1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. KİTAP

  4. Cibaliye mülteci kampının gündelik kahramanlarının hikâyelerini anlatmak
Cibaliye mülteci kampının gündelik kahramanlarının hikâyelerini anlatmak

Cibaliye mülteci kampının gündelik kahramanlarının hikâyelerini anlatmak

Görevimin bu kadar acı verici olacağını hiç tahmin etmemiştim: Gazze'deki soykırımda hayatlarını kaybeden komşularımın, arkadaşlarımın ve ailemin hikâyelerini yazmak.

16 Ekim 2025 Perşembe 18:34A+A-

Hamza Abu Al-Tarabeesh’in Mondoweiss’de yayınlanan yazısını Zeynep Nursel BoyrazHaksöz Haber için tercüme etti.


Dünyadaki her insanın özel bir görevi vardır. Yolculuk, varoluşlarının sırrının ne olduğu sorusuna cevap aramakla başlar. Bazıları erkenden keşfetmeyi başarır, bazıları biraz daha geç ve bazıları da asla başaramazlar.

Yakın bir zamanda kendi cevabımı bulduğuma inanıyorum. Kalbime ve aklıma bu kadar ağır bir yük olacağını bilmiyordum ama bir yıldan uzun bir süredir bunu gerçekleştirdim. Çünkü buna değer.

Anılar ve hayat tecrübeleri paylaştığım komşularımın çoğu, arkadaşlarım ve ailem Gazze’deki soykırıma kurban gittiler. Onlardan geriye kalanlar, hafızamda saklı duran kısa anlık görüntüler. Kuzey Gazze'deki Cibaliye Kampı mahallemde tek yazarım ve görevim, bu anıları canlandırmak ve kaybettiğimiz insanları onurlandırmak.

Kurbanlarla ilgili her istatistiğin ötesinde, adı, hikâyesi ve daha parlak bir gelecek özlemleri olan bir kişi vardı. Onların anısına, geçen Ağustos ayında yayınlanan “Kuzey Gazze Katliamları: Cibaliye Kampı” adlı kitabı yazdım. Bu, bir anma ve direniş kitabı.

En Geniş Katliam

31 Ekim 2023’de İsrail, Gazze’nin bir futbol sahasından daha büyük olmayan Seneyde mahallesine 12 tona yakın patlayıcı maddeyle saldırdı. İsrail-Filistin savaşı tarihindeki en büyük katliam buydu ve 40 farklı aileden toplam 600 kişi bu cani saldırıda hayatını kaybetti. Ben o mahallede yaşadım, en eski anılarım Huaja mahallesi ve etrafındaki duvarlarla şekillendi. Kapıların renklerini, pencerelerin şekillerini ezberledim. Hatta her evin kendine ait o kokularını bile ezbere biliyordum. Her sokağın ayrı bir anısı var. Bunlar beni yetiştiren ve bugün olduğum kişiyi şekillendiren insanlardı.

nortgazamassacres.jpg

Onların arasında çiftçiler, doktorlar, mühendisler, fırıncılar, öğretmenler, taksi şoförleri, balıkçılar, hemşireler, öğrenciler ve büyük hayalleri olan çocuklar vardı. Onlar yalnızca rakam değildi. Ama tek bir günde onlarca aile silinip gitti.

Ertesi gün, 1 Kasım 2023'te, İsrail 7. Blok'a tekrar saldırdı. Bu sefer 150 kişi öldürüldü; bunların arasında aynı ailenin, Salim ailesinin 65 üyesi de vardı. Bir yıl sonra, Ekim 2024'te, İsrail ordusu mahallenin geri kalanını yerle bir ederek ilk katliamdan sağ kurtulanları da öldürdü. Tüm mahallem, aynı yıl içinde iki saldırıyla yok edildi.

Hatıra bir direniştir

Kitap temelde ‘insani bir tona’ sahip olsa da, bu projeyi benimsememin temel nedenlerinden biri, İsrail'in Filistin topraklarını sömürgeleştirmeye başladığı andan itibaren başlayan daha geniş bir anlatı mücadelesi içinde İsrail'e karşı gerçek bir mücadeleye girişmem.

Anlatı üzerindeki mücadele, bu sömürgeleştirmenin kollarından biri. Bunu yalnızca askeri bir işgal olarak değil, her şeyden önce, İsrail'e hizmet eden anlatıyı paylaşarak ve küresel toplumu gerçeği bilmekten alıkoyarak, gerçekleri değiştirmeyi ve Filistin ve küresel bilinci yeniden şekillendirmeyi amaçlayan entelektüel bir sömürgeleştirme olarak görüyorum.

Bu nedenle İsrail, kuruluşundan bu yana yüzlerce Filistinli aydın ve yazarı öldürerek veya hapsederek peşinden ayrılmadı. En önemli örnekler arasında, 1970'lerin başında Beyrut'ta suikasta kurban giden yazar ve şair Gassan Kanafani; devrimci şair Ez el-Din Manasira'nın tutuklanması ve karikatürist Naci Ali'nin öldürülmesi yer alıyor. Belki de İsrailli liderler arasında Filistinlilerle nasıl başa çıkılacağı konusunda zaman zaman dile getirilen "iyi Filistinli, ölü Filistinlidir" sözü iletmek istediklerini özetliyordur.

Bugün de aynı strateji devam ediyor. Son iki yılda Gazze’de 300’e yakın gazeteci şehit edildi. Bu da her iki günde bir, bir gazetecinin öldürüldüğü anlamına geliyor. Eğer İsrail gazeteciyi öldüremezse, ailesini hedef alıyor veya evlerini yıkıyor. Hedef her zaman aynı; gerçeğin gün yüzüne çıkmasını engellemek, anlatılanı kontrol etmek, bizim yaşanmış gerçekliğimizi İsrail’in uydurma hikâyesi ile yer değiştirmek.

Görsel Hikâye Anlatımı

Kitabın yanı sıra, ben de bu hikâyeleri yeni hikâye anlatım biçimleriyle genişletmek için çalışıyorum. Her ailenin hikâyesini özetleyen kısa videolar ve ardından gelen fotoğraflardan oluşan döngüler. Bu çabalar, özellikle ana akım medyanın onları isimsiz kayıplara indirgediği bir dönemde mağdurların yüzlerinin ve seslerinin dünya çapındaki izleyicilere ulaşmasını sağlamayı amaçlıyor.

Neden Önemli

‘Kuzey Gazze Katliamları’ sadece bir kitap değil, aynı zamanda bir çağrı: Filistinlileri sayı olarak değil, insan olarak görmek için. Her sayfa, bir zamanlar Cibaliye'nin sokaklarını sevgi, emek ve kahkahayla dolduranların hayatlarını anlatıyor. Hikâyeleri okunmayı, paylaşılmayı ve hatırlanmayı hak ediyor. Eğer hatırlanırlarsa, İsrail'in onları yok etme girişimi başarısız olur. İşte umut da burada başlıyor.

Bu nedenle, Cibaliye şehitlerinin hikâyesini anlatmaya devam etmek için ikinci cilt üzerinde çalışıyorum.

Benim fikrimce; bu kitabı okuyan her kişi kurbanların dökülen kanları adına bir zaferdir. Tek bir kişi bile okusa, bu onların sesinin sessizliği bozduğu anlamına gelir.

 

*Hamza Abu Al-Tarabeesh, Gazze'de yaşayan serbest gazeteci ve yazardır. Siyasi analiz ve sosyal konular üzerine uzmanlaşmıştır. 2014 yılında İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı olan Koruyucu Kenar Operasyonu'nu takip etmiştir.

HABERE YORUM KAT