1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Çağımızın Vebası: İsraf
Çağımızın Vebası: İsraf

Çağımızın Vebası: İsraf

Abdullah Aslan, israfın sadece kaynakları değil, açlıktan gözleri umutla bakan milyonların hakkını da yok ettiğini hatırlatıyor.

09 Ağustos 2025 Cumartesi 20:09A+A-

Abdullah Aslan/Doğru Haber

İsraf

Çağımızın vebası, insanlığın aslında baş belası!

Yersiz yapılan ve küresel anlamda başkasının hakkına tecavüz anlamına gelebilecek büyük bir zorbalık!

Tüketiciler Birliği’ne göre israf; gereksiz yere harcanan her türlü değer, yani savurganlıktır. Dil Kurumu’na göre ise israf, gereksiz yere para, zaman, emek vb’ni harcama, yine savurganlıktır.

Demek ki israf denince, aslında hoyratça kullanılan her şey akla gelebilir. Gıda, su, enerji israfı olabileceği gibi; zaman, mekân ve diğer tüm değerlerde de israf olabilir.

Kâinat bir ölçüyle yaratılmıştır; vasat (ölçülü olma) da bunu ayakta tutan yegâne sütun olmuştur. Bunun ötesi israftır ve hem insanlara hem doğaya büyük bir haksızlık, büyük bir zulümdür.

Bugün insanlığı büyük bir endişe içine sokan şey; aslında israf nedeniyle karşılaşılmaktan korkulan havasızlık, susuzluk ve gıdasızlıktır.

Maalesef insanlık birçok konuda ölçüleri aşarak bağy (haddi aşmak) etti ve bütün sınırları zorlayarak hız ve hazda sınır tanımamaya başladı.

Teknolojik araçlar ve hızlı iletişim, bizi tercihlerimizde daha seçici olmaya sevk etmesi gerekirken, tam aksine daha da sersemleştirdi. Harcamada ise adeta freni patlamış bir aracın uçurumdan yuvarlanması gibi, düşürdükçe düşürdü.

Yeni yayınlanan bir rapora göre, gıda, su ve enerji israfı korkutucu boyutlara ulaşmış durumda. Yalnızca gıda israfı bile, 800 milyon aç insanı doyurmaya yetecek düzeyde!

Bir tarafta açlıkla mücadele eden 1 milyara yakın insan varken, diğer tarafta yine 1 milyara yakın insan obeziteyle boğuşuyor.

Şu bir gerçek ki, açlıkla mücadele edenlerin hakkına başkaları giriyor.

Komşusu açken tok yatanlar, başka türlü hastalıklarla boğuşuyor.

Bir tarafta açlık, öte tarafta israf… Bu düzen herkesi tüketiyor. Bu düzenden hiç kimse kâr sağlamıyor.

İnsanların asgari ücretle geçinmeye, daha doğrusu sürünmeye çalıştığı bir yerde; o insanların oylarıyla seçilenlerin, harcamalardaki pervasızlığı gezegeni yok oluşa götürmesin de ne yapsın?

Seçmenlerin karınlarını doyurmak için şehrin sokaklarında mendil, çorap, su sattığı bir zamanda; seçilenlerin, bir geceliğine bedenlerini sergileyen ahlaktan yoksunlara akıttıkları milyonlarca lira israf, densizlik, pervasızlık, haksızlık ve zulüm olmasın da ne olsun?!

Bir yerde aşırı israf varsa, başka bir yerde birilerinin hakkına tecavüz vardır.

Ülke kaynaklarını kendi keyifleri uğruna çarçur edenlerin bu pervasızlığı fakirlik getirmesin de ne getirsin?

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine dayanan rapora göre, dünya genelinde her yıl üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri, yani 1,3 milyar tonu çöpe atılıyor.

Bu israf, 4,4 gigatonluk sera gazı salımına neden oluyor. Bu da küresel emisyonların %8’ine karşılık geliyor.

Üstelik çöpe giden gıdanın yalnızca dörtte biriyle, 800 milyon aç insanın doyurulabileceği belirtiliyor.

İsraf, sadece tüketimde değil; üretim aşamasında da çevreye ağır yükler getiriyor.

İsrafın Türkiye ekonomisine ise yıllık maliyeti 100 milyar lirayı aşıyor. Oysa bu kaynak, tarımda verimlilikten yenilenebilir enerji yatırımlarına kadar birçok alanda kullanılabilir.

Kaynaklarımız boldur; ancak insanların aşırı hırsı ve sınır tanımazlıkları, dünyamızı yok oluşun eşiğine sürüklüyor.

Aşırı israf ve yersiz harcamalar sonlandırılmalı; kaynaklar herkesin istifadesine sunulmalı.

İsraf, tasarrufla önlensin; geçinemeyenlerin dertlerine de çare bulunsun.

Suyu, gıdayı, enerjiyi israf etmekten kaçınarak aradaki tesanüd ve yardımlaşmayı güçlendirelim, dünyamız da uhramız da güzelleşsin!

HABERE YORUM KAT