Soru: Sevgili Sivilay Abla. Nokta dergisinde yayımlanan Özden Örnek günlüklerini okumuştuk. Şimdi de Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay’ın darbe günlüklerinden gazeteniz sayesinde haberdar olduk. Gerçekten inanmakta güçlük çekiyorum. Bir insan neden bunun günlüğünü tutar. Ruh ve Sivil Hastalıkları doktoru olarak bu davranışı nasıl açıklarsınız? (İsmail Hakkı Karabaş – Hatay)

Cevap: Sevgili İsmail Hakkı, darbecilerin “Darbe yap, denize at. Balık bilmezse Halik bilir” demelerini bekleyemeyiz. Darbe planlarını bu kadar detaylı olarak günü gününe yazmaları ya da emekli paşaların geçmiş darbelerle ilgili tüm sırları uluorta açığa vurmaları basit bir insani zafiyete dayanır. Kendinle övünmek.

Diğer taraftan darbeciler, darbe yaparak büyük bir iş yaptıklarına inanır, hatta Fukuyama’nın ünlü ifadesindeki gibi ‘tarihin sonu’ olarak görürler. Onlara göre darbe ile yeni bir tarih yazılmaya başlayacaktır. Tuttukları günlüklerin de tarih öncesi döneme ışık tutup, yeni tarih yazımına yardımcı kaynaklık edeceğine inanmaktadırlar.

Özellikle paşalara darbe koçluğu, motivatörlük yapan bir gazetecinin işin serencamını bu kadar detaylı yazmasının arkasında başka bir sebep daha var. Bugüne kadar irili ufaklı beş darbe, muhtıra yaşamış biri olarak çok iyi biliyorum ki; darbe dönemlerinde her şey toz duman olur. Kimsenin gözü kimseyi görmez. Hele bir sivilin, müttefik bile olsa, bir çavuş kadar kıymeti kalmaz. Zaten günlüklerde de, yerel yönetimlerin dahi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde master yapmış teğmenler arasında bölüştürüleceği yazıyor. Bir sivilin darbe öncesi gösterdiği üstün gayreti günlüğü yardımıyla kayda geçirmesi, darbe sonrası maddi manevi ganimet paylaşımında delil olarak işine yarayabilir bir ihtimal.

Seçimden seçime gelen başkan

Soru: Merhaba Sivilay Abla. Yerel seçimler geldi, çattı. Her gün evimize, mahallemize bir başka aday geliyor ve oyumuzu istiyor. Bizi seçimden seçime hatırlayan politikacı istemiyoruz. Bize her zaman gelecek bir başkanı nereden bulacağız? (Kadir Tolunay – Ümraniye)

Cevap: Sevgili Kadir, misafirperverliğine saygı duyuyorum. Ancak milletvekilleri, belediye başkanları her gün mahallelerde dolaşsalar, evlerimizin kapılarını çalsalar iş yapacak zamanları kalmaz. Basit bir matematik hesabı yapacak olursak, orta büyüklükte bir şehrin belediye başkanı bütün işini gücünü bırakıp seçmenlerin tek tek elini sıkıp sadece “merhaba, nasılsınız?” dese üç-dört yılı bu şekilde geçer. Bu durumda bugün senin kapını çalsa sıra sana bir dahaki seçim döneminde geliyor. İllaki görmek istiyorsan seçimden sonra iade-i ziyarete gidebilirsin.

Kriz holdingleri teğet geçti

Soru: Sivilay Abla, ekonomik kriz tüm dünyayı vurdu. Her gün dünya çapında büyük firmaların kapandığını, satıldığını okuyoruz. Türkiye’de ise ne kapanan ne de satılan holding var. Amerikalı dev bankalardan, Sivaslı bir köylüye kadar herkesi vuran kriz, bizim büyük zenginlerimizi nasıl teğet geçti? (Engin Suna)

Cevap: Sevgili Engin, bizim büyüklerimiz devlet serasının nadide çiçekleridir. Onları dolu tutmaz, rüzgâr almaz, güneş kavurmaz. Hep 24 derece, hep uygun nem.

TARAF