1. YAZARLAR

  2. Dr. Sivilay Genç (Abla)

  3. Cenazenin teröristi
Dr. Sivilay Genç (Abla)

Dr. Sivilay Genç (Abla)

Yazarın Tüm Yazıları >

Cenazenin teröristi

08 Temmuz 2010 Perşembe 14:02A+A-

Sevgili okurlarım, geçen iki hafta Kürt Meselesi’yle ilgili klişeler üzerine konuşmuştuk. Bu hafta İlker Başbuğ’un TV konuşması ile ilgili sorularınızı cevaplıyorum. Anlayacağınız aynı konuda devam ediyoruz. Bir iki hafta daha bu konuyu işleyip ardından yazlık yazılara geçeceğim. Sorularınızı bekliyorum.

***

Soru: Sevgili Sivilay Abla, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Terörist cenazesine giden milletvekili dağa gitsin” dedi. Belediyeler de bu cenazeler için cenaze arabası tahsis ediyor. Bu davranış Türk milletinin hassasiyetini hiçe saymak, teröre yandaşlık etmek değil midir? (Selçuk Gülercan)


Cevap:
Sevgili Selçuk, yeryüzündeki tüm hukuk sistemlerinde cezasını çekmiş bir kişi suçsuzdur. Yine yeryüzündeki en ağır ceza ölüm cezasıdır.

Bu durumda devletin güvenlik güçleriyle çatışmaya girmiş bir terörist öldükten sonra artık terörist değildir. O artık annesinin, babasının, kardeşinin, akrabalarının, arkadaşlarının ölüsüdür. İnancına göre defnedilmeyi ve arkasından gözyaşı dökülmeyi her insan kadar hak etmiştir. Belediyenin araba vermesi, eş dostun taziyeye gitmesi normaldir.

Cenazenin teröristi olmaz.

Devlet ile eşkıya arasındaki en temel farklardan bir tanesi düşman ölüsüne yapılan muamelede ortaya çıkar. Devlet ölüden hınç almaz. Devlet her ölüye saygı duyar. Savaşın bile bir hukuku vardır değil mi? Devletin ordusu o hukuka göre davranır. Devlet olmak kolay değildir.

Eşkıya ise ölüden bile intikam alır. Kulağından anahtarlık yapar, düşman cesedini helikopterden köyün üzerine atar, parçalanmış bedenlerin detaylı fotoğraflarını çekip internet sitelerinden yayınlatır.

Devlet eşkıya gibi davranırsa ne olur? Hiç iyi olmaz.

Peki, PKK cenazelerinde intikam pankartı taşımak normal mi? Hiç normal değil. Dağa çıkmış, silah kuşanmış, plan yapmış, saldırmış ve sonucunda da çıkan çatışmada ölmüş birinin intikamını alacağız demekte ciddi mantık hatası var.

***


Otorite boşluğu


Soru:
Sevgili Sivilay Abla, Orgeneral İlker Başbuğ diyor ki: Kuzey Irak’ta otorite boşluğu var. O nedenle gruplar sınırdan sızıyor. Eylem yapıp geri dönüyorlar. Haksız mı? (Mehmet Emin Görsev)


Cevap:
Sevgili Mehmet Emin, Kuzey Irak’ta otorite boşluğu var. Teröristler bu boşluktan yararlanıp oradan Türkiye sınırına hareket ediyorlar. Sonra sınırdan otorite boşluğu olmayan Türkiye’ye giriyorlar. Otorite boşluğu olmayan Türkiye’de kilometrelerce ilerliyorlar. Sonra eylemlerini gerçekleştiriyorlar. Ardından otorite boşluğu olmayan aynı yoldan geri gidiyorlar. Sonra otorite boşluğu olmayan sınırdan çıkıyorlar.

***


PR çalışması


Soru:
Sevgili Sivilay Abla, Türkiye’de medyanın röportaj için peşinden koştuğu isimlerin en başında gelen Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, yılın röportajı fırsatını Uğur Dündar’a tanıdı. Başbuğ bu yılın röportajında üç saat boyunca PKK’dan bahsetti. Sizce bu programı Kandil’de izleyenler ne hissetmişlerdir? (Semanur Tezcan)


Cevap:
Sevgili Semanur, eminim ki kendileriyle iftihar etmişlerdir. Türkiye’nin en çok izlenen televizyonlarının birinde, ‘primetime’da yayımlanan yılın röportajında, ordunun başkumandanının ağzından üç saat reklam yapılması kimi mutlu etmez. Örneğin benden otuz saniye söz etseydi yazılarım tavan yapar, internette hit rekoru kırardım.

***


Şanslı örgüt


Soru:
Sevgili Sivilay Abla, İlker Başbuğ “PKK çok şanslı bir örgüt” dedi. Acaba Başbuğ bu şansınızı Sayısal Loto’da kullanın, bu işleri bırakın mesajı mı verdi? (Çiğdem H.)


Cevap:
Sevgili Çiğdem, Sayısal Loto oynasalar sonuç ne olur bilinmez ama bu sözü Tayyip Erdoğan telaffuz etseydi örgüt propagandası yapmaktan yüce divana giderdi.

PKK’nın şansı elinde değil, karşısında.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT