleme aldı.

80 öncesi adeta bir İslam ekolü hüviyetinde olan Erzurum ve oraya okumaya gelen İslamcı gençlerin yaşamları etrafında örgütlenen bir eser 'Kar Çiçeği' romanı. Genç Müslümanların mücadelelerinin seyrinden anekdotlar sunan, bizleri o günlere sürükleyen akıcı, romanın da ötesinde bir belgeler kitabı. Roman hicri 1400. yıla girildiği o günlerde Akıncılar Derneği'nin 22 Kasım günü Kayseri'de yapacağı 'Hicret Mitingi'ne dikkat çekmek üzere üç genç üniversite öğrencisinin Erzurum'dan Kayseri'ye 600 km'yi aşan 'Hicret Koşusu' ile başlıyor. Bir döneme tanıklık eden, hiç solmayacak güllerin vuslatını 'Güllerin Vedası'nda hikâyeleştirdi.

Bahattin Yıldız, 70'li yıllardan günümüze Türkiye bahçesinde yetişen güllerden; Bilal'den, Fuat'tan, Taceddin'den, Selami'den söz etti. Hatmiye Anne'yi, Nur Bibi'yi unutmamamızı istedi. 'Onlar gittiler, giderken bir muştu gibiydiler' dizelerini hatırlattı.

Ardından karlı sarp dağları, sınırları, çileli yolları Ferhat gibi aşarak ülkesine geri dönüşünü bir yol hikâyesi olarak; 'Karda Ayak İzleri' ismiyle kitaplaştırdı. Eserde kar ve kış arka planda bir tablo güzelliğinde yerini alırken; yarınsızlaşan, en yakın arkadaşı çaresizlik olan ama tek azığı umudu yüreğinde canlı tutan birinin; amansız, geçit vermeyen dağlarda bırakmış olduğu ayak izlerini görürsünüz. (…)

çok sade yaşadı

Bahattin Yıldız, dünyalık olana hiç hırslı olmadı. Çok sade yaşadı. Sık sık geldiği İstanbul'da yayınevinde yatar kalkardı. Sabahları çoğunlukla birlikte kahvaltı ederdik. Büyük bardakta içtiği çayının yanında, üzerini pudra şekeri ile tatlandırdığımız, 'kürt böreği' diye tabir edilen kahvaltı soframız değişmezimizdi. Dava adamının sade bir hayatı olmasına, lüksten uzak durması gerektiğine inanırdı. Üzerine giydikleri de son derece sadeydi; gri ve toprak rengi tonları tercih ederdi. Kendine karşı cimri olan bu insan, etrafına, öğrencilere, ihtiyaç sahiplerine cömertti. Buna yakından şahidim. İğnesi-ipliği, sakalını kısalttığı küçük makası, çantasında olurdu. Saç ve sakalını berberden kıskanan biriydi. Makam, mevki, şan, şöhret, zenginlik vb. umurunda olmadı. Onunla bir müddet birlikte olup biraz konuşanlar, ondaki gönül zenginliğini ve güzelliğini, derinliğini hemen fark edeceklerdir. Bu haliyle benim gözümde Bahattin abi, eski tarih zamanlarından çıkıp gelmiş derviş gönüllü bir mücahitti."

Hüseyin Kulaoğlu / Yeni Akit

HABERE YORUM KAT